İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), bugün yayımlanan raporunda Türkiye'de plastik geri dönüşüm tesislerinde çalışanların ve tesis çevresinde yaşayanların temel sağlık haklarının tehdit altında olduğunu söylüyor.
"Sanki Bizi Zehirliyorlar: Türkiye'de Plastik Geri Dönüşümünün Sağlık Üzerindeki Etkileri" adlı çalışma kapsamında Adana ve İstanbul'da plastik geri dönüşümü tesislerinde çalışan ve tesislere yakın yaşayan 64 kişiyle görüşüldü.
Bu kişiler, solunum hastalıkları, kronik baş ağrısı ve cilt sorunlarından şikayetçi olduklarını, çalışırken koruyucu ekipmana ve meslek hastalıkları için sağlık hizmetlerine erişimleri olmadığını paylaştı.
Geri dönüşüm, plastik atıklar için daha çevreci bir atık yönetimi tekniği olsa da dönüşüm sürecinde plastiğin içindeki toksik maddelerin tekrar yüzeye çıkması bu işlemi yapan kişiler için çok tehlikeli olabiliyor.
Yayılan zehirli toz veya dumanların solunması kanser ve üreme hastalıkları dahil yaşam boyu sürebilecek önemli sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
Ancak HRW araştırması kapsamında Adana ve İstanbul'daki tesislerde çalışan kişiler, tesis yöneticileri ve sağlık çalışanları geri dönüşüm sürecinin yarattığı hava kirliliği tehlikeleri hakkında güncel bilgiye sahip olmadıklarını ve bu tehlikeleri nasıl önleyeceklerini bilmediklerini ifade ediyor.
Araştırma kapsamında görüşleri alınan kişiler geri dönüşüm alanında denetim eksikliği olduğunu, tesislerde çevresel ve sağlık tehlikelerinin düzenli bir şekilde değerlendirilmediğini aktarıyor.
Bu kişiler, denetim eksikliğinin aynı zamanda bazı tesislerin lisanssız çalışmasına yol açtığını öne sürüyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği ile Sağlık Bakanlığı BBC Türkçe'nin gönderdiği sorulara haberin yayımlanma saatine kadar geri dönüş yapmadı.
Getty ImagesTÜRKİYE, AB'NİN EN ÇOK PLASTİK ATIK GÖNDERDİĞİ ÜLKE
2020 yılında Türkiye, Avrupa Birliği ülkelerinin en çok plastik atık gönderdiği ülkeydi ve toplam 450 bin ton gönderilmişti.
Bu atıkların neredeyse yarısı Adana'daki tesislerde işlendi.
Adana'da 167, İstanbul'da ise 232 lisanslı plastik geri dönüşüm tesisi bulunuyor.
Bu iki şehre odaklanan raporda, tesislerin bir kısmının yasalara aykırı şekilde yerleşim alanlarına, sağlık kurumlarına, okullara ve parklara çok yakın konumlandığını ve bunun ciddi bir çevre ve sağlık riski yarattığına dikkat çekiliyor.
Görüşülen yerel halk, tesislerden gelen yoğun kokular ve hava kirliliğinin, uyumalarına, pencerelerini açmalarına ve dışarıda vakit geçiremelerine engel olduğunu paylaşıyor.
'TEHLİKELİ ÇOCUK İŞÇİLİĞİ'
HRW çalışması kapsamında görüşülen kişilerin beşinin 18 yaş altında olduğu, dokuzunun ise 18 yaş altındayken geri dönüşüm sektöründe çalışmaya başladıklarını söylemesi dikkat çekiyor.
Uluslararası ve Türk hukukuna göre çocukların sağlığını olumsuz etkileyebilecek herhangi bir iş 'tehlikeli çocuk işçiliği' olarak sınıflandırılıyor ve tamamen yasaklanıyor.
HRW araştırmacılarının görüştüğü çalışanlar aynı zamanda asgari ücretin altında ücret aldıklarını ve haftanın 6 günü, 12 saat boyunca çalıştıklarını aktarıyor.
Çalışanlar güvencesiz bir şekilde çalıştırıldıklarını, işlerini kaybetme korkusu yüzünden tehlikeli koşullar hakkında şikayette bulunamadiklarını ifade ediyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, BBC Türkçe'nin sorularını Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na yönlendirdi.
www.idrak34.comEditor : Åžerif SENCER