İzmir ÖZETİ| Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen "İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi", üçüncü gününde "Yürüyüşe Davet" sloganıyla devam ediyor. Bilim insanları, akademisyenler, ekonomi uzmanları, siyasetçilerin katıldığı kongrede, birçok farklı alanda Türkiye'nin sorunları ele alınıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Stanford Üniversitesi’nde öğretim üyesi, siyaset bilimci Prof. Dr. Francis Fukuyama, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ne çevrimiçi katıldı. Fukuyama, dünya ve Türkiye gündemine ve demokrasi üzerine bir konuşma yaptı.
Fukuyama, “Öncelikle meydana gelen depremden dolayı hayatını kaybedenlere başsağlığı dilemek istiyorum. Türkiye, umarım ki en kısa zamanda toparlanır ve bu depremin kötü etkilerini bertaraf eder” dedi.
Fukuyama’nın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
GLOBAL DEMOKRASİDE GERİLEME GÖÇRDÜK: Bizler oldukça büyük bir gerileme gördük global demokraside. Özellikle de son 10 yılda. Tabi ki Freedom House, bir organizasyon ve global demokrasi üzerine araştırmalar yapıyorlar ve yıllık olarak dünya çapında özgülükle alakalı bir araştırma yaptılar. Aslında burada demokrasinin dünya çapında gerilemeye başlamasının 17’nci yılı aslında.
GLOBAL POPÜLERİZM: Bir başka önemli gelişme de son üç yılda meydana gelmiş global popülerizm. Klasik liberaller aslında son yıllarda bir nevi söz sahibi olmaya başladılar. Aslında hiç görmeyi beklemediğim bir başka olay da popülist Başkan Donald Trump’ın seçilmesiydi Amerika’da. Kendisi de Amerika’da liberal olarak savaş enstitülerine önem verdi, ciddi bir şekilde aslında 2022 seçimlerinde de seçilmedi. Bu aslında bir tehditti. Amerika’da bunun daha bitmediğini kamuda yer alan ve halkın seçimlerini çok daha farklı bir yönde olduğunu söyledi. Gelecekteki seçimlerle alakalı aslında herkesin bunların sonuçlarını beklediğini gösterdi. 2024 yılında kimin artık Başkan seçileceğine dair insanlar sonuçlarını bekliyorlar.
ANAYASAL VE BU ANAYASAYA TAKİP EDEN HÜKÜMETLERİN BİR UYGULAMASI OLMALI: Liberalizm aslında giderek daha karanlığa gidiyor gibi, son kitabımda bundan da bahsetmiştim. Liberalizmin günümüzdeki yetersizliğinden bahsediyor. Dünyanın farklı yerlerinde farklı bir şekilde yorumlanabilir. Amerika’da bir liberal, merkezde olmayandır. Avrupa genellikle sol orta kesimde yer alanlardır. Benim kişisel görüşüm de aslında şu şekilde; liberalizm, daha geniş bir kapsam. Sadece ekonomik bir tanımla sınırlı olmaması gerekir. Tüm kesimlerin haklarını savunabilecek bir görüş olmalı. Özellikle de anayasal ve bu anayasaya takip eden hükümetlerin bir uygulaması olmalı. Bireylerin görüşlerine önem veren devletler aracılığıyla uygulanabilir ancak.
ERDOĞAN, BİR DİKTATÖRLÜK OLARAK BAZI YERLERDE SÖYLENİYOR: Türkiye artık lider örneklerden biri burada popülist, milliyetçiliğin son on yıllarda yükseldiğini görüyoruz. Aslında meydana gelmiş olan şey bir trajedi. Demokratikleşmenin üçüncü dalgasına maruz kaldı 1970’lerde başlamak üzere Türkiye’ye aslında askeri bir yönetimden sonra demokrasiye dönmüştü. Ülke, makul bir şekilde adil seçimler gerçekleştirmeyi de başardı 2000’lerin başında. Makul bir şekilde demokratik sonuçlar da elde edildi. Ancak ondan sonra demokratik gerilemenin lideri AKP oldu. Burada laik cumhuriyete karşı bir tehdit ortaya çıkmaya başladı. Aslında modern popülizmin bir örneği olarak karşımıza çıkıyor Erdoğan. Aslında bir diktatörlük olarak bazı yerlerde söyleniyor. Çünkü modern medya yöntemleri kullanılıyor. Burada politik tabanı somutlaştırmak için ve mevcut lideri gerekçelendirmek için. Liberal demokraside gerileme var.
AKP’DEN DEVRALINMASI ADINA BÖYLE BİR ŞANS VAR: Birkaç ay sonra seçimleriniz var. Türkiye’de demokrasinin yenilenmesi, daha güzel temellere oturtulması adına AKP’den devralınması adına böyle bir şans var. Bu anlamda muhalefetin kazanması umudu da var haliyle. Tabi ki demokrasinin yeniden inşa edilmesi, demokrasiye yeniden geçilmesi önemli. Son yıllar içerisinde ders alınması gereken noktalar var.
Editor : Şerif SENCER