Yüzlerce ÖZETİ| yıl boyunca dünyanın dört bir tarafına hükmetmiş Osmanlı İmparatorluğu, girdiği gerileme döneminden sonra son darbeyi Birinci Dünya Savaşı’nı kaybederek almış ve yok olmanın eşiğine gelmiştir. İşte tam bu noktada Türk milletinin mücadele ruhunu yeniden alevlendirecek bir lider olarak Mustafa Kemal Atatürk ortaya çıktı ve zaten işgale boyun eğmemiş olan milleti örgütleyerek Kurtuluş Savaşı’nı başlattı.
19 Mayıs 1919 yılında Atatürk’ün Samsun’a çıkması, Kurtuluş Savaşı’nı başlatması, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ve sonrasında yapılan devrimler, Mustafa Kemal Atatürk tarafından bizzat kaleme alınan Nutuk adlı eserde detaylarıyla anlatılıyor. Nutuk, bir anı kitabından ziyade her bir cümlesi ile o günlerden bugüne ışık tutan bir eserdir. İşte Nutuk’ta geçen ve üzerine tekrar tekrar düşünülmesi gereken bazı sözler.
Sözler, günümüz Türkçesine çevrilmiş baskılardan alıntılanmıştır.Geleceğe ışık tutan Nutuk alıntıları:
'Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz…'
'Adalet dilenmekle ve başkalarına kendini acındırmakla ulus işleri, devlet işleri görülemez; ulusun ve devletin onuru ve bağımsızlığı güven altına alınamaz.'
'Yemek esnasında, “Yarın cumhuriyet ilan edeceğiz dedim!” Hazır bulunan arkadaşlar, hemen fikrime iştirak ettiler.'
'Türkiye Cumhuriyeti, dünyadaki yerine yaraşır olduğunu başaracağı işlerle kanıtlayacaktır.'
'Efendiler, yüzyıllardan beri doğuda haksızlığa ve kıyıma uğratılan ulusumuz, Türk ulusu, doğasından gelen niteliklerden yoksun sayılıyordu. Ulusumuz sahip olduğu nitelikleri ve değeri, hükumetin yeni adıyla uygarlık dünyasına daha kolay gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünyadaki yerine yaraşır olduğunu başaracağı işlerle kanıtlayacaktır.'
'Gelecekteki ihtimaller üzerine fazla konuşmak, giriştiğimiz gerçek ve maddi mücadeleye hayali bir macera niteliğini verebilirdi.'
'Efendiler, sırası gelmişken, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!'
'Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır.'
'Savunma çizgisi yoktur, savunma alanı vardır. O alan bütün yurttur. Yurdun her karış toprağı yurttaşın kanıyla ıslanmadıkça düşmana bırakılamaz.'
'Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir.'
'Söz konusu görev, artık resmi makam ve üniformaya sığınarak el altından yürütülemez. Açıkça ortaya çıkıp ulusun hakları adına yüksek sesle bağırmak ve bütün ulusun bu sese katılmasını sağlamak gerekir.'
'Aciz ve korkak insanlar, herhangi bir felaket karşısında milletin de hareketsizliğe sürüklenmesini ve bir kenara çekilip kalmasına yol açarlar.'
'Millet, tasarlanıp yapılabilecek her türlü girişim ve fedakarlığa başvurduktan sonra da başarı sağlanamazsa ne yapacaksın?'
'Lozan Barış Antlaşması...'
'Lozan Barış Antlaşması, Türk ulusuna karşı, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşmasıyla tamamlandığı sanılmış büyük bir yok etme eyleminin yıkılışını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasal utku yapıtıdır!'
'Efendiler, zavallı ulusumuzu tutsak etmek isteyen düşmanları kesinlikle yeneceğimize olan inanç ve güvenim bir dakika olsun sarsılmamıştır. Bu dakikada bu tam inancımı yüce kurulunuza, bütün ulusa ve bütün dünyaya karşı ilan ederim.'
'Geleceği için ölümü göze alan bir millet; insanlık, haysiyet ve şerefinin gereği olan bütün fedakarlığı yapmakla ümit bulur ve hiç şüphesiz ki esirlik zincirini kendi eliyle boynuna geçiren miskin, haysiyetsiz bir millete kıyasla dost ve düşman gözündeki yeri bambaşka olur.'
'Beni görmek demek...'
'Beni görmek demek, behemehal yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.'
'Oysa, bütün yurdun ve koskoca bir ulusun ölüm kalımı söz konusu olurken “yurtseverim” diyenlerin kendi sonlarını düşünmelerine yer var mıdır?'
'Tam bağımsızlık demek...'
'Tam bağımsızlık demek, elbette siyaset, maliye, ekonomi, adalet, askerlik, kültür gibi her alanda tam bağımsızlık ve özgürlük demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulus ve yurdun gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir.'
Editor : Şerif SENCER