Yüzde ÖZETİ| 99’u Müslüman olan Türkiye’de bazı seyahat firmalarının namaz hassasiyetsizliği devam ediyor. Hemen her gün binlerce insan şehirlerarası yolculuk yaparken, seyahat firmalarının molalarında “vakit namazı” ayarı yapmaması şikayetlere konu oluyor. Öz Erciş Seyahat’in, yolcusunun 3 dakikalık namaz molasını reddetmesiyle yeniden gündem olan bu hususla ilgili, şehirlerarası otobüs firmalarının mola saatlerini “vakit namazları”na göre ayarlamaları için düzenleme talebinde bulunuluyor.
İLAHİYATÇI ÜNAL: NAMAZ EN HAKLI TALEPTİR
Yeni Akit gazetesine konuşan Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, otobüs firmalarının diğer ticari firmalar gibi müşteri memnuniyetini takip etmeleri gerektiğini söyleyerek, "Dolayısıyla yolcuların kişisel ve diğer ihtiyaçlarıyla ilgili gerekli düzenleme yaparlar. Yolcularımızın namaz kılma talebi de haklı ve en tabi taleptir. Namaz vaktinde veya vakit çıkmadan mola verilmesi otobüs firmalarınca ayarlanabilir. Bu konuyu bir karmaşa veya karşılıklı çekişme alanı yapmamak gerekir. Çözüm mutlaka bulunur. Yolcular da imkan dahilinde alacakları bileti kendilerine göre ayarlayabilirler. Kısaca firmalardan beklentimiz de mola saatlerinin namaz vakitlerine göre ayarlanmasıdır” dedi.
HUKUKÇU ÇEŞİTCİOĞLU: TARAFSIZLIK, DİNSİZLİK DAYATMASI DEĞİLDİR
Diriliş Postası gazetesine değerlendirmelerde bulunan Avukat Sait Mürsel Çeşitcioğlu, namaz molası vermeyen firmaların yaptığının hem insani olarak hem hukuk nezdinde kabul edilemez olduğunu söyledi. Laikliğin ana vatanı Avrupa'dan benzer örnekler veren Avukat Çeşitcioğlu, "Laiklik, devlete dair siyasi bir ilkedir; otobüs yolculuğu bir özel hukuk sözleşmesidir. Tarafsızlık, kamusal alana dinsizlik dayatması olarak yorumlanamaz. Bu konuda emsal olarak AİHM’in Lautsi-İtalya kararına bakılabilir. Devlet okullarında bile sınıflarda zorunlu haç bulunması, AHİM'e göre tarafsızlığı ihlal etmemiştir. Mesela İngiltere'de Sihler, inançlarındaki sarık zorunluluğu nedeniyle motosiklet sürerken kask takmaktan muaftır. AİHM'in bu konudaki kararlarında ilkesel prensipler vardır, esasen samimiyet ve zorunluluğa bakılır." ifadelerini kullandı.
MEVZUATTA 'MESCİD' VAR, DEMEK Kİ İHTİYAÇ
Avukat Sait Mürsel Çeşitcioğlu bu örnekler üzerinden namaz molasına tahammül edemeyen firmanın tavır ve uygulamasına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
"Otobüs yolculuğu bakımından ise namaz bırakılmaz, kısa kesilir. Namaz Müslümanların farz ibadetlerindendir. Kara yolunda sabah ve akşam namazları anlıktır, vakit geçebilmektedir. Çok kısa süreli uygun bir yerde namaz talebi meşrudur ve samimidir. Çünkü namazın şartlarından biri vakittir. Uçak ve trende ise yolculuk öngörülebilirdir ve kişiler bilet alırken yolculuk tercihlerini namaz vakitlerine göre ayarlayabilir. Ancak otobüs yolculuğu uzundur ve duraklar sözleşme yapılırken firma tarafından taahhüt edilmemiştir. Çünkü yolculuk ilişkisindeki şartlar, özel durumları da barındırır. Bir çocuğun tuvaleti geldiğinde, bir kişi hasta olduğunda bile o otobüs uygun yerde durabilmelidir. Çünkü orada korunmaya değer üstün bir menfaat vardır. Karayolları mevzuatı dinlenme tesislerinde mescitleri de konu alır, demek ki bu ihtiyaç da kanun koyucu tarafından öngörülmüş bir yolculuk halidir. Firmanın açıklaması gayrimedenidir."
Bunun adı ibadet yasağı... Namaz molası isteyen yolcuya 'laiklik' vurgulu red cevabı!
STK TEMSİLCİSİ TÜRKMENOĞLU: İBADETLER İKTİDARLARIN VARLIĞINA ENDEKSLİ OLMAMALI
Daha önce benzer şikayetler üzerine meseleyi Diyanet İşleri Başkanlığı'na götüren Uluslararası Bilgi ve Algı Derneği Başkanı Ömer Lütfi Türkmenoğlu yaşananları gazetemize değerlendirdi. Türkmenoğlu "Ben de şehirlerarası seyahatlerde uçak ve otobüs kullanıyorum. Özellikle sabah namazı vakti dar olduğu için namaz için 5 dakikalık mola otobüsü kullanan şoförün ve firma prensiplerinin inisiyatifine bırakılıyor. Birkaç kez otobüsten inmek durumunda kaldım. Peygamberimiz (s.a.v.) sabah namazının dünya ve içindekilerden daha önemli olduğunu söylüyor. Özellikle sabah namazı İslamiyet'in ilk savaşı Bedir Savaşı'nda bile terk edilmedi. Bu konuda firmanın 'laiklik' ekseninde yaptığı açıklama sap ile samanı birbirine karıştıran eski Türkiye'nin hala varlığını sürdürdüğünün bir delili." diye konuştu.
Türkmenoğlu, "Bugün inananların ibadetlerini yapabildiği sosyolojik ortam iktidarların varlığına endeksli olmamalı. İslam ezelden ebede İslam'dır" sözlerini sarf etti.
YÖNETMELİK VEYA KHK GEREKİYOR
Başkan Türkmenoğlu, şunları kaydetti:
"2021 Mayıs ayında Diyanet İşleri Başkanımıza durumu ifade eden bir yazı yazmıştık. Diyanet İşleri Başkanlığımız aynı dönemde Ulaştırma ve Altyapı, İçişleri, Ticaret, Kültür ve Turizm Bakanlıklarımıza talep içeriği ile ilgili bir yazı yönlendirmişti. konu ile ilgili bir yönetmelik veya kanun hükmünde kararname bile çıksa ciddi manada rahatlama olacak"
Editor : Şerif SENCER