Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Merkezi'nde düzenlenen 'MÜSİAD Geleneksel İftar Programı' Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Bakan Bolat, Ticaret Bakanlığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kent lokantasına soruşturma açıldığına dair sosyal medyada köpürtülen bir haberin yayınlandığını ifade ederek, şu ifadeleri kullandı:
Yine dün çok küçük basit bir konudan bir kahramanlık, bir mağduriyet edebiyatı çıkarmaya çalıştıklarını gözlemledik. Biz Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanımızın 25 Mart 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra halkımıza nasıl sosyal hizmetler götürdüklerini, altyapı hizmetleri götürdüklerini iktidar olduktan sonra da 6 katı milli gelir artışı sağladığını, istihdamı 21,5 milyondan 32,5 milyona çıkardığına şahitlik eden bir nesiliz. 25 Mart 1994’e kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 7-8 tane fazla bakımlı olmayan köhne kalmış sosyal tesisi vardı.
İşte Florya Yıldız Sarayı'nda 3 tane köşk, Çamlıca Köşkü, Hidiv Kasrı gibi yerler. Sadece İBB bürokratları bu tesislere girebilirdi. Halk giremezdi ve bizim hepimizin ailelerimiz doğan çocuklarımız hepsi o halka açık sosyal tesislere gittiler, yemek yediler, kimisi nişan yaptı, düğün yaptı ve Sayın Cumhurbaşkanımız ve sonrasında Sayın Kadir Topbaş döneminde bu tesislerin sayısı 100’ü aştı. İstanbul'un her yerinde ve AK Partili belediyelerin hepsinde Türkiye çapında bu tür tesisler çoğaltıldı. Bunları niçin söylüyorum? Bizim aslımız belli. Biz oralarda zaten bulunduk ve oralardan faydalandık.
Dün bir haber düştü. Güya Ticaret Bakanlığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kent lokantasına soruşturma açtı diye sosyal medyada köpürttükleri bir haber. İşin aslı şudur arkadaşlar.
Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü diye bizim bir Genel Müdürlüğümüz var. Bunun görevleri arasında sahte reklamlarla örtülü reklamlarla mücadele diye de kanuni bir görevi var. Kanun maddesine dayanan ve bu görevini yaparken de tarafsız ve bağımsız bir kurum olmak açısından yine kanunla belirlenmiş bir Reklam Kurulu var. Bu tarafsız olan kurumun içinde on dokuz üye var. Bizim bakanlığımızdan sadece iki kişi var.
Genel Müdürümüz ve Genel Müdür Yardımcısı, gerisi STK'lar.
Türkiye Eczacılar Birliği, Barolar Birliği, Tabipler Birliği. Bunun gibi STK'lardan var, YÖK var, temsilcilerinden oluşuyor.
Bir tanesi de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin temsilcisi. O da Reklam Kurulu’nun üyesi. İddia şu; Vedat Milor isimli bir yiyecek içecek gurmesi genelde lüks yerlerde teftiş yapar. Kent lokantasına gitmiş orada yemek yemiş, çok ucuz diyor, ne güzel. Biz bundan mutluluk duyarız ama YouTube sayfasında bununla ilgili örtülü reklam yapıyor şeklinde CİMER'den şikayet gelmiş Reklam Kurulu’nun sekreteryasına.
Sekreterya da bununla alakalı bir dosya hazırlıyor ve ilgili daire başkanı da görüyor, imzalıyor ve 5 Mart Çarşamba günü Vedat Milor'a bilgi almak için siz bu YouTube'unuzda örtülü reklam yaptınız mı diye soru soruyor. Kent lokantasına değil, Vedat Milor'a soruyor.
Vedat Milor YouTuber ve YouTube'dan para kazanıyor Böyle binlerce YouTube'dan para kazanan Influencerlar var.
6 Mart günü bir araya geliyorlar. Biz bunu nasıl bir mağduriyet ve büyük reklam operasyonuna çeviririz diye kendi besledikleri yandaş bir sosyal medya üzerinden 7 Mart Cuma sabahı haber köpürtmeye çalışıyorlar. “İşte ucuz yemek verdiği için kent lokantasına soruşturma açtı Ticaret Bakanlığı” diye. Bir kere dosyayla ilgilenen bağımsız bir kurul, Reklam Kurulu ve onun sekreteryası. Bu sekreteryanın içinde İBB temsilcisi de var.
Ve de şahsa, yani Vedat Milor’a soruyor. Niye? YouTube'dan para kazanıyor. Reklam karşılığı işler yapan influencerlar var. Bununla alakalı bir soru soruyor, bilgi istiyor. Sizin hakkınızda böyle şikayetler geldi CİMER'e. Bunun için ne diyeceksiniz diye.
Gerçeği kamufle edip, bir algı, her zaman en iyi bildikleri şey yalan, takiye, algı, reklam olduğu için bir mağduriyet edebiyatına döndürmeye çalışıyor. İşte ben de buradan cevap vermiş oluyorum açıkça. Olayın bütün aslı, astarı budur.
Vedat Milor’dan gelecek bilgiye göre Reklam Kurulu muhtemelen de herhangi bir incelemeye gerek yoktur da diyecekti. Onu bilemem. Reklam Kurulu’nun işine karışamayız.
Ama olay bundan ibaret arkadaşlar. Biz Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanımız ve arkadaşlarının Türkiye'de yaptığı binlerce aşevleri, sosyal tesisler lokantalar bunları görmüş bir nesiliz. Onun için koca İstanbul'da kaç tane kent lokantası var biliyor muyuz arkadaşlar? 17 tane.
İstanbul'da 31.268 tane de lokanta var. Biz halkımızın kent lokantalarında hizmet almasından gocunmayız.
Tam tersine halkımıza yapılacak bütün güzel sosyal hizmetlerden kıvanç duyarız. Alkışlarız. Bu anlamda bizim hükümetimiz bu sene 5,5 milyon vatandaşımıza sosyal yardım çalışması olarak 600 milyar lira bütçe tahsis etti.
Her ay düzenli olarak veriyor, 5,5 milyon vatandaşımıza 600 milyar TL. Türkiye bütçesinin 12 trilyon olduğunu düşünün, rakam 20’de 1’i oluyor.
Aşağı yukarı. Gördüğünüz gibi elektrikte doğal gazda akaryakıtta vatandaşımız Avrupa'nın en ucuz elektriğini doğal gazını tüketsin diye yaklaşık 580 milyar lira sübvansiyon yapan bir hükümetin temsilcisiyiz. Onun için Vedat Milor’a sen örtülü reklam yaptın mı diye bir soru soruldu diye buradan kahramanlık çıkarmaya çalışmak belediye icraatlarına yönelik soruşturma açıldı diye abartmak tamamen acizliktir, beceriksiz belediyeciliği kamufle etmektir.
Çünkü bir yıllık bütçesi 7-8 Bakanlıktan daha fazla olan İstanbul Büyükşehir'de hiçbir şey yapılmadığını herkes görüyor. Herkes yaşıyor bu şehirde, görüyor. Bugün dar gelirli vatandaşı düşünen insan İstanbul'da su ücretlerine beş yılda %950 zam yapmaz.
Bak devlet 600 milyara yakın sübvansiyon yapıyor elektrik, doğal gaz için vatandaşlarımız en az bedeli ödesinler diye. Yine halkı düşünen belediye ulaşımda tam bilet ve öğrenci biletine beş yılda %938 zam yapmaz. Onun için buradan size ekmek çıkmaz.
Vatandaşımız sizi çok iyi tanıyor ve bu tür fırıldaklıkları yemezler diyerek sözlerime başlamış oldum. Değerli arkadaşlar, yalan veya yalancı karşısında sesimizi çıkarmazsak, doğruları savunmazsak, yalan yayılıyor. O nedenle MÜSİAD’ın iftarında bu açıklamayı yapma ihtiyacı hissettim.
Reklam Kurulu, kanunla düzenlenmiş ve örtülü reklamla mücadele eden bir kurumdur. Yılda yaklaşık 22.000 şikayet kurula iletilmekte ve bunların tamamı titizlikle incelenmektedir. Bu kapsamda birçok kamu kurumu ile bazı devlet hastaneleri de incelenmiş ve cezai yaptırımlar uygulanmıştır.
Reklam Kurulu’nun 19 üyesi vardır. Ticaret Bakanlığı sadece Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü ile bir Genel Müdür Yardımcısı aracılığı ile Kurul’da yer alır. Kurul’un diğer üyeleri aşağıdadır. Meslek kuruluşları, STK temsilcileri ve İBB temsilcisinden oluşur. Reklam Kurulu, yılda 22.000 civarında dosyaya bakar. Ticaret Bakanlığı’na CİMER, sosyal medya vb. ile ulaşan örtülü reklam, aldatıcı reklam şikayetleri hakkında, Kurul adına sekretarya şikayet edilen tarafa yazı göndererek bilgi ister. Gelen bilgi daha sonra Reklam Kurulu’na aktarılır.
Ticaret Bakanlığı
Adalet Bakanlığı
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
Yükseköğretim Kurulu
Türk Tabipleri Birliği
Türkiye Barolar Birliği
Reklamverenler Derneği
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
Reklamcılar Derneği
Tüketici Dernekleri
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu
Türk Standardları Enstitüsü
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Türk Eczacıları Birliği
Türk Dişhekimleri Birliği
Sağlık Bakanlığı
Buradan bir mağduriyet çıkarmak oldukça zor. Siz öncelikle İstanbul’un çile dolu trafik sorununa, çalışmayan yürüyen merdivenlere, kazılıp asfaltlanmayan yollara ve bitiremediğiniz projelere odaklanın.
Editor : Şerif SENCER
