Bilim ÖZETİ| insanları ve macera peşinde koşan adrenalin tutkunları, bu sorunun cevabını ararken şaşkınlıkla bakacağınız atlayışlar gerçekleştirdiler. Düşme fiziklerinden tutun da 41.4 kilometreden düşerek hayatta kalanların hikâyelerine kadar birçok ilgi çekici konuya değineceğiz.
Hazırsanız, yer çekiminin sınırlarını zorlayan bu yolculuğa çıkmak için sıkı tutunun!
Düşme anında insan üzerinde etkili olan 2 temel kuvvet var.
Bunlar kütle çekim ve hava direnci. Kütle çekim sizi aşağı çekerken hava direnci de düşüş hızınızı azaltır. İdeal koşullar altında, bir cisim belirli bir hıza ulaştığında, hava direnci nedeniyle daha fazla hızlanamaz ve bu hıza da "terminal hız" denir.
İnsanlar için terminal hız ise yaklaşık saatte 195 kilometre. (121 mph). Ancak bu hız, düşüş pozisyonuna ve atmosferin yoğunluğuna göre de değişiklik gösterebiliyor. Örneğin, gövde üstü düz bir şekilde düşerken elde edilen terminal hız, ayaklar önce düşme pozisyonundakine göre daha düşük olacaktır.
Bir paraşüt açıldığında ise düşen kişinin kesit alanı artar ve bu da hava direncini büyük ölçüde artırır. Sonuç olarak, terminal hız önemli ölçüde azalır ve kişi yavaşlar. Böylece güvenli bir iniş yapabilir.
İnsan vücudu sırlarla dolu.
İnsan vücudu şaşırtıcı derecede dayanıklı olabilmekle birlikte yüksekten düşüşler söz konusu olduğunda yaşamsal riskler barındırıyor. Düşme sırasında vücut üzerindeki en büyük tehlike, ani duruşun yarattığı şok dalgası oluyor.
İç organların, özellikle de beynin, bu tür darbeleri absorbe etme kapasitesi sınırlı. Ancak düşüş esnasında doğru bir pozisyon almak (bacakların ve kolların vücudu koruyacak şekilde bükülmesi) ve yumuşak bir zemine iniş yapmak (kar, su veya çalılık gibi) hayatta kalma şansını artırabiliyor.
Amerikan Cerrahlar Koleji Travma Komitesi, yetişkinlerde düşme yüksekliği için kritik eşiği 6 metre olarak tanımlarken 30 metreden fazla dikey düşme yüksekliğini ise genellikle hayatta kalınmayacak bir durum olarak kabul ediliyor.
Tüm bunlara rağmen akılalmaz düşüşler yaparak hayatta kalanlar var.
Düşüşlerden biri 1972 yılında gerçekleşti. Paraşütsüz bir uçaktan düşerek hayatta kalan Vesna Vulović, en fazla yüksekliği elinde tutan bir kadın. Uçağı patladıktan sonra gökyüzünde 1.016 kilometreden düştü ve bunu da paraşütsüz olarak başardı. Vulović muhtemelen bu düşüşü 3 dakika 25 saniyede gerçekleştirdi ama bu en uzun serbest düşüşten biraz uzak.
2012’de ise Felix Baumgartner adındaki Avusturyalı paraşütçü ve yüksek atlamacı, dünyanın en yüksek serbest düşüşünün rekorunu kırdı. Baumgartner, bir balona bağlı kapsülde Dünya yüzeyinden 39 bin metre yüksekliğe çıktı. Sadece bir basınç giysisi ve paraşüt ile atladığı bu düşüş, 4 dakika 19 saniye sürdü. Baumgartner aynı zamanda herhangi bir motor yardımı olmadan ses hızını aşan ilk insan olma ünvanını da kazandı.
Bir başka rekor ise 2014’te geldi. Alan Eustace, kapsülde yukarıya çıkmak yerine kendini bir balona bağladı ve 41.4 kilometre yüksekliğe uçarak kendini serbest bırakıp düşüşe başlamak için patlayıcı cihaz kullandı. Paraşütünü açmadan önce 37 bin 616 metre boyunca tam bir serbest düşüş gerçekleştirdi ve bunu sadece 4 dakika 27 saniyede başardı. Bu da ona tüm insanlık tarihinde en uzun ve en uzun süre düşen adam rekorunu verdi.
Bundan daha da ötesi olabilir.
Üzerinden atlayabileceğiniz en yüksek yapay binanın teorik olarak Dubai’deki Burc Halife olacağını düşünebilirsiniz. 828 metre yüksekliğindeki binadan düşüş de yaklaşık 20 saniye sürebilir ancak ilgi çekici sıçrama alanı gibi görünse de desteklenecek düşüş için ideal koşullar sağlanamıyor.
Engebeli yapısı bulunan Everest Dağı, Çin’deki 1.026 metrelik karanlığı bulunan Tianjin Mağarası, dünyanın onaylanmış en yüksek dikey uçurumu Thor Dağı’nın yanı sıra potansiyel olarak daha yüksek başka uçurumlar da var ama bunlar hiç deneyimlenmedi ve bu yüzden de şu anda hiçbir fikrimiz yok.
Ayrıca bunlar sadece Dünya üzerindeki düşüş noktaları iken bir de üzerine uzaydan düşme rekorlarını da göz önüne almak gerekiyor. İnsan vücudunun stratosferden düşüşlerini ve ses hızını aşan hızlara dayanabileceği kanıtlandı ancak Red Bull Stratos, serbest düşüşün altı dakika aralığında olabileceğini belirtiyor.
Gerçek limit ne olursa olsun buna henüz ulaşılamadığı kesin. Dünya rekoru gelecekte belki başka birisi tarafından yine kırılabilir ve belki de o maceraperestlerden biri de aramızdadır, bilemeyiz…
İnovasyonun gelişmesi ve çarpıcı insanların sınırları zorlamaya devam etmesi ile gökyüzü gerçekten de insan deneyimleri açısından sınır değil.
Kaynaklar: Live Science, National Library of Medicine, Mental FlossMaceraperestlerin okumadan geçmek istemeyeceği diğer içeriklerimiz:
Editor : Şerif SENCER