Türk ÖZETİ| Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK), 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ilde 40 binden fazla yurttaşın yaşamını yitirdiği depremlere ilişkin sokağa indi. İzmir Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde gerçekleşen eyleme CHP İzmir Milletvekili Kani Beko ve İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz da katıldı. Basın açıklamasını TMMOB İzmir İKK Sekreteri Aykut Akdemir okudu.
“TÜM SORUMLULAR YARGI ÖNÜNDE HESAP VERMELİDİR!”
Basın açıklamasında Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7, ikincisi ise Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğündeki depremler sonucunda 10 kentimizde büyük bir felaket yaşandığı hatırlatan Aykut Akdemir, “Bu felaket sonucunda on binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti, yüzbinlercesi yaralandı, kentlerimizin sahip olduğu tüm zenginlikler büyük hasar aldı. Ülkemiz sahip olduğu jeolojik yapısı ile Alp-Himalaya Deprem Kuşağında yer almaktadır. Depremler sadece ülkemizde değil, dünyanın pek çok ülkesinde gerçekleşmektedir. Ancak cumhuriyet tarihi boyunca depremlerden ders alınmamış, her deprem unutulmayacak felaketlerin yaşanmasına neden olmuştur. Gelişmiş ülkelerde mühendislik prensipleri, bilim ve akıl ile depremin yaratacağı zararlar önlenebilmekte veya azaltılabilmektedir. Bütün bunlar bilimsel ve teknik gelişmeler ışığında devletin şehircilik faaliyetlerini deprem riskini göz önünde bulundurarak yapmasıyla mümkündür” diye konuştu.
“‘ASRIN FELAKETİ’SÖYLEMİ İLE GİZLENMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”
Türkiye’de son 20 yılda kentleşme politikalarının “toplumun yararından ziyade sermayenin çıkarları doğrultusunda” yapıldığını ifade eden Akdemir, “Her afet felakete dönüşmektedir. Yaşadığımız coğrafyanın deprem kuşağında yer aldığı bilinen bir gerçek olmasına rağmen devletin kurumlarınca yerleşim alanları belirlenmesi, yapılaşmaya ilişkin kararlar alınması, uygulanması ve denetlenmesiyle ilgili tüm idari işlemlerin deprem gerçeği ve bilimsel veriler dikkate alınmadan gerçekleştirilmiş olması söz konusu felaketlerin sebebidir. Doğa kaynaklı afetlerin felakete dönüşmesindeki kamu sorumluluğunun, “asrın felaketi” söylemi ile gizlenmesine izin vermeyeceğiz. Sizin bu politikalarınız zamana yayılmış örgütlü bir cinayet faaliyetinden başka bir anlam taşımamaktadır” ifadelerini kullandı.
“Rant politikalarınızın önünde ‘akıl dışı’ engel olarak tanımladığınız TMMOB’un anayasadan ve kanunlardan kaynaklanan yetkilerini, ‘mühendislik, mimarlık ve planlama vesayeti kalkıyor’ propagandası eşliğinde gasp ettiniz, ülkeyi kayıtsız ve denetimsiz müteahhit cehennemine çevirdiniz” diye devam eden Aykut Akdemir, “Mühendislik hizmeti almamış, imar mevzuatına ve yürürlükteki plan kararlarına aykırı 10 milyondan fazla yapıyı anayasaya tamamen aykırı gayri hukuki ancak kağıt üzerinde “yasal” düzenlemelerle yapı stokuna dahil ettiniz. Devletin vatandaşın can güvenliğini sağlama sorumluluğundan sıyrılmak için yaptığınız yasal düzenlemeye ‘Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır.’ şeklinde hüküm eklediniz, cana olası kastta bulundunuz. Son yaşadığımız depremde on binlerce insanın kanı elinize bulaşmıştır” dedi.
“SUÇLUSUNUZ! YARGILANACAKSINIZ!”
AKP hükümetinin “hasta garantili şehir hastaneleri, geçiş garantili otoyollar, uçuş garantili havalimanları” yaptığını vurgulayan Akdemir, “Yaşadığımız felaketlerde sorumluluk almak yerine, imar planlarında getirdiğiniz yoğunluk artışlarıyla kentlerimizi cehennem, vatandaşları ise uzun yıllar bankaların müşterisi haline getirdiniz. Yaşadığımız felaketin yaralarını “sarmak” için kurduğunuz şov masasında tarihte eşi görülmemiş bir çarpıklıkla kamu kurumları birbirine “bağış” yapmak için sıraya girmiştir. Ülkemizdeki kültürel ve doğal varlıkların yok edilmesinin, kamu mülkiyetlerinin parsel parsel satılmasının bizzat faili olan siyasilerin, karlarına kar katıp çok sayıda kent suçunun faili ve çok sayıda işçinin katili olan sermaye gruplarının sahte gözyaşları altında yaptığı ve kendilerine vergi teşviki olarak dönen, halktan çalınan, halkın parası ile yapılan ‘bağışları’ kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu.
“AÇIKLANAN RESMİ RAKAMLAR GERÇEKLİKTEN UZAKTIR!”
Yıkımın boyutlarının oldukça ağır olduğunu anlatan Aykut Akdemir, “Resmi olarak açıklanan can kayıpları ne yazık ki iyimser rakamlardır. Arama kurtarma faaliyetlerinin son bulduğu, enkaz kaldırma işlemlerinin hızlandığı bilinmektedir. Bu nedenle yıkım yaşanan bölgede deprem öncesi yaşayan nüfus dikkate alınarak depremde hayatını kaybeden ve yaralanan vatandaşlarımızın sayısı hiçbir tereddüte yer bırakmadan açıklanmalıdır. Deprem sonucunda ailesini kaybeden çocukların kimi tarikat ve cemaatlere teslim edildiği yönündeki haberler basında yer bulmaktadır. Söz konusu haberlerin doğru olup olmadığı incelenmeli, ailesini kaybeden çocuklarımız hakkında yapılan tüm iş ve işlemler hakkında kamuoyu eksiksiz bir şekilde bilgilendirilmelidir” ifadelerini kullandı.
“ARKADAŞLARIMIZ DERHAL SERBEST BIRAKILSIN!”
Gezi Parkı davası tutukluların 301 gündür cezaevinde olduğunu hatırlatan Aykut Akdemir, “6 Şubat depremleri bizlere, toplanma ve geçici barınma alanlarının hayati önemde olduğunu, korunması gerektiğini hatırlatmıştır. Ne yazık ki Tayfun Kahraman, Mücella Yapıcı ve Can Atalay İstanbul’da olası bir deprem sonucunda vatandaşlarımızın güvenli bir şekilde toplanmalarını sağlayacak Gezi Parkı'nın betona dönüşmesine itiraz ettikleri için 25 Nisan 2022 tarihinde -yani tam 301 gün önce- düzmece gerekçelerle tutuklandılar. Hukuksuzluğun karşısında bilimsel ve teknik bilgilerden ödün vermeyen meslektaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır” dedi.
Basın açıklamasının ardından Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İzmir Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Ekici de yapılması gerekenleri madde madde sıraladı.
Editor : Şerif SENCER