Ticaret ÖZETİ| Bakanı Ömer Bolat, gümrük idarelerinde kaçakçılıkla mücadelede kullanılan sistemlerin, Milli Tarama Sistemleri (MİLTAR) Projesine kadar ithal edildiğini belirterek, "Söz konusu cihazlar için 140 milyon dolarlık bir bedel ödendi, bu maliyetten kurtulmak için MİLTAR Projesi'ni hayata geçirdik." dedi.
Bolat, törende, Türkiye'ni dünyanın gelişmiş en modern gümrük kapılarına sahip olduğuna dikkati çekerek, gümrüklerin daha etkin ve verimli şekilde hizmet verebilmesi için Bakanlığın modern ekipmanlara sahip olduğunu söyledi.
MİLTAR Projesi'nin uygulanmaya başlandığı zamandan bu yana başarılı şekilde etkilerini görmeye devam ettiklerini belirten Bolat, "Bu konuda SSB'nin işbirliği ve koordinasyonu söz konusu projenin başarısında büyük rol oynamıştır. Savunma sanayisinde son yıllarda atılan adımlarla ülkemiz, dünyada daha saygın bir konuma ulaşmıştır. Türkiye'nin savunma sanayisindeki artan ihracatı ülkeye yeni ufuklar kazandıracaktır." dedi.
Bolat, Ticaret Bakanlığının misyonunun kanunlara uygun, adil, güvenli ve sürdürülebilir ticari hayatı sağlamak ve güçlendirmek olduğuna işaret ederek, sürekli iyileştirilen anlayışla 7 gün 24 saat çalışma esasına uygun olarak faaliyetlerine devam ettiklerini söyledi.
Gümrüklerin, bir ülkenin ekonomik sınırlarını koruyarak, dış ticaretin düzenlenmesinde kritik rol oynadığını ifade eden Bolat, şu değerlendirmede bulundu:
"Gümrük, bir ülkenin bağışıklık sistemi gibidir. Zararlı unsurları filtreleyerek ekonomik ve sosyal yapının sağlığını korur. Dolayısıyla, sınır kapılarında denetim ve gözetim işinin yapıldığı bu mekanların daima iyileştirilmeye ve geliştirilmeye ihtiyacı vardır. Hem insan hem de teknoloji faktörünü kullanarak gereken güvenlik, denetim ve yakalamalar sağlanacaktır. Bakanlık olarak, ülkemizin güvenliğinin korunması ve ekonomik refahının artırılması için takip ettiğiniz üzere kaçakçılıkla amansız şekilde mücadele ediyoruz."
Bolat, ticareti serbest ürünlerin kaçakçılığının ülke için vergi kaybına yol açtığını, dürüst tacir ve üreticiler karşısında da orantısız ve negatif bir mekanizmaya dönerek rekabeti bozduğunu belirterek, gümrük idarelerinden toplanan vergi gelirlerinin ülkenin bütçe yönetimine büyük katkı sağladığını söyledi.
Dürüst ticaret yapanların haklarını, ürünlerin gerekli testlerini yaparak tüketicilerin güvenliğini sağlamanın da asli görevleri arasında yer aldığını vurgulayan Bolat, şunları kaydetti:
"Tek bir yurttaşımızın kaçak bir üründen dolayı zarar görmemesi için daima dikkatli ve teyakkuz halindeyiz. Bundan dolayı, kaçakçılıkla mücadelemize tavizsiz devam ediyoruz. Yasa dışı ürün kaçakçılığı ise gençlerimiz başta olmak üzere tüm toplum için büyük risk doğurmakta, ayrıca bu ürünlerin ticaretinden elde edilen gelirler terörün ve yasa dışı suç örgütlerinin finansmanına gitmektedir. Bu nedenlerle, gümrük kaçakçılığını sadece bir ekonomik mesele olarak değil aynı zamanda ulusal güvenlik meselesi olarak görmek ve buna uygun politikalar geliştirmek, devletlerin öncelikli sorumlulukları arasında yer almaktadır. Son 1 yıl itibarıyla uyuşturucu yakalaması yaklaşık 12,5 milyar liraya, yasa dışı ve kaçak ticaret yakalamaları da 35,5 milyar liraya ulaşmıştır."
Bolat, Bakanlık olarak yasal ticaret akışının kesintisiz sürmesi, kontrol ve denetimlerin uluslararası standartlara uygun yapılması için çalışmaları sürdürdüklerine dikkati çekerek, bu amaçlar doğrultusunda gümrük kontrollerine hız kazandıran fiziki müdahalesiz kontrol sistemlerine yatırımlar yaptıklarını ifade etti.
Envantere ilave edilen son teknolojiye sahip teknik cihaz ve bilgi sistemleriyle bu alanda dünyanın sayılı gümrük idareleri arasında yer aldıklarını vurgulayan Bolat, "Kesintisiz bir şekilde sürdürülen kaçakçılıkla olan mücadelemiz kendi içinde de bir maliyete sahiptir
Kaçakçılıkla mücadelede en çok kullandığımız sistemlerin başında gelen Araç ve Konteyner Tarama Sistemleri bu projeye kadar yurt dışından ithal edildi. Bu durum ülkemizin dış ticaret dengesi için negatif bir etki oluşturdu. Söz konusu cihazlar için 140 milyon dolarlık bir bedel ödendi, bu maliyetten kurtulmak için Bakanlığımızın ve SSB'nin ortak girişimleriyle MİLTAR Projesi'ni hayata geçirdik." ifadelerini kullandı.
MİLTAR Projesi'nin başarısının ardından, tarama sistemlerinin yerli üretiminin devam etmesine ve ürün yelpazesini genişletmeye karar verdiklerini bildiren Bolat, söz konusu projenin sadece Türkiye'nin güvenlik ve ticaret altyapısını güçlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda yerli teknoloji ve sanayinin gelişimine de önemli katkılarda bulunacağını aktardı.
Yerli üretim sayesinde, dışa bağımlılığı azaltarak ülke kaynaklarıyla daha güçlü ve bağımsız bir sistem oluşturmayı hedeflediklerini belirten Bolat, "Böylece ülkemizin savunma ve güvenlik alanındaki kapasitesini artırırken aynı zamanda ekonomik büyümemize ve ihracat potansiyelimizin artırılmasına da katkı sağladık. Ülkemizin potansiyeli, kapasitesi çok büyük. Kendi dijital ve bilişim ihtiyaçlarına cevap verecek niteliktedir. Yeter ki buna inanalım ve gerekli desteği sağlayalım. Artık yüksek teknolojik ürünleri ihraç eden ülke haline geldik. Katedeceğimiz mesafenin büyüklüğünün farkındayız. Projede emeği ve desteği bulunan herkese teşekkür ediyorum." diye konuştu.
"DIŞA BAĞIMLILIĞIMIZ GÜN GEÇTİKÇE AZALIYOR"
SSB Başkanı Haluk Görgün de Başkanlık olarak ileri teknoloji kazanım çalışmalarını bütüncül bir yaklaşımla takip ederek, desteklemeye ve yönetmeye gayret gösterdiklerini söyledi.
Görgün, savunma sanayi şirketlerinin askeri ürün ve platformların yanı sıra yüksek teknolojili ve stratejik alanlarda da dışa bağımlılığı en aza indirecek şekilde çalışmalarına devam ettiğin dikkati çekerek, "Ülkemiz savunma sanayi alanında özellikle son yıllarda çok ciddi bir atılım içerisinde. Yürütmekte olduğumuz projeler vasıtasıyla ihracatımız her geçen gün daha da artıyor ve büyüyor. Dışa bağımlılığımız da buna paralel olarak gün geçtikçe azalıyor." dedi.
Gümrük denetimlerinin başarıyla gerçekleştirilebilmesi ve ülke güvenliğini tehdit edebilecek unsurların ülkeye giriş ve çıkışını önlemek amacıyla MİLTAR Projesi'ni Bakanlıkla hayata geçirdiklerini anımsatan Görgün, şu değerlendirmede bulundu:
"Projeyle özellikle kargo ve araç inceleme, katı ve likit patlayıcı ve kimyasal madde saldırı tespiti gibi yetenekler kazanılmış oldu. Bu projelerin yerli ve milli olarak geliştirilmesiyle kaynaklarımızın yurt içinde kalmasına katkı sağlamayı, maliyetlerin düşürülmesine ve yeni bir alanda da dünya pazarına girecek bir ürüne sahip olmayı önemsiyoruz."
Görgün, savunma sanayi ekosistemi olarak Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada gelişen koşullar karşısında ihtiyaçlarının en üst seviyede karşılanabilmesi için çalışmaya devam edeceklerine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlılığı, liderliği ve verdiği güçle birlikte Türkiye Yüzyılı'nın öncü sektörlerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. İleri bir teknolojiye sahip savunma sanayi ürünlerinin inovasyon odaklı diğer sektörlere öncülük etmesine katkıda bulunmak amacıyla da kamu, akademi ve özel sektörle hep birlikte gerçekleştireceğimiz çalışmalarda tüm paydaşlarımıza başarılar diliyorum."
Editor : Şerif SENCER