II. ÖZETİ| Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra, Pietro Ferrero adlı genç bir şekercinin hayali, dünyanın en büyük markalarından biri hâline geldi.
80 yıllık dev serüveni, sizi çok fazla detaya boğmadan ama merak edebileceğiniz tüm detayları vererek anlatmaya başlayalım!
II. Dünya Savaşı’ndan sonra kakao kıtlığı hâkimdi.
İtalya’nın Piedmont bölgesi ve başkenti Torino, çikolata endüstrisiyle ünlüydü ancak çikolatalar çok pahalıydı. Savaş yıllarında kakao kıtlığı vardı. Yalnızda üst sınıf tüketebiliyordu. 1946 yılında Pietro, “Giandujot” adlı çikolatayı piyasaya sürdü. İçinde bol miktarda fındık ve biraz çikolata vardı.
Ortaya çıkmadan önceki süreci; şirketin şu anki patronu, Pietro’nun torunu Glovanni şöyle anlatıyor: “Dedem bu formüle takıntılıydı. Gecenin bir yarısı anneannemi uyandırırdı ve ‘Nasıl olmuş?’ diyerek kremayı tattırırdı.”
Alüminyum folyoya sarılmış parçalar hâlinde üretilen ürün, bir nevi katı Nutella’ydı. Nutella’nın temellerini atan bu çikolata, insanlar için uygun fiyatlı çikolatanın adresi olmuştu. Ekmekle birlikte bile yiyorlardı. Anneler, bu çikolata dilimleriyle çocuklarına sandviç yapıyordu.
Günümüz Nutella’sını, Pietro’nun oğlu ortaya çıkardı.
Pietro’nun oğlu Michele Ferrero, babası gibi takıntılı bir adamdı. Tarifi çok daha ileriye götürebileceğini, yeni teknolojilerle birleştirilebileceğini söylüyordu. 1964 senesinde günümüzdeki Nutella piyasaya sürüldü.
Tatlı, modern ve klasik tatlardan farklı bir şeydi. Hem modernlik hem de ziyafet anlamına geliyordu. Geleneksel ve lüks bir şey, modern ve ucuz bir kapta hayat bulmuştu. Besleyici bir kahvaltılık olarak pazarlanıyordu ve yüksek şeker ile doymuş yağ içeriğinden ziyade fındık ile süt vurgulanıyordu. İsmi ise İngilizcedeki “nut (fındık)” ve Latincedeki “ella (tatlı)” kelimelerinin birleşiminden oluşuyordu.
Her geçen gün popülaritesini artırdı.