Windows ÖZETİ| işletim sistemleri elimize ilk geçtiğinde hepimiz, anladığımız kadarıyla her noktasını kurcalamışızdır. Kimimiz gidip müziğini açmış, o sırada da media player’ın hipnotize edici videolarında saatler geçirmiştir. Kimimiz de ekran koruyucusundaki boruların izlediği yolları takip ederken yine saatlerini harcamıştır.
Bu şekilde, her yeni gelen işletim sistemi, bizleri kurcalanacak farklı özelliklerle karşı karşıya bıraktı. Windows Vista ile karşımıza çıkan ve Windows 7’de en büyük popülerliğe ulaşan masaüstü araçları da bu özelliklerden biri oldu. Peki daha sonra gelen işletim sistemlerinde bunları neden göremedik?
Microsoft, bu konu için resmi bir açıklama yapmıştı.
Söz konusu açıklamada şirket, araç galerisinin desteğinin sonlandırıldığını ve bunun güvenlik sorunları nedeniyle yapıldığını belirtmişti. Açıklamanın sonuna da “saldırganların hem araçlar üzerinden bilgisayarınızı yönetebileceğini” hem de “araçların davranışlarını değiştirebileceğini” eklemişti.
Ayrıca bu araçlar ActiveX tabanlıydı. ActiveX, Microsoft’un, zamanında internetle çalışan küçük programları kapsayan nesne tabanlı bir programlama aracıydı. Kafa karıştırmaya gerek yok elbette. Sadece söz konusu araçların ActiveX üzerinde çalıştığını bilmeniz yeterli.
Peki ActiveX güvenli miydi?
Microsoft, ActiveX tabanlı uygulamalar için güvenilir olup olmadıklarını belli eden bir sertifika gösteriyordu. Fakat sertifikasız uygulamanın yüklenmesiyle ortaya çıkan problemler kullanıcının sorumluluğuna bırakılıyordu. Bunun son kullanıcı tarafında pek de karşılık bulmadığını tahmin etmek zor değil.
Microsoft’ta yazılım geliştiricisi olarak çalışmış olan Mark Phaedrus’un sözlerine göre, tehdit oluşturan kısım, araçların büyük çoğunluğunun ActiveX’e bağlı olmasıydı. Bu sebeple de araçlar üzerinden ActiveX kontrollerine erişmek mümkün oluyordu (ya da en azından bunu mümkün kılan açıklar vardı). ActiveX’in açıkları sebebiyle de ‘ActiveX saldırıları’ popüler olmaya başladı.
Hem bu sorunu ortadan kaldırmak hem de araçların varlığını sürdürmek için tek bir yol kalıyordu.
Zira sistemin açıklarını kapatmak, Phaedrus’un söylediğine göre neredeyse imkânsızdı. Bunu göz önünde bulundurunca da sorunu çözmek için araçları ActiveX tabanlı olmadan daha güvenilir bir şekilde yeniden geliştirmek gerekiyordu. Peki buna değer miydi?
Phaedrus’a göre cevap hayır ve bunun iki sebebi var.
En basitinden başlayalım. Yutması zor bir hap gibi olacak ama ‘bu araçlar pek de işlevsel sayılmazdı’. Sağ tarafa yerleştirdiğiniz bir saate ihtiyacınız yoktu, çünkü zaten saati öğrenmek için sağ alta bakmanız yeterliydi. Takvim için de aynı durum geçerliydi.
Bunlar dışında birkaç tane işlevsel sayılabilecek (performans izleme gibi) araç olsa da bunlar da fazla sistem kaynağı kullandıkları gerekçesiyle şikâyet ediliyordu.
Ve gelelim diğer sebebe: Microsoft, zaten tüm kaynakları Windows 8 için harcıyordu.
Vikipedi .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Windows 8’de bir başlangıç, bir de masaüstü ekranımız bulunuyordu. Ve Microsoft, geliştiricileri, Windows 10 ile iyice popülerleşen Evrensel Windows Platformu’na yönlendirmeye çalışıyordu. Bunun ilk adımlarını, Windows 8’in metro-tarzı başlangıç ekranında ve Windows Phone modellerinde gördük. Fakat geri dönüşü pek de iyi olmadı.
Yine de bu süreçte genel olarak uygulamalar yeni işletim sistemine aktarılmaya çalışıldı. Fakat normalde masaüstünün boşta kalan sağ kısmına yerleştirilen bu araçlar pek de odak noktasında olmayacaktı. Çünkü Windows 8’le birlikte Microsoft, mobile odaklanmaya başlamıştı. Ayrıca uygulamaların ekranın bir bölümünü kaplamasını sağlayan bir özellik, neredeyse araçların açığını kapatacak nitelikteydi.
Şimdiki işletim sistemlerindeki bölünmüş ekran kullanımı, Windows 8’de biraz daha ön plandaydı.
Güvenlik açısından problemli olan, yeni işletim sistemine uyarlanması için bolca çalışma gerektirecek olan ve hâlihazırda çok da hayranının bulunmadığı bir özelliğin devam ettirilmesi de Phaedrus’un söylediğine göre pek de değecek bir şey değildi.
Editor : Şerif SENCER