Gündem

Türk ulusunun ortak belleği

Bartu Bölükbaşı Türk Mitoloji Atlası isimli çalışmasıyla Türk kültürüne ait en eski söylenceleri karşılaştırmalı bir okumayla bizlere sundu. Biz de kendisiyle hem Türk kültürünün kozmolojik evrenini hem de güncel siyasete yansımalarını konuştuk.

Türk ulusunun ortak belleği
11-09-2022 14:14

Bir ÖZETİ| ulusu var eden,geçmişten geleceğe uzanmasını sağlayan en önemli mirasıkültürüdür. Bu kültür çağdan çağa, kuşaktan kuşağa,coğrafyadan coğrafyaya; söylencelerle, yazıyla, simgelerleaktarılarak toplumda bir bağ oluşturur, geçmişten aldığıortak bellekle geleceği biçimlendirir.

İllüstratör vearaştırmacı Bartu Bölükbaşı’nın Presstij etiketiyleyayımladığı Türk Mitoloji Atlası isimli çalışma da buniteliğe sahip bir kitap. Karşılaştırmalı mitolojiokumalarından yaptığı çıkarımları çizimleriyle birleştirerekhem kaynak açısından hem de görsel olarak tarih yayıncılığındaönemli bir boşluğu dolduran Bölükbaşı ile Türk mitolojisinikonuştuk.

- Mitoloji ve Türkmitolojisine ilgi duymaya nasıl başladınız?

Türk mitolojisi ve tarihi temasındaçalışan bir illüstratörüm. İki çizgi romanım, bir romanımbir de atlasım var. Mitoloji merakım büyük oranda içine doğduğumaile kültürü ile ilişkili. Bu merakın doğuşunu sağlayanbaşlıca neden altı dil bilen, bir nöroloji profesörü olduğukadar sosyal bilimler ve dinler tarihi alanlarında doktora düzeyindearaştırmacının ağzını açık bırakacak birikim sahibi olanbabamdı. Farmakolog olan annem ise çalıştığı halisünatifbitki ve mantarlarla bana ilham vererek mitoloji merakımın insanmerkezli bir noktada sıkışıp kalmasını engelledi. Doğanınegzotik yönleriyle ilgilenmemi sağladı.

Babam tipik bir Kemalistolduğu için Türk tarihi ve kültürünün yanı sıra Anadolucoğrafyasının kadim kültürleri olan Hititler, Luviler, Arzawakrallıkları ve Karyalılar gibi toplumları da kökleri olarakgörüyor ve kültürel miraslarını da sahipleniyordu. Bu yüzdenbana İlyada’yı tanıtıp Truva savaşını okumamı teşvikederken bir yandan da Truvalıların işgalci Akhalara karşımücadelesinin haklılığının altını çiziyordu. Binlerce yılsonraki Yunan işgali ve Kurtuluş Savaşımız arasında bağlantıkuruyor, Atatürk ve Hektor’u karşılaştırarak anlatıyordu.Kişiliğimin oluşumunda da bu toprakların tarihsel ve mitolojikögelerinin iç içe geçmesinin büyük rolü oldu.

ÇocukluğumAydın ve Denizli’de geçtiği için de okuduğum mitolojiköyküleri, etraftaki antik kentlerin kalıntılarına bakarakzihnimde canlandırmak en büyük zevkimdi. Mitoloji okumalarımyıllar içinde Grek, Anadolu, Mısır gibi Akdeniz panteonlarındançıkıp Avrupa ve Asya panteonlarına uzandı ve Türk mitolojisinimerkez alan anlatılar oluşturmaya karar vermemle sonuçlandı.

- Türk MitolojisiAtlası için türünün ilk örneği diyebilir miyiz?

Evet, çünkü birillüstrasyon kitabı olduğu kadar akademik düzeyde karşılaştırmalımitoloji çalışmalarından oluşuyor ve çizimler ile araştırmamateryalleri aynı kişiye ait. En azından bugüne dek bunun birörneğini görmedim.

- Çizimlerinizinasıl bir estetikle ele aldınız?

En büyük ilhamımAlphonse Mucha, İvan Bilibin, Viktor Korolkov gibi SlavonikRomantizm akımının temsilcileri oldu. Çizim üslubumunoluşmasında ise Conan’ın çizeri John Buscema, Ralph Meyer veSerpieri’nin etkisi vardır. Çizimlerimde God of War ve WitcherIII gibi günümüz konseptlerinden de etkilendiğimi söyleyebilirim.

- Girişte Jung'unarketiplerini incelediğinizden söz ediyorsunuz. Jung arketipleriile Türk mitolojisindeki karakterler arasında nasıl bir eşleştirmeyapılabilir?

Jung ve ondan ilhamalan Joseph Campbell dört arketip üstünde duruyor. Bunlar evrenidüzenleyen eril güç Bilge İhtiyar, yaşam yaratan ve doğanınyeniden üretimini sağlayan Ana Tanrıça, yarattığı kaos ileçürümeye yüz tutmuş statik yapıları yıpratarakyenilenmelerini sağlayan düzenbaz ve bir ayağı yeraltıdünyasında olup diğeri bizim dünyamıza basan kahraman ya daarketipsel tabiriyle Kozmik Çocuk.

Türk mitolojisindeki enbütünlüklü tipleri ele alırsak Bilge İhtiyar Fırtına TanrısıÜlgen, Ana Tanrıça Umay Ana, düzenbaz figürü Yeraltı TanrısıErlik Han, kahraman tipi ise Oğuz Kağan, Basat, Keloğlan, Köroğlu,Kögüdey Mergen, Huban Arığ gibi figürler.

- Türkmitolojisinin dünya uygarlıklarına esin veren mitolojiler içindekiyeri nerede ve günümüzde uygarlığa yön veren Batımedeniyetinde görmezden gelinmesinin nedenleri nedir?

Türklerin EskiSlav, İran ve Çin halkları ile etkileşimlerini bir yanabırakırsak, 20.yüzyıla dek Türk mitolojisi başka kültürlereesin verecek ölçüde bilinmiyordu, 19-20. yüzyıl Rusaraştırmacıların emekleri ve Kemalist Devrim’in yetiştirdiğiTürk araştırmacıların çabalarıyla akademik düzeyde yenidencanlandırıldı. Görmezden gelinmesinin nedeni Batılılar değilaslında.

Kemalist Cumhuriyet, Türk mitolojisinin akademik temeliniatmıştı. Ancak 1950’de bana kalırsa bir karşıdevrim olan DP(Demokrat Parti) iktidarı toplumu İslamcılaştırıpitaatkârlaştırabilmek için gerici ve dışa bağımlılığıkörükleyen politikaların yanı sıra milli eğitimde de göreceeşitlikçi ve askeri, demokratik eski Türk kültür tarihiniKemalizm’in ana referansı olarak algılayıp tasfiyeye girişti.Şamanist Türk dönemini bir kenara atarak Osmanlı-Selçuklu fetihedebiyatına sarıldı. Necip Fazıl Kısakürek, Nurettin Topçu,Ahmet Arvasi gibi sağ kalemler eski Türk kültürünü vemitolojisini siyasal İslamcı politikalar karşısında tehdit ediciölçüde özgürleştirici bir kültür olarak algılayıp hedefaldılar.

Onlara göre Türkler, Araplara benzerlikleri kadardeğerliydiler ve benzemiyorlarsa da devlet eliylebenzetilmeliydiler. Dolayısıyla Türk şamanizmini ve mitolojisinigörmezden gelenler Batılılar değil Türkiye’dekiAmerikancı-Natocu yeşil kuşak olan İslamcı çizgi.

KARŞIDEVRİMİNSONUÇLARI

- 50'li yıllarladaha çok batı kopyacılığı tarzı bir kültür inşası sürecibaşlamış görünüyor.

Bu 1950’de DP’niniktidara taşınması, tarikatlara yol verilerek Cumhuriyet’in tasfiye sürecine girilmesi ve DP’nin ülkedeki gerici eylemlerinimeşrulaştırmak için uluslararası alanda sürekli komünizmtehdidi altında olduğunu haykırması ile ilişkili.

Bildiğinizgibi Türkiye, ulusal çıkarıyla hiçbir ilişkisi bulunmayan Koresavaşına yüzlerce Mehmetçik yollayarak kan parası ödedi veNATO’ya alındı. Sizin Batı taklitçiliği olarak adlandırdığınızşey aslında Amerikancılık ve İslamcılığın yerli sentezindenibaret. İkisinin en büyük hedefi de Nurettin Topçu’nuntabiriyle aynı madalyonun iki yüzü gibi gördükleri kemalizm vekomünizmin temsil ettiği devrimcilikti.

- 2000'lerinbaşından beri Türk kültüründen söz etmenin kültür sanatçevrelerinde "ayıp" olarak görüldüğü, Türkkökenlerinden esinlenerek eser üretenlerin ırkçılıklasuçlandığı bir dönemden geçtik. Bugün ise gençlerin Türkmitolojisine ilgisi patladı.

Bu durum tamamen2000’lerdeki ‘’barış süreci’’ ile ilişkili. O dönemdedışarıda ABD ve AB’nin sponsorluğunu yaptığı AKP, içerideliberaller ve Fethullahçıların “pr” çalışmasınıüstlendiği bir tarikatlar koalisyonuydu. Bu siyasal İslamcıpartiyle iş tutmak isteyen “Kürt siyaseti” ise ortaklığaKemalizm düşmanlığı, özerklik ve Türk kimliğini anayasadançıkartma emelleriyle dahil oldu.

Bir grup Atatürkçü ve sosyalistAKP’nin böyle bir barış tesis edemeyeceğini, tam tersineİslamcı program çerçevesinde toplumsal çatışmayıkörükleyeceğini söylediyse de “Kürt siyaseti” bu kişileri‘’barış karşıtı darbeci kemalistler’’ olarak itham etti.Sonuç ortada. Tam on sene Cumhuriyet önderlerine ve Türk kimliğinesabahtan akşama küfredildi ve insanlar kimliklerinden utandırıldı.Şimdi bunun geri tepmesini yaşıyoruz ve insanlar hem CumhuriyetDevrimi’ne hem de kendi kimliklerine sahip çıkıyorlar. Trajikolan ise “Kürt siyaseti”nin Türkiye tarihinin gördüğü enkaranlık siyasi partiyle işbirliği yapmış olmasına dair hiçbirözeleştiri vermemesi.

- Türk mitolojisiuzun süredir sağ siyasetin tekelinde bir konu olarak görülüyordu,sizin bu alanı sahiplenmeniz milliyetçilikle suçlanmanıza nedenoldu mu?

Hayır, çünkü Türk MitolojisiAtlası’na başladığım ilk günden beri amacımın şovenhislere oynayarak şöhret kazanmak olmadığını, Türkmitolojisinin bilince çıkarılmasının halkımızın tamamınınkazanımı olduğunu vurguladım. Öncelikle sağ siyasi gelenektengelmiyorum, sosyalistim. Öğrencilik yıllarımda da kampüste vesokakta siyasi mücadelenin içindeydim. Sağ siyaset, Türkmitolojisini ‘’putperestlikle’’ ilişkilendirir ve varlığınıTürkler üstünde İslam dininin egemenliği adına tehlikeli görüpunutturmaya çalışır.

Bu tavrı İslam gelenekleriyle uyuşmayanTürk adetleri için de yapar (Kağanların “toy” denen meclisehesap vermek zorunda oluşu ve Kağan’ı meclisin seçmesi, eskiTürklerdeki görece eşit kadın-erkek ilişkileri, kadınlarınorduda hizmet vermesi ve devlet yönetiminde yer alması gibi) ve butip davranışları tarihsel belgelerde gizlemeye, toplumdaunutturmaya çalışır. Nurettin Topçu, Necip Fazıl Kısakürek,Kadir Mısıroğlu, Seyyid Ahmet Arvasi gibi sağ kalemler Türkşamanizmini aşağılayıp gizlerken Türk-İslam dönemianlatılarını öne çıkarır ve devleti kutsayan fetihçi,despotik devlet aygıtını yüceltirler ki bahsettikleri devletaslında eski Türk modeli değil İslam devletlerinin de temeli olanDoğu Roma-İran modelindeki teokratik devlettir. Ben tam tersiniyapıyorum.

Eski Türklerin görece eşitlikçi askeri, demokratikdönemine (bu tabir Marx ve Engels’e ait) gönderme yaparak devletkarşısında toplumu önceliyorum. Pagan dönemimizin “Kurultay”ve “Toy” meclislerinde olduğu gibi yönetenlerin bugün dedemokratik yollarla halka hesap vermeleri gerektiğini ifadeediyorum. Tektanrıcı dönemin baskıcı dinsel politikalarınınkarşısında Türk şamanizminin yani çoktanrıcı dönemin inançözgürlüğünü vurguluyorum. Günümüzde sağ siyasetin kadınabiçtiği ‘’evde otur, yemek yap, çocuk doğur, siyasetekarışma’’ manifestosunun karşısında Türk kadınlarınınAna Tanrıça Umay’ın uzantısı gibi algılandığı pagandönemden söz ediyorum.

Erkeklere biçilen ‘’vergi ver, askeregit, devlet ne diyorsa onu yap’’ manifestosunun karşısındaUygur döneminde Türklerin askerliğin yanı sıra bankerlik,tüccarlık ve diplomatlık yapmalarından; resim, şiir ve heykelsanatıyla uğraşmalarından söz ediyorum. Kısacası eski Türkdönemini göstererek bugün de toplumun, özel olarak da her renktençalışan sınıfın devlet ve sermayeye karşı özgürlüğünü,refah ve hak arayışını teşvik ediyorum.

TÜRK SLAVANLATILARI İÇ İÇE

- Eski Cermen veSlav topluluklarının Hazar bölgesinde Türk kimliği altındayaşadığını ve pagan inançlarının Türklerin şaman inancıylaiç içe olduğunu söylüyorsunuz. Peki o zaman bugüne uzanan ayrımve bölünmenin kaynağı nedir?

Romaİmparatorluğu’nun geç dönemlerinde Proto-Türk topluluklarındanolan Hunlar batıya büyük göçe girişerek Avrupa Hunlarınımeydana getirdiler. Bu dönemde Cermen ve Slav halkları da Hunlarınboyun eğdirdiği bağlaşık halklar olduklarından kısmen iç içeyaşıyorlardı. Cermenlerle Proto-Türkler arasında ciddi bir motifalışverişi yok. Ancak Slavlarla neredeyse siyam ikizleri kadardenk mitolojik anlatılarımız var.

Bazı hikayelerde farklı olantek şey kahramanların ve Tanrıların adları. Bu durum SlavlarlaM.S. 4. yüzyıldan beri aynı coğrafyayı paylaşmamız, uzunsüreli etnik karışım yaşamamız ve kurduğumuz devletleraracılığıyla birbirimizi kapsamamızdan kaynaklanıyor. Erkendönemde Slavlar bizim devletlerimize içkinken geç dönemde Türktoplulukları Slav devletlerine içkin oldu. Türk mitolojisini Slavmitolojisi ile karşılaştırmalı ele almadan kavramak mümkündeğil. Elbette tersi de geçerli.

DEMİRİN DÖNÜŞTÜRÜCÜGÜCÜ

- Türk kültüründeelementlerin nasıl bir mitolojik temsiliyeti var?

Türk mitolojisindeevrenin her bir zerresi ve yaşayan tüm varlıklar kutsalelementlerin kombinasyonlarından oluşur. Her yön bir elementlesimgelenir ve merkezde yeryüzünü temsil eden toprak elementibulunurdu. Diğer elementler ağaç, ateş, demir ve sudur. Havaelementinden rüzgar olarak bahsedilir ve diğer elementleritaşıyarak bir araya getiren başlıca elementtir. Demirin özel birönemi vardır çünkü doğayı dönüştürme gücü olduğunainanılır. Bu yüzden demirciler ve şamanlar kardeş kabul edilir.

HAYAT AĞACI VEYENİDEN DOĞUŞ

- Türk kültüründedoğum-ölüm-yaşam ile gök-yer-yeraltı arasında nasıl bireşleştirme yapılabilir? Bir de hayat ağacının simgesel öneminedir?

Türk mitolojisindeerken dönemde hayat ağacı üst dünya, orta dünya ve yeraltıdiyarlarını birbirine bağlar. İskandinav mitolojisindeki“Yggdrasil”in karşılığıdır. Hayat ağacının tepesinde AnaTanrıça Umay bulunur ve ağacın çevresini kaplayan süt gölündenkuş formunda ruhlar yaratarak yardımcısı Yayık’a verir.

Yayıkruhları yeryüzüne indirip hamile kalacak kadınların karınlarınayerleştirir. Bunun yanı sıra hayat ağacı bir reenkarnasyonmakinesi gibi çalışır. Ölenlerin ruhları kuş formunda ortadünyadan uçup ayrılarak dinlenmek üzere hayat ağacının dallarıarasına çekilir. Ruhlar yeterince dinlenip olgunlaştıklarındaUmay’ın girişimiyle yeryüzünde yeniden bedenlenirler.

TÜRK ŞAMANİZMİİBRAHİMİ DİNLERE UZAK

- Günümüzdedünya üzerindeki Türk topluluklarının büyük çoğunluğuMüslüman. Peki İslam'a esin kaynağı olan mitlerle Türkmitolojisinin temelleri eşleşiyor mu?

Bu soruya olumsuzyanıt vermek gerekir. Türk şamanizmi bölgenin üç İbrahimidinine yapısal ve etik bakımdan en uzak dinlerden. Ne evrenalgıları ne tanrısallık düşünceleri ne de etik kavramıtemelindeki öte dünya algıları uyuşuyor. Buna karşın Türkşamanizmi Budizm, Taoizm, Şinto, Rus paganizmi ve İskandinavşamanizmi gibi dinlerle çok kapsamlı ortaklıklara sahip. Türkmitolojisi düşünüldüğünden daha Doğulu bir yapıda.

TÜRK ŞAMANİZMİÇOKTANRICIDIR

- Şamanizm Türkkültürünün neresindedir? Bir din midir yoksa yaşam biçimi mi?

Eski Türk dinininbilimsel ifadesi Türk şamanizmidir. Çoktanrıcıdır ve en ufaktereddüte yer bırakmayacak şekilde dinsel bir yapıdır. Türkşamanizminin en yakın akrabası Japon Şinto dinidir. Türkpanteonuna en yakın mitolojik panteon ise Rus panteonudur.

www.idrak34.com
Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER