TBMM ÖZETİ| Başkanı Mustafa Şentop, başörtüsü tartışmalarıyla ilgili, "Böyle bir tartışma varsa o zaman bunu bir kanun bağlamında ele almak yanlıştır çünkü kanunda bir düzenleme yaptığınız zaman böyle bir özgürlüğü kanundan kaynaklanan bir özgürlüğe bağlamış, dönüştürmüş oluyorsunuz. Dolayısıyla kanun yapma çoğunluğuna sahip bir grup, serbestlik yönünde bir kanun yaparken, siz meseleyi kanundan kaynaklanan hakka dönüştürdüğünüz için bir başkaları da gelip bu sefer o kanunu kaldırmak suretiyle bunun yasaklanabileceği de düşünülebilir" dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Çankırı Valiliği ve Belediye Başkanlığı ziyaretinin ardından Çankırı Karatekin Üniversitesi'nin 2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreni'ne katıldı.
Åžentop, Türkiye’de toplam 209 üniversite olduÄŸunu belirterek, "Türkiye’de 20 yıl içinde üniversite sayımız bu noktaya geldi ve her ilimizde üniversite bulunuyor. Türkiye’de her ilde üniversite açılması ve üniversite sayısının bu kadar fazla olması vaktiyle tartışma konusu olmuÅŸtu. Bu konu aslında ‘yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan’ tartışması gibi sonuca varması mümkün olmayan bir tartışma. 'Önce akademisyen yetiÅŸtirelim sonra bu akademisyenlerin faaliyet göstereceÄŸi üniversiteler açalım, mekanları kuralım' mı yoksa 'Ãœniversiteleri açalım daha sonra bu üniversitelerde görev yapacak akademisyenleri de yetiÅŸtiririz zaman içerisinde' tartışması sürdürülebilir tartışmadır ama bir yerden baÅŸlamak lazım. Bence doÄŸru yerden baÅŸlanmıştır. Ãœniversiteler rekabet ortamı içerisinde. Zaten Türkiye’de öğrenciler bir rekabet ortamı içerisinde üniversitelere yerleÅŸtiriliyor. Bir baÅŸarı sırlamasına göre yapılan sınavla yerleÅŸtiriliyor. Dolayısıyla üniversitelerimizin öğrenci cezbedebilmeleri için çekebilmek için bir cazibe merkezi olmaları için yarışmaları gerekiyor. Aynı dönemlerde açılan üniversitelerimize gidiyoruz. Ãœniversitelerimizin çoÄŸu kendi akademik kadrolarında önemli baÅŸarılar elde etmiÅŸ. Akademisyenler yetiÅŸtirmiÅŸ, belli bir noktaya gelmiÅŸ. Bu daha yoÄŸun ve aktif ÅŸekilde devam edecek. Bugün hem fiziki mekanlar bakımından hem akademisyenlerin çalışmalarına her bakımdan destek verilmesi noktasında çok iyi bir noktadayız. Devletimiz, destekleriyle üzerine düşen vazifeyi yapmış durumdadır ve yapmaya da devam edecektir" diye konuÅŸtu.Â
'BAŞÖRTÜSÜ MESELESİ YENİDEN GÜNDEME GELDİ'
Åžentop, üniversitelerde başörtüsünün önceki dönemlerde sorunlar oluÅŸturduÄŸunu anımsatarak, "Ãœniversitelerimiz daha önce bir 15 sene önce toplumdan, siyasetten ve devletten uzak; kendi içinde kapalı birtakım gündemlerle çalışan kurumlardı. Kendi özel gündemleri vardı. En önemli gündemlerde birisi de üniversitelere başörtülü öğrenci sokmamaktı. Tabi başörtü meselesi yeniden gündeme geldi. Burada başörtü meselesini sadece kız öğrencilerimizin başını örtmesi ve bu ÅŸekilde derse girmesi olarak deÄŸerlendirmemek lazım. Başörtüsü meselesi, Türkiye’de 1968-69’dan beri sembolik mesele olarak tartışılmaktadır. Esasen bunu görmek lazım. Başörtüsü dindarlığın, dini hayatın bir sembolüdür. Başörtüsüne karşı olmak esasen başörtüsüne karşı olmak deÄŸildir. Dini hayatın, toplumsal hayatta görünürlüğüne karşı olmaktır. Buradaki tartışmaların arka planına baktığınızda budur" dedi.Â
'GERİ DÖNÜLMEZ BİR TOPLUMSAL MUTABAKAT OLUŞTU'
Şentop, bugün başörtüsü ile ilgili herhangi bir sorun olmadığını dile getirip, "Bu ortadan kalktı. Bununla ilgili hukuki düzenleme olmaksızın ortadan kalktı çünkü bu konuda geniş ve geri dönülmez bir toplumsal mutabakat oluştu. Bu çok sevindirici bir gelişmedir. Daha önce bu konuda çok sert ifadeler kullanan bazı kişilerin, siyasetçilerin de artık bu serbestliği doğal karşılayan, normal karşılayan bir noktaya gelmiş olması bence çok önemli" diye konuştu.
Daha önce başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliği yapılmaya çalışıldığına da değinen Şentop, "2008 yılı ocak ayında başörtüsünün sadece üniversitelerde serbest olabilmesi için anayasa değişikliği yapılmıştı. Anayasa değişikliği yapmayı gerektirecek bir durum değil aslında; ama yönetmelikle yapıldığında sorun çözülememiş, kanunla yapılmış. 2 defa rahmetli Özal zamanında kanun çıkartılmış, sorun çözülememiş. Neden? Çünkü mahkemeler iptal ediyor bunu. O zaman denmiş ki ‘Anayasa ile yapabilirsek, bunu teminat altına alabiliriz’ diye düşünülmüş ve anayasal değişiklik yapılmış. 411 oy ile kabul edilmiş. 2008’den bahsediyorum ve daha sonra Anayasa Mahkemesi'ne dava açılmıştı. Anayasa değişikliği, esasen teorik olarak bu mümkün olmamasına rağmen Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti ve anayasa değişikliği konusuna öncülük yaptığı için AK Parti’yle ilgili kapatma davası açılmıştı. Gerekçelerden birisi de üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakma yönünde eylemler içerisinde bulunmasıydı. AK Parti kapatılmadı; ama 1 kişinin oyuyla. 6 ay önce seçimden yüzde 50 oy alarak gelmiş olan bir partiden bahsediyoruz. 2007 Temmuz ayında seçim yapılmıştı. 2008 Türkiye’sini tasvir edebiliyor muyum, anlatabiliyor muyum?" açıklamasında bulundu.
'ANAYASA ÖTESİ HAK'
Meclis BaÅŸkanı Åžentop, başörtüsünün anayasa ötesinde bir hak olduÄŸunu belirterek, "Başörtüsü tartışmasını sadece bir başörtüsü tartışması baÄŸlamında, bir kız öğrencinin başörtüsü baÄŸlamında ele almamak lazım. Bu devletin, siyasi ve bürokratların, milletin deÄŸerleriyle barışma meselesidir. Bunu böyle görmek lazım. Toplumsal anlamda bir mutabakatla çözülmüş olması çok önemliydi ama ÅŸunu görmemiz lazım; kız çocukların, kadınların başörtüsü takması veya başörtü takmaması, anayasadan veya kanundan bir hak deÄŸildir. Bu gayet doÄŸal bir haktır. Anayasa ötesi bir haktır ama bugün yeni tartışmalar münasebetiyle bunu yeniden Türkiye’nin gündemine getirdiler. Gerek var mıydı; yoktu bana göre ama böyle bir tartışma varsa o zaman bunu bir kanun baÄŸlamında ele almak yanlıştır. Çünkü kanunda bir düzenleme yaptığınız zaman böyle bir özgürlüğü kanundan kaynaklanan bir özgürlüğe baÄŸlamış, dönüştürmüş oluyorsunuz. Dolayısıyla kanun yapma çoÄŸunluÄŸuna sahip bir grup, serbestlik yönünde bir kanun yaparken, siz meseleyi kanundan kaynaklanan hakka dönüştürdüğünüz için bir baÅŸkaları da gelip bu sefer o kanunu kaldırmak suretiyle bunun yasaklanabileceÄŸi de düşünülebilir" dedi.Â
Editor : Åžerif SENCER