Ekonomi

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Aran: Çözüm için kitabın dışına çıkmak gerekiyor

Dünyadaki ekonomik sorunların, artık hiçbir ülkenin tek başına çözebileceği noktada olmadığını belirten Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, “2008 global krizi tam olarak sona ermeden pandemiyle birleşti. O dönem çözülemeyen sorunlar bugün halen karşımızda.

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Aran: Çözüm için kitabın dışına çıkmak gerekiyor
26-08-2022 09:32

TÜRKİYE ÖZETİ| İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, dünyadaki ekonomik sorunların, artık hiçbir ülkenin tek başına çözebileceği noktada olmadığının altını çizerek, “2008’den 2022’ye kadar izlenen yanlış politikaların, 14 yıldır halının altına süpürülen problemlerin sonuçlarıyla karşı karşıyayız. Artık bunun küresel düzeyde bir problem olduğu ve ancak küresel ölçekte bir çözümle halledilebileceği bilinciyle hareket etmeliyiz” dedi. Bankanın 98. kuruluş yıldönümü vesilesiyle açıklama yapan Aran, merkez bankalarının 2008 krizini çözmek için aldığı kararlar ile tahvil alım programları kapsamında piyasaya likidite sağlamak üzere parasal genişlemeye gitmelerinin etkilerinin bugüne kadar devam ettiğini söyledi. Piyasada bir para bolluğu oluştuğunu belirten Aran, “Özellikle Fed ve Avrupa Merkez Bankası piyasaya ciddi tutarlarda likidite sağladığında bu parasal bolluğun bir neticesi, sonucu olacağı belliydi” yorumunu yaptı.

2008 krizini çözmek için uzun vadeli etkiler gözetilmeksizin sadece o günün şartları altında uygun görünen aksiyonlar alındığını, dünyadaki ekonomik sorunların, artık hiçbir ülkenin tek başına çözebileceği noktada olmadığını ifade eden Aran, şöyle konuştu:

KÜRESEL ÇÖZÜM

“Herkes, o çözüm noktasını geçti. Çünkü 2008’den 2022’ye kadar küresel ölçekte izlenen yanlış politikaların, 14 yıldır halının altına süpürülen problemlerin, bazı şeylerin ‘sonra yaparız’ denilerek ötelenmesinin sonuçlarıyla karşı karşıyayız. O gün çözüm gibi görülen politikalar, aslında sonucunun ne olacağı, bugün nelere mal olacağı tahmin edilebilecek politikalardı. ‘Bas parayı, dağıt, bir şey olmaz…’ İşte bunlar, bugünü getirdi. Yaşanan küresel enflasyonda asıl konu 2008’den bu zamana kadarki hikâye. Şu anda bununla yüzleştik. Artık bunun küresel bir problem olduğu ve ancak küresel bir çözümle halledilebileceği bilinciyle hareket etmeliyiz.”

PANDEMİ VE SAVAŞ

Parasal bolluk devam ederken pandemi şokunun yaşandığını anımsatan Aran, Koronavirüs salgını sırasında dünyanın alışık olduğu tedarik zincirlerinin kırıldığını, üretilen ürünlerin tüketiciye ulaşamadığını, navlun bedellerinin anormal seviyelere çıktığını söyledi. Arz kaynaklı sorunlar ve kapanmalar nedeniyle devletlerin 2008 krizinde olduğu gibi yine para basarak teşvik paketleri açıkladıklarını hatırlatan Aran, rezerv paraya sahip olmayan ülkelerin de bu yönde hareket etmeye başladıklarını ve hazinelerinin açık verdiğini ifade etti. Normalleşme sürecinin başlamasıyla beraber talep patlaması yaşandığına dikkat çeken Aran, arzdaki sorun giderilmeden talep arttığı için ürünlerin fiyatının hızla yükseldiğini belirtti. Aran, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Küresel enflasyonla karşılaştığımız bir dönemde, Rusya-Ukrayna krizi, bunun üzerine tuz biber ekti. Zaten petrolde, doğalgazda 100 doların üzerinde fiyatların konuşulduğu, bütün emtia ve hammadde fiyatlarının arttığı bir ortamda yüksek olan enflasyonu daha da artıran gelişmeler yaşanmaya başlandı. Böyle bir tabloda, yerel olarak enflasyon sorununu tek başına çözebilmek hiçbir ülkenin harcı değil. Şu anda hem gelişmiş ülkeler hem gelişmekte olan ülkeler, faiz artırıyorlar. Ve ‘sonuna kadar da artıracağız’ diyorlar.”

YARATICI STRATEJİ

Küresel çaptaki ekonomik problemlerin sadece para politikasıyla veya faiz artırımlarıyla çözülemeyeceğinin altını çizen Aran, yakın gelecekte bütün dünyada ülkeleri zorlayacak ve daha yaratıcı stratejiler izlemelerini gerektirecek önlemlerin daha çok konuşulacağını söyledi. Aran, “Kırılan tedarik zincirleri tekrar devreye girmeli. Uyanık olanın, ön alanın kendini kurtardığı bir anlayışla gidilemez. Sadece G7 gibi oluşumlarla da yürüyecek şeyler değil. Daha geniş katılımla alınacak küresel kararlarla bu işin üstesinden gelinebilir” şeklinde konuştu.

“Küresel açıdan böyle bir konjonktür varken, ülkemizde enflasyon yüzde 80’e dayanmışken faizin yüzde 13, 15 olmasının sorunun çözümüne bir etki etmeyeceğini, o aşamaları geçtiğimizi düşünüyorum. Bununla birlikte problemin ciddiyetinin de farkında olmamız gerekiyor” diyen Aran, “Sorunların çözümü için ‘Merkez Bankası faizi indirsin, yükseltsin’ noktasının çok ötesindeyiz” yorumunu yaptı. Aran şöyle devam etti: “Merkez bankalarının para politikası araçları da bir mıknatıs gibi bu dinamikleri yönlendiriyor. Fakat mıknatısı uzaklaştırdığınızda, bunu ne kadar oynattığınızın artık bir önemi kalmıyor.” Gezegenler arasında, yeri milimetrik bile oynadığında evrende ciddi değişikliklere neden olabilecek bir denge bulunduğunu söyleyen Aran, şöyle konuştu: “Ekosistemde de buna benzer bir denge var. Enflasyon açısından da bu dengenin dikkatli bir şekilde ve titizlikle çok iyi yönetilmesi gerekiyor. Artık, bozulan dengeyi düzeltmek için bütüncül kararlar alınması, ciddiyetle uygun adımların atılması gereken bir noktadayız. 2008 global krizi tam olarak sona ermeden pandemiyle birleşti. O dönem çözülemeyen sorunlar bugün halen karşımızda. Ve bunların çözümü için bugün kitabın dışına çıkmak gerekiyor. O nedenle büyük resim içinde yeni şeyleri bulmak, yeni şeyleri keşfetmek gerekiyor.”

ÖZKAYNAK BÜYÜKLÜĞÜ 124.8 MİLYAR TL

EKONOMİK zorluklara rağmen ilk 6 ayda finansal açıdan son derece güzel sonuçlar elde ettiklerini vurgulayan Aran, tüm faaliyetlerin neticesinde bankanın özkaynak büyüklüğünün 124.8 milyar TL’ye ulaştığına ve sermaye yeterlilik oranının yüzde 20.9 olduğuna değinerek, “Özkaynak büyüklüğümüz ve sermaye yeterliliğimiz toplumdan aldığımızı topluma verme, paylaşma, ülkemize katkı sunma yönündeki yaklaşımımızın sürdürülebilirliği açısından bizim için çok kıymetli” dedi.

www.idrak34.com
Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER