Gündem

Uzmanlardan çarpıcı açıklama: Öcalan'ın çağrısına PKK uymak zorunda! Uymazsa...

DEM Parti heyetiyle görüşen PKK lideri Abdullah Öcalan, yayınladığı mektupta, tüm gruplara silah bırakma ve PKK’nın kendini feshetmesi çağrısında bulundu. Konuyla ilgili uzman isimler, Haber7'ye önemli açıklamalarda bulundu.

Uzmanlardan çarpıcı açıklama: Öcalan'ın çağrısına PKK uymak zorunda! Uymazsa...
28-02-2025 00:08

Haber7 ÖZETİ| - ÖZEL

DEM Parti heyeti, bugün bölücü terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile 3'üncü görüşmeyi gerçekleştirdi. İmralı heyeti, görüşmenin ardından Taksim'de bir otelde basın açıklaması düzenledi. Açıklama Türkçe ve Kürtçe okundu.

Öcalan'ın mektubunda, “Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum. Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir" ifadeleri yer aldı.

HABER7'YE ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

Konuyla ilgili Haber7'ye konuşan uzmanlar, çağrıyı olumlu değerlendirirken terör örgütü PKK yöneticilerinin buna uymak zorunda kalacağını ifade etti. 

SEMAVİ: "BEKLEDİĞİMİZ AÇIKLAMA GECİKMELİ DE OLSA GELDİ"

Temel Strateji Araştırma Merkezi Başkanı Araştırmacı Yazar Abdurrahim Semavi, açıklanan mesajı olumlu karşıladığını belirtti.

PKK'nın karşı durmayacağını söyleyen Semavi, "Ben çok olumlu bakıyorum her şeyden önce. Bu konuda ilk açıklamaları kamuoyuyla paylaşan birisi olarak, Haziran ayından itibaren böyle bir çağrının yapılacağını dillendiren biri olarak söylüyorum. Beklediğimiz açıklama gecikmeli de olsa nihayet geldi. Bunda örgütsel çatı ve yapının karşı duracağını düşünmüyorum." dedi.

Abdurrahim Semavi

"BUGÜNKÜ YAPILAN AÇIKLAMA BİR SÜRECİN FİNALİDİR"

Semavi, Öcalan’ın mesajının öncesinde, gayriresmi birçok temasın sağlandığını belirterek, "Öcalan ile Kandil, Öcalan ile Avrupa kanadı ve Öcalan ile PYD arasında çok sayıda mesaj gidip geldi. Bugünkü açıklanan mesaj, bu sürecin finalidir ve nettir. Silahların çağının bitmesi ve örgütün kendini feshetmesi nettir. Artık bundan sonra atılacak fiili adımlar önemlidir." ifadelerini kullandı.

"ÖCALAN'A TABİ OLDUKLARINI DEKLARE EDECEKLER"

PKK'nın silahlı unsurlarının sayısına da değinen Semavi, "Şu anda PKK saflarında bulunan silahlı unsurların sayısı 6 ila 8 bin civarında. Bu unsurların silah bırakması halinde, nasıl bir süreç yaşayacaklarına dair devletin de adım atması gerekiyor. İlk olarak örgüt silahları bırakma kararını açıklayacak ve Öcalan’a tabi olduklarını deklare edecekler. Bu tür bir deklarasyonun ardından devletin de bazı adımlar atması gerekecektir. Bu anlamda çok hayırlı bir adım olduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu.

"ÖCALAN'IN ÇAĞRISINA UYMAYAN VARLIĞINI SÜRDÜREMEZ"

PKK içindeki farklı grupların tutumuna da değinen Semavi, "PKK öyle bir örgüt ki yaklaşık 36 devletle irtibat halinde. Bu tür yapıların birçok ülkenin istihbarat servisleriyle ilişki kurması zaten beklenen bir durumdur. Ancak bu uluslararası baskı gruplarının ve küresel güçlerin, bu süreçte başarılı olacağını sanmıyorum. Çünkü Öcalan’ın yaptığı bu çağrı, PKK’ya destek veren kesimlerin de Öcalan’a kayıtsız şartsız destek vermesini gerektiriyor. Farklı düşünen birkaç örgüt mensubunun karşı durması, onların tamamen tasfiyesi anlamına gelir. Halk, eğer silah bırakma kararına destek verirse, Öcalan’a tabi olursa, silahlı unsurların varlığını sürdürmesi zaten imkansız hale gelir." ifadelerini kullandı.

"ÖCALAN, ÖRGÜTÜN KURUCUSU OLARAK LAĞV KARARI VERDİ"

Bölücü terör örgütü PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesi yönünde yapılan tarihi açıklama, Türkiye kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, gazeteci yazar Ahmet Ay sürecin önemine dikkat çekti. Ay, Türkiye’nin geldiği noktanın PKK’nın varlık gösteremeyeceği bir zemin oluşturduğunu belirtti.

Ahmet Ay

Çağrıyı Haber7'ye değerlendiren gazeteci yazar Ahmet Ay, "Şimdi 40 yılı aşkın süredir devam eden bu terör ve terörist faaliyetleri, bugün itibariyle Öcalan’ın açıklamasıyla birlikte sona erdirildi. Örgütün kurucusu olan Öcalan, kendi örgütünü lağvetme çağrısı yaptı." dedi.

"TÜRKİYE 70'Lİ, 80'Lİ YILLARIN TÜRKİYE'Sİ DEĞİL"

Ay, Türkiye’nin geçmişle kıyaslanamayacak kadar güçlü bir noktaya geldiğini vurgulayarak, "Türkiye artık 1970’lerin, 1980’lerin Türkiye’si değil. 2. Dünya Savaşı sonrası dönemdeki 80’li ve 90’lı yılların konsepti de yok artık. Bugün bölgesinde hava hâkimiyetini elinde bulunduran, kişi başına düşen Gayri Safi Milli Hasılası 15 bin dolara ulaşan bir ülkeden bahsediyoruz. Bu Türkiye ile vekalet savaşlarını sürdürmek artık hiçbir devletin işine gelmez." ifadelerini kullandı.

"40 YILLIK TERÖR, DESTEKLER OLMADAN SÜREMEZDİ"

Terör örgütlerinin yalnızca silah ile varlık gösteremeyeceğine dikkat çeken Ahmet Ay, "Ne PKK ne de başka bir örgüt, büyük devletlerin desteği olmadan 40 yılı aşkın bir süre ayakta kalamazdı. Bir terör örgütünün varlığını sürdürebilmesi için silah kadar istihbarat, lojistik ve diplomatik desteğe ihtiyacı vardır. Türkiye, son yirmi küsur yılda bu destekleri kesebilecek bir güce erişti." dedi.

"DESTEKÇİ DEVLETLER, TÜRKİYE'Yİ KARŞISINA ALMAYI GÖZE ALAMAZ"

Türkiye’nin bölgesel ve küresel güç olarak konumlandığını belirten Ahmet Ay, "Bunun temelinde son yirmi yıldır istikrarlı bir siyasi iktidar var. Cumhurbaşkanı’nın kararlı duruşu ve son süreçte Sayın Devlet Bahçeli’nin desteğiyle bu noktaya gelindi. PKK’nın bu yeni dengelere karşı durma şansı yok. Çünkü vekalet aldığı güçlerin pek çoğu, Türkiye gibi bir devleti artık karşısına almayı göze alamaz." ifadelerini kullandı.

"ÇAĞRIYA KULAK VERMEZSE IRAK VE SURİYE'DE BAŞINA GELECEĞİ ÇOK İYİ BİLİYORLAR"

Ay, Türkiye’nin bölgesel etkinliğinin PKK’nın dış destek damarlarını kestiğini belirterek, "Irak’taki, Balkanlar’daki ve Kafkasya’daki gelişmeler, Suriye’deki son süreç Türkiye’nin ne kadar güçlü bir devlet olduğunu açıkça gösterdi. Terör örgütü, bu çağrıya kulak vermediği takdirde hem Irak’ta hem Suriye’de hem de Türkiye’de başına neler geleceğini çok iyi bilir. Ben, bu çağrının mutlaka karşılık bulacağını düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

AKGÖNÜL: "SÜREÇ RASTGELE ORTAYA ÇIKMADI"

Gazeteci yazar Sabri Akgönül, bu sürecin arka planına dair Haber7'ye çarpıcı değerlendirmelerde bulunarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek anlamda devlet olma yolunda kritik bir eşiği aştığını ifade etti.

Sabri Akgönül

Akgönül, sürecin rastgele ortaya çıkmadığını belirterek, “Bu zaten uzun zamandır devlet yetkilileriyle Öcalan arasında uzlaşılmak istenen bir sonuçtu. Bu çağrının son halinin devlet yetkilileri tarafından da önceden görüldüğünü biliyorum” dedi.

"TÜRKİYE, GERÇEK ANLAMDA BİR DEVLET OLDUĞUNU İSPATLADI"

Akgönül, bu gelişmenin Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok önemli bir dönüm noktası olduğuna dikkat çekerek, “Bu, nihayetinde Kürt sorunu ile ilgili bir mesele. Kürt sorunu, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana çözülemeyen en büyük meseleydi. PKK’nın gönüllü olarak kendini feshetmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek anlamda bir devlet ve gerçek bir cumhuriyet olduğunun ispatıdır.” ifadelerini kullandı.

"GERÇEK CUMHURİYETİN KURUCU İSİMLERİ ERDOĞAN VE BAHÇELİ OLDU"

Türkiye’nin bu sorunla yüzleşip çözme iradesini ortaya koyduğunu belirten Akgönül, “Cumhuriyet kurulurken çözülemeyen bu sorunu çözmek, Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan’a nasip olmuştur. Bu bağlamda şunu da söyleyebilirim ki, gerçek cumhuriyetin kurucuları az önce zikrettiğim iki isimdir.” dedi.

"PKK KENDİNİ FESHETME KARARINI YAKINDA ALACAK"

Sabri Akgönül, PKK’nın bu çağrıya uyup uymayacağı konusunda da net ifadeler kullanarak, “PKK’nın yetkililerinin son bir aydır yaptığı açıklamalardaki değişim ve dönüşüm tonundan bu çağrıya uyacaklarını biliyoruz. Dolayısıyla bu sorunun cevabı kesinlikle evettir. Yakın zamanda PKK bir kongre kararı alacak ve bu kongrede kendisini feshedecek. Büyük ihtimalle de Erbil ve Duhok’a yerleşecektir.” dedi.

NASIR: "ÖCALAN, PKK'NIN ANLAMINI YİTİRDİĞİNİ İTİRAF ETTİ"

Gazeteci yazar Nihat Nasır, Abdullah Öcalan'ın son dönemdeki mesajları ve Türkiye'nin yakın siyasi geçmişine dair çarpıcı ifadeler kullanarak önemli tespitlerde bulundu.

Haber7'ye konuşan Nasır, değerlendirmesinde Abdullah Öcalan'ın çok net bir şekilde sosyalizmin çöktüğünü, 90'lı yıllarda PKK'nın kendi iç hesaplaşmalarının ve dinamiklerinin etkisiyle çöküş yaşadığını vurguladığını belirtti. O dönemde kimlik inkârının da ciddi bir sorun olduğunu ifade eden Nasır, kendisinin de o süreçlerin tanığı olduğunu dile getirdi.

90'LARDAKİ DEVLET İÇİ YAPILANMALARA DİKKAT ÇEKTİ

Bölgede doğup büyüdüğünü söyleyen Nasır, 90'lı yıllarda devlet içindeki bazı yapıların, özellikle gençleri ve çocukları sistematik şekilde hedef aldığını belirtti. “İki çocuk Kürtçe konuştuğu için alınıp, 15 gün boyunca sorgusuz sualsiz her türlü işkenceye maruz kalıyordu. Bu yaşananlara bizzat tanığım.” ifadelerini kullandı. Nasır, yaşanan bu tür olayların gençleri dağa çıkmaya ittiğini söyledi. Hapishanelerin de adeta birer akademiye dönüştüğünü vurguladı.

Eski MİT Başkanı'nın ifadelerine de atıf yapan Nasır, “Tel Aviv'in ya da Washington'un Ankara Şubesi gibiydik” sözünü hatırlatarak, dış güçlerin dayatmalarıyla devlet içindeki bazı kliklerin güvenlik güçlerini yanlış yönlendirdiğini ve bu durumun PKK'nın güçlenmesine zemin hazırladığını belirtti.

"KÜRT MESELESİNDE DEVRİMİ ERDOĞAN YAPTI"

Nihat Nasır, kimlik inkârının ortadan kaldırıldığını ve bunun bir devrim olduğunu belirterek, “Bütün bunları Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Çok büyük riskler aldı. Çünkü karşısında bu süreci istismar edecek devasa bir güç vardı. Erdoğan, Çanakkale’de omuz omuza savaşılan Kürt halkının bu memleketin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.” dedi.

Nasır, Erdoğan'ın gövdesini taşın altına koyarak gerçek bir devrim yaptığını ifade etti. “Abdullah Öcalan’ın itirafları da bunu kanıtlıyor. PKK'nın ve siyasi uzantılarının artık bir anlamı kalmadı.” diyerek, Dem Parti’nin de bu süreçte anlamını yitirdiğini belirtti.

"BU PARAYLA BİR TÜRKİYE DAHA KURULURDU"

Nihat Nasır, 2013’te çözüm sürecinin tamamlanmak üzere olduğunu ancak Amerika, İsrail ve Avrupa ülkelerinin Türkiye’nin büyümesinden duyduğu endişe nedeniyle süreci sabote ettiğini söyledi. “1,5 trilyon dolarlık bir potansiyel engellendi. Bu parayla bir Türkiye daha kurulur.” diyen Nasır, dış güçlerin Kandil’e giderek “Silah bırakmayın, Apo’yu dinlemeyin” diyerek süreci tersine çevirdiğini kaydetti.

HASAN CEMAL'E SERT TEPKİ

Nasır, “Türkiye’deki fondaş medya ve etki ajanları da bu kirli oyunun parçasıydı” diyerek Hasan Cemal’e de sert tepki gösterdi. “Hasan Cemal, utanmadan PKK'ya ‘ne aldınız da silah bırakıyorsunuz’ diye sordu. Etki ajanlığı budur zaten” dedi.

"MAZLUM ABDİ, ÖCALAN'IN ÇAĞRISINA UYACAK"

Nasır, Suriye’deki gelişmelerin de bu doğrultuda ilerlediğine dikkat çekerek, “Dışarıdan aldığım bilgiye göre Mazlum Abdi, Abdullah Öcalan’ın çağrısına uyacağını söylemiş. Bu henüz resmiyet kazanmadı ama netleşirse Türkiye için stratejik bir zafer olacaktır.” dedi.

Bu durumun, Türkiye’nin Suriye sınırında terör tehdidinin ortadan kalkmasını sağlayacağını ve Türkiye’nin jeopolitik olarak güçleneceğini belirtti. Nasır, “PKK içinde bazı klikler karşı çıkabilir ama bunlar marjinal kalır, bölge halkının desteğini alamazlar.” yorumunda bulundu.

"TÜRK VE KÜRT KARDEŞLİĞİ YENİDEN TESİS EDİLDİ"

Nasır, geçmişteki ayrılıkçı yaklaşımların tamamen sona erdiğini, Kürtçe eğitim ve televizyon gibi adımların atıldığını belirterek, “Bugün Kürtler de, Türkler de, Lazlar da, Çerkezler de bu memleketin birinci sınıf vatandaşıdır. Devletine ve milletine savaş açmayan herkes bu toprakların eşit yurttaşıdır.” ifadelerini kullandı.

"AYRILIKÇI VE PROVOKATİF DİL KULLANMAK İHANETTİR"

Son olarak Nihat Nasır, “Bu aşamadan sonra ayrılıkçı ve provokatif dil kullanmak ihanettir. Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli’nin ömrüne bereket” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.

KURT: "PKK ARTIK ÇIKMAZA GİRDİ"

Konuyla ilgili açıklama yapan AK Parti Adıyaman Milletvekili Doç. Dr. Resul Kurt, bu gelişmeyi Türkiye’nin terörle mücadelesinde ulaştığı güçlü konumun bir sonucu olarak değerlendirdi.

Resul Kurt

Kurt, “Devletimizin kararlı mücadelesi, güvenlik güçlerimizin başarılı operasyonları ve milletimizin birlik içinde teröre karşı duruşu sayesinde, PKK artık çıkmaza girmiştir. Terör örgütü elebaşı Öcalan’ın yaptığı silah bırakma çağrısı, örgütün sona yaklaştığının bir göstergesidir. Tüm vatandaşlarımızın huzur içinde yaşaması, ekonomik kaynakların terörle mücadele yerine halkımızın refaı ve yatırımlara yönelmesi çok önemli sonuçlar doğuracaktır.” dedi.

"HUZURA KATKI SAĞLAYACAK"

Türkiye’nin yıllardır terörle mücadelede büyük bedeller ödediğini vurgulayan Kurt, “Önceliğimiz, milletimizin huzuru ve güvenliğidir. Türkiye Cumhuriyeti devleti, her türlü terör odağını etkisiz hale getirme noktasında güçlü ve kararlıdır. Bu çağrının, bölgedeki vatandaşlarımızın huzuruna katkı sağlayacağına inancım tamdır.” ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ BARIŞ VE KARDEŞLİKLE ŞEKİLLENECEK"

Öcalan’ın çağrısının, PKK’nın silahları tamamen bırakması ve kendini feshetmesi yönünde somut bir adıma dönüşmesi gerektiğini belirten Kurt, “Türkiye’nin geleceği terörün gölgesinde değil, barış ve kardeşlik içinde şekillenecektir. Bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Devlet Bahçeli’nin olumlu katkıları büyük bir önem taşıyor.” dedi.


Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER