Asyalıların ÖZETİ| titizlik ve sağlık konusundaki hassasiyetlerini daha önce birçoğumuz fark etmişizdir. Özellikle Covid-19 pandemisi sırasında Japonya'da herkesin maske takması pek çok ülkeye sağlık konusunda taş çıkarmıştı.
Ancak pandemi bitmesine rağmen birçok Uzak Doğu ülkesinde insanlar hâlâ maske takmaya devam ediyor, üstelik bu sadece pandemiye özel de değil. Bunu çok eskiden beri yapıyorlardı! Peki neden dersiniz?
Çin, Güney Kore ve Tayvan gibi ülkelerin hâlâ maske takıyor olmasının temel sebebi, hava kirliliği.
2002 yılında Çin'de başlayan daha sonra diğer Uzak Doğu ülkelerine yayılan SARS salgını, aslında bu maske alışkanlığına bir alt zemin hazırlamıştı. Çin gibi büyük ülkelerde tahmin edebileceğiniz üzere hava kirliliği hat safhada, yani bir diğer sebebi de hava kirliliğinden korunmak. İnsanlar bu sebeplerden sonra maske takmaya o kadar çok alıştı ki maskeler ayda 10 ila 20 milyon kadar üretilmeye başlandı.
Tabii sebepleri sadece SARS salgınından kalma alışkanlıklar veya hava kirliliği değil, birçok Uzak Doğu insanı aslında diğer insanlarla herhangi bir sosyal etkileşimde bulunmamak, mimiklerini gizlemek veya sırf yüzlerini saklamak için de maskeleri takmaya devam ediyor. Özellikle Çin ve Güney Kore'de insanların birçoğu bu sebeple takıyor desek yalan olmaz.
Japonlarda bu alışkanlığın kökeni, 1918 yılına kadar dayanıyor.
Japonya'da 1918 yıllarında grip salgınının başlamasıyla zamanın hükûmeti, sokaklara posterler ve bilgilendirici yazılar asarak bu konuda halkı yavaş yavaş teşvik etmeye başlamıştı. Japonya, sadece günümüzde değil eski çağlarda da çevresindeki diğer insanlara karşı düşünceli olma eğilimindeydi.
Japonya Ulusal Halk Sağlığı Enstitüsü Kütüphanesinde bulunan bilgilendirici poster. Mart, 1922 .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Bu farkındalıkları, maske takan kişilerin sayısının artmasıyla beraber daha da artmıştı. Daha sonra, 1934 yılında grip salgını yine bütün ülkeye yayılmıştı ve grip her yayıldığında maske takan Japonlar hâliyle bu salgınları en kısa sürede atlatmayı başarmıştı.
Saman nezlesine yakalanan birçok Japon, çareyi maske takmakta buluyor.
Japonların, maskelerini takmaları için illa ülke çapında bir salgın olmasına gerek yok. Örneğin; kendilerini iyi hissetmediklerinde, alerjik reaksiyonları olduğunda veya kendileri hasta olduğunda pek çok kişinin maske taktığını görebilirsiniz.
Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında maske takan kişi sayısında önemli ölçüde bir artış görmeniz çok olası. Polenler sebebiyle halkın yaklaşık %30'unda saman nezlesi görülüyor, hâliyle burun akıntısı ve hapşırma gibi semptomları kendilerinde gören Japonlar soluğu ilk iş olarak maske takmakta alıyorlar.
Hastalıkların yanı sıra aynı zamanda popüler bir moda eşyası olarak da görülüyor.
Tüm hastalıklar bir yana dursun, bir diğer sebebi de maskeleri geçmişten günümüze sıkça kullandıkları bir eşya olarak gördükleri için artık modalaştırma eğilimine girdiler. Sadece moda da değil, birçok maske bizim günlük olarak kullandıklarımızdan daha çok işlevselliğe sahip.
Çeşit çeşit maske tarzı ve rengi görmeniz onlar için oldukça doğal çünkü artık maskeler orada bir moda hâline geldi. Nasıl ki biz bir aksesuar parçası olarak kolyemizi, bilekliğimizi, küpelerimizi takıp çıkıyorsak onlar da maskelerini takıp çıkıyorlar.
Kaynaklar: Web Japan, Culture Trip, VOA
Editor : Şerif SENCER