Sanıklarla bir süre aynı koğuşta kalan ve delillerin karartıldığını iddia eden tanık Oğulcan Durmuş, "Mühyettin, koğuşta cinayeti anlattı. Kriminalde bir ayakkabı varmış, onda ve kamerada oynama yaptıklarını söylüyorlardı" dedi.
Küçükçekmece 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Aleyna (21), Ferhat (28) ve Mühyettin (36) Yıldız, bulundukları cezaevinden getirilirken, maktullerin aileleri ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
"Deliller karartıldı" iddiası
Duruşmada, sanıklar Ferhat ve Mühyettin Yıldız ile aynı koğuşta kalan, daha sonra tahliye edilen Oğulcan Durmuş, tanık olarak dinlendi. O dönem bilişim suçundan cezaevinde olduğunu belirten Durmuş, "Ben, 2 Aralık'ta Metris Cezaevi'nde tutukluydum. Orada sanık olan Ferhat ve Mühyettin ile tanıştım. Aynı koğuşta kalıyorduk. Koğuş küçüktü, konuşulanlar duyuluyordu. Mühyettin zaten cinayeti anlattı, Ferhat söylemedi.
Aradan biraz zaman geçti. Kriminalde bir ayakkabı varmış, onda ve kamerada oynama yaptıklarını söylüyorlardı. Bunu koğuştaki herkes biliyordu. Tek bir delil kalmış, o da HTS kayıtları. Olayı hasım cinayeti olarak bildiğim için böyle davrandım. Ben dışarı çıktığım zaman, 'Bir hattı dışarı çıkarabilirim. Sonra kız arkadaşın kullanır. Senin kullanmadığın anlaşılır' dedim. Belli bir miktarda anlaştık" dedi.
"Amcalarına bunu yapmış insanlar, bana neler yapmaz"
Cezaevinden çıktıktan sonra, sanıkların ablası Sünniye Yıldız ile görüştüğünü söyleyen Durmuş, "Sünniye ile plan-program, her şeyi görüştüm. Daha sonra ben internetten haberleri görünce, çekindiğimden bu olayın içerisine girmek istemedim. Ben de ablasını oyaladım. Sünniye'nin psikolojisi çok iyi değildi. Oyalama başladıktan sonra, sana para vereyim demeye başladı. Sonra beni tehdit etti. Ben de amcalarına bunu yapmış insanlar bana neler yapmaz, para için bu işin içine girilmez diye düşündüm. Delilleri ise polis olan Bülent ve Can isimli silah eğitmeni kararttı" diye konuştu.
Söz verilmesi üzerine maktul Esra Yıldız'ın annesi Yasemin Dallı, "Biz hiçbir şey bilmezken, dosyada gizlilik kararı varken bu adam her şeyi biliyordu" dedi.
İki kez ağırlaştırılmış müebbet isteniyor
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede 11 Ekim 2021'de Esenyurt Haramidere mevkiinde otoyol kenarında Nuri Yıldız'a ait aracın yanar vaziyette bulunduğu belirtildi. Söndürme işlemleri sırasında yapılan incelemede aracın içinde kimsenin bulunmadığı görülürken, dış kısmında kan olduğu tespit edildi.
İddianamede Nuri Yılmaz'a ulaşmak için Denizköşkler Mahallesi'nde bulunan evine gidildiği belirtilirken, kapının kilitli olması üzerine çilingirle açtırılıp içeri girildiğinde maktulün eşi Esra Yıldız'ın boğazının kesilerek öldürüldüğü kaydedildi. Ayrıca, Nuri Yıldız'ın da Beylikdüzü'nde başına isabet eden üç kurşunla öldürüldüğüne yer verildi.
Soruşturma kapsamında incelenen güvenlik kamera görüntülerinde Esra Yıldız'ın öldürüldüğü gece evine gelen koyu renk şapkalı ve maskeli iki erkeğe kapıyı açtığı, bu kişilerin 10 dakika sonra binadan çıktıkları tespit edildi. Nuri Yıldız'ın ise, Beyoğlu'ndaki bir otelden tek başına ayrıldıktan sonra, bir parkın önünde dörtlüleri yanan bir otomobilin önünde durduğu, daha sonra Edirne yönüne gittiği belirlendi.
Şüphelilerin kullandığı cep telefonu hatlarının HTS kayıtlarının incelenmesi üzerine, şüphelilerin olay saatinde evde olmadıkları belirlendi. Yapılan araştırmada şüpheliler, maktul Esra Yıldız'ın bulunduğu konuta girdikleri, kamera görüntülerinde ve HTS kayıtlarından tespit edildi. Tespitler sonucunda şüpheliler Ferhat Yıldız ve Mühyettin Yıldız olduğu belirlendi. Otomobili park edip ayrılan şüphelinin ise Aleyna Yıldız olduğu teşhis edildi.
İddianamede üç sanık hakkında, "tasarlayarak öldürme" suçundan ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ve üç ayrı suçtan 9'ar yıl hapis cezası talep edildi
Editor : Şerif SENCER
