Melih ÖZETİ| Çebi’nin dünyası, tüketim toplumunun tatmin edici olmayan doğasını bebek figürleriyle izleyiciye sunuyor. Hızlı tempolu dünya, sürekli değişen eğilimler ve onlara ayak uydurma baskısı, sanatçının eserlerinde ön planda olan, hepsi birbirinin aynısıymış gibi görünen karakterlerine yansıyor. Sergideki karakterler, toplumsal normların ve beklentilerin bu yüzüyle alay ederken, mizah ve ironinin günümüz toplumunda yaşayan bir birey için mutluluğun anahtarı olduğu fikrini somutlaştırıyor.
OLGUNLAŞMAMIŞLIK...
Örneğin, sergiye ismini veren eserde gece vakti araba yolculuğu yapan dört bebek karakter görüyoruz. Evet, direksiyonda da bir bebek var. Sanatçı, sürekli hareket eden bu ortamda pek çok kişinin yaşadığı olgunlaşmamışlık duygusunu kanvasın ötesine taşıyor. Karakterler saf, güler yüzlerle yaşamın önlerine sunduğu sorumluluklarla cebelleşirken, bir noktada da ne yaptıklarından oldukça habersiz görünüyorlar. “Yetişkinlerin” direksiyona geçip hayatlarına yön verdikleri bu dünyada, gerçeklerden bihaber bu karakterler, sürücü koltuğunda bir çocuğun oturduğu izlenimini yaratıyor. Çebi’nin tüketim toplumuna eleştiri sunan çalışmaları oldukça başarılı. Ancak bu yıl hayata geçirdiği “Piyon” oldukça direkt ve dikkate değer. Çebi, satranç oyununu kendi diline uyarlıyor, bütün işlerinde gördüğümüz karakterlerin bir benzeri burada da var. İlk bakışta oyun tahtası üzerindeki en değersiz taş gibi görülse de piyonlar, bilen birinin elinde en değerli oyunların parçası olurlar. Çebi’nin piyonlarının normal piyonlardan farklı yüzleri vardır; yenidirler. Bu piyonlar, bilinmeyen değişken olarak oyunda iki tarafı da şah-mat edebilecek bir potansiyeli içinde barındırırlar. Sergi, 22 Nisan’a kadar görülebilir.
Editor : Şerif SENCER