“Anadolu’daki ÖZETİ| geçmişi 8 bin yıl önceye uzanan seramik sanatı, derin kökleriyle Türkiye’de bir seramik bienalini çoktan hak etti. Ülkemizin her köşesi seramiğin binlerce yıllık zengin geçmişini kanıtlayan buluntularla dolu. Öte yandan günümüz sanatçıları, seramik alanında dünyada yaşanan tüm çağdaş gelişmeleri takip ediyor, özgün yapıtlar ortaya koyuyor.” “Sanatın içinde olanların çok uzun zamandır sorguladığı seramik ülkemizde hak ettiği önemi görüyor mu?” sorusunun yanıtı yukarıdaki satırlar, Uluslararası Seramik Bienali küratörlerinden Fatma Batukan Belge’ye ait.
Türk Seramik Derneği (TSD) tarafından düzenlenen bir ay sürecek Uluslararası Seramik Bienali yarın Bursa’da, kentin çeşitli yerlerinde başlıyor. Bienalde seramik sanatçılarının atölye çalışmaları ve seramik konulu söyleşiler yapılacak, ayrıca Bursalı seramik sanatçıları atölyelerinde özel çalışmalar düzenleyecekler.
Bu yıl ilki düzenlenen olan Uluslararası Seramik Bienali kapsamında beş sergi yer alıyor. İlki bienalin ana sergisi niteliğindeki “Zamanın Ruhu: Mavi”. Yüze yakın seramik sanatçısının bu tema kapsamındaki yapıtları Mimarlar Odası’nın BAOB Yerleşkesi’ndeki salonunda yer alacak.
Bienalin iki onur sanatçısı var; biri Prof. Beril Anılanmert, diğeri de Koreli sanatçı Kim Yong Moon. Beril Anılanmert, “Yaşamı Renk ve Tonlar ile Algılamak” başlıklı bir konuşma yapacak. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nde konuk öğretim görevlisi olarak ders veren Kim Yong Moon ise açılış sırasında bir başka Koreli sanatçı Kim Hyekyoung ile beraber bir performans sergileyecek.
Uluslararası Seramik Bienali’ni küratörlerden; seramik sanatçısı, akademisyen, gazeteci Fatma Batukan Belge ile konuştuk.
- Seramik Bienali’nin başlangıç ve hazırlık aşaması nasıl gelişti?
Derneğimiz 32 yıldır çeşitli kongre, seminer, konferans, panel, sergi ve benzeri toplantılar düzenliyor. Hem endüstriyel seramik malzemelerinin hem de seramik sanatının topluma tanıtılarak seramiğe olan ilginin arttırılması için çalışıyoruz. Seramik sanatına destek vermek isteyen Durma Sanat ile yollarımızın kesişmesi uzun zamandır kurulan bir hayalin gerçekleşmesine olanak tanıdı. Fikir olarak bir yıl önce ortaya çıktı ama pandemi yüzünden aksadı. Ama tüm paydaşlar ve destekçiler öyle gönülden sarıldılar ki hızlanıp çalışmaları tamamladık.
- Bienalin ana teması “Zamanın Ruhu: Mavi”, açıklar mısınız?
Küresel renk otoritesi Pantone Renk Enstitüsü her yıl için bir renk belirliyor. 2022 için de veri tabanında olmayan yeni bir ton yarattı: Sükûnetle ortaya çıkan bu mavi kişisel yaratıcılığı vurguluyor ve cesaretlendiriyor, içindeki kırmızı ise heyecan ve dinamizm katıyor. Tüm dünya pandeminin etkisiyle dönüştürücü bir dönemden geçti, kavramlar ve yaşam standartları değişti, fiziksel ve dijital yaşamlar iç içe girdi. Yapay zekâ ve dijital dönüşümün damga vurduğu çağımızın zeitgeist’ine uygun bu mavi bizim için de yola çıkış noktası oldu. Bu mavi ile seramik sanatçılarımızın yaratıcılıklarının buluşmasından harika fikirler ve özgün yapıtlar doğabileceğini düşündük. Seramik tarihinde en çok kullanılan ve ayrı bir yeri olan mavinin çağdaş seramik sanatındaki yansımalarını görmek istedik.
Toplumsal iyileşme yolunda çok büyük bir desteğimiz var: Sanat ve yaratıcılık. 2022 yılının rengi mavi ile hepimizi umuda taşıyacağına inanıyoruz.
KANATLARIYLA SONSUZLUK İŞARETİ
- Uluslararası Seramik Bienali’nin afişinde yer alan sinek kuşunun özel bir anlamı var mı?
Dünyanın en küçük kuşu olmasına rağmen saatte 90 km hızla uçabilirler ve saniyede 80 kez kanat çırpabilirler. Genellikle dikey değil yatay çırptıkları kanatları havada sonsuzluk işareti çizer. Bu nedenle de sinek kuşlarının sonsuzluğu sembolize ettiği düşünülür. İşte bienalin afişine konan sinek kuşu, bu sanatın, kanadıyla sonsuza ulaşması dileğini taşıyor. Ödül heykelciklerimiz de Bursalı seramik sanatçısı Canan Temizelli tarafından sinek kuşu şeklinde tasarlandı.
ÇAĞDAŞ SANATI SOLUMAK...
- Bienal neden Bursa’da?
Bu bir rastlantı değil. Çin porselenleri, İtalyan mayolikaları ve Avrupa porselenleri arasında yer alan değerli bir seramik türü olan efsanevi Osmanlı çinileri İznik-Bursa’da üretilmiştir. Kent, UNESCO Dünya Mirası alanları ve tarihi yapıları barındırır. Yüzyıllar boyunca ticaretle beraber kültür aktarımının da yapıldığı İpek Yolu güzergâhının Anadolu’daki son duraklarından ve önemli merkezlerinden biridir. Hem Bursalılar hem bienal için çevre illerden Bursa’ya gelecek olan sanatseverler çağdaş sanatı solurken geçmiş kültürlerin izlerini de takip edebilecekler.
Editor : Şerif SENCER
