Gündem

Nisa Leyla şiirinde yeni bir sayfa; ‘MU’

Şair Nisa Leyla kısa süre önce yayımlanan dördüncü şiir kitabı MU (Öteki Yayınevi) adını Büyük Okyanus’ta 14 bin yıl önce batarak yok olduğu iddia edilen efsanevi kıtadan alıyor. Kitabında geçmişin karanlık dehlizlerinde kurulan mutfağın asıl sahipleriyle gasp edenleri

Nisa Leyla şiirinde yeni bir sayfa; ‘MU’
08-10-2022 00:34

BATIK ÖZETİ| KITADAN EVRENSEL ACILARA

Şair Nisa Leyla kısa süre önce yayımlanan dördüncü şiir kitabı MU’da (Öteki Yayınevi) önceki şiir kitaplarından farklı bir içeriğe sahip. Önce, kitabın adıyla başlayalım: MU, kitapta bir dipnotla verilen bilgiye göre, Büyük Okyanus’ta 14 bin yıl önce batarak yok olduğu iddia edilen efsanevi kıta.

Sunuş yazısında kitabın hangi duygularla, kimlere yazıldığı kısaca şöyle aktarılıyor:

“Savaş yıllarında aç kalarak at pisliklerinin içinden öğütülmemiş arpaları seçerek karnını doyurmaya çalışanlara/ Kapitalizmin aç bıraktığı dünya çocuklarına/ Hayatları ellerinden alınan işçilere/ Bedenleri, ruhları, hayatları sömürülen dünya insanlarına/ Duygularını ve dizelerini mutfaktan çıkaramayan bütün kadınlara/ Sevdasını aşkın mutfağına gömenlere…”

RUH, ET, HAKİKAT VE HAZ!

Kitap dört bölümden oluşuyor: “Ruhların piştiği yer, Etin piştiği yer, Hakikatin piştiği yer, Hazzın piştiği yer”.

“Ruhların Türküsünü Söylüyorum”la başlıyor MU. Efsanevi kıtanın varoluşuna tanıklık ederken, evrene açılan bir kapının da aralandığına tanık oluyoruz: “Toprak Burcundan rahmim Yeşu Günşe DUR der! GÜNEŞ durdu durdu sonra başladı suyla savaşı karanın Isırıp kopardı Muhteşem besin! Sonsuzluktan hamile kaldı SU fışkırdı altın boyut: MU! MU… MU…” (s. 15)

Bir kazıya girişiyor Nisa Leyla MU’nun gizemli tarihinden seslenirken. Zamanın midesinde geviş getiren sömürünün, iktidarlar tarafından kollanıp korunduğunun bilinciyle “midesine oturmak istiyorum soysuz iktidarların” diyor.

“Herkesin miladı mutfağıdır” derken, bilindik mutfağın nesnelerinden çatalı yoksulluğa, soykırıma ve kötüleri imleyen akbabaya batırıyor.

Dünyanın metalleşmiş o “donuk” ruhunu, madenleri, işkence odalarını, göğü baskılanmış inleri sorguluyor ve tabii çağımızın egemen ellerince yönetilen “ihlalleri”, parayı, holdingleri, kuru ekmeğin rüyasını sorguluyor. Ve çocukları savaştan, açlıktan ve oyuncaklarının göreceği tehlikelerden korurken, koruma eylemini de sorguluyor.

MUTFAK METAFORU... KADİM VE AÇGÖZLÜ KÖTÜLÜKLER!

Mutfak metaforu içinde, mutfağın keskin yüzü çatalla dokunuyor kötülüklere. Şairin mutfak metaforunu yaratırken onu oluşturan nesneler ve şeyler üzerine kapsamlı bir araştırma yürüttüğünü sezinliyoruz.

“Çatal erkeğe yakışmaz” diyen İngiliz gemiciler, iki uçlu çatala karşı çıkan Toskanacılardan Montaigne’e değin felsefik-mitolojik söylemler içinde ilerliyor.

Melekler, ruhlar; “iyiyi ve kötüyü bilme ağacı”nın göklerden inmesi; Adem ve Havva’nın ilk iki çocuğu Kabil (çiftçi) ve Habil’in (çoban) varlığı ve Kabil’in Habil’i öldürmesiyle oluşan bilindik “ilk cinayete” yapılan göndermeler bizi MU’nun esrarengiz dünyası içinde çok eskilere götürüyor.

Yunan filozof Hypatia’nın “Hepimiz kardeşiz” sözlerinin duyumsattığı “insan oluşun büyük heybeti”nin insanlık tarihi içinde yer etmiş acılarla anılan; Auschwitz, Hiroşima, Madımak, Dersim anılarak çağın “kötülüklerine” göndermeler yapılıyor.

AÇ AÇINA DÖNEN DÜNYA!

Kurgusal karakter olarak bildiğimiz Yunan mitolojisinde yer alan, “açgözlülüğü ve hırsı temsil eden” Teselya Kralı Ery Sichthon, insanın doğanın bir parçası olduğunu unutup daha fazla rant elde etmek için doğayı yok etmeye girişmesi ve doğanın intikamını Erysichthon’un hikayesinde görüyor Nisa Leyla ve bu efsaneden esinlenip günümüze gönderme yapıyor: “Erysichtone dünya aç açına / dönüyor önüne ne gelirse / kendini yiyerek”. (s. 35)

Ve onca yangının oluşturduğu “kabuklardan soyunarak” bir iyilik haline dönüşmenin umutlarını yeşertiyor: “Bizse yeniden yazıyoruz kendimizi/ yeniden, yakmaya çalışan yaralara inat/ açıyoruz nefsimizin özgürlük yelkenini”. (s. 43)

Ve emekçilerin bu gününe gönderme yaparak bir tespitte bulunuyor: “Kötülük, kayıtsız akan bir ateşin/ Yalımıyla ilerliyor alın terine”. (s. 48)

Geçmişin karanlık dehlizlerinde kurulan mutfağın asıl sahipleriyle gasp edenleri arasındaki hikâyeyi bir mutfak metaforu içinde işleyen ve okuyucuyu mitolojiden, felsefeye kimi inanışlar arasında yaptığı yolculuğa da ortak eden Nisa Leyla’nın kitabı MU’yu okuyun.

www.idrak34.com
Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER