Seçimlerde ÖZETİ| ikameti farklı şehirlerde olan ve Ankara’da yaşayan vatandaşların oy kullanabilmeleri için AK Parti tarafından ücretsiz gidiş – dönüş uygulaması hayata geçirilmişti. Yapılan uygulama sonucunda milyonlar insan oy kullanma fırsatı bulurken AK Parti’den aldıkları listelere bilet kesen AŞTİ esnafı Cumhurbaşkanı Yardımcılığı hayalleri suya düşen Mansur Yavaş’ın gazabına uğradı. AK Parti’nin verdiği listelere bilet kesen esnafın, Yavaş’ın talimatları doğrultusunda AŞTİ yönetimi tarafından mobbing ve baskı ile yıldırılmaya çalışıldığı ve sürekli olur olmadık sebeplerle ceza kesildiği ortaya çıktı.
“KENDİ BECERİKSİZLİKLERİNİN CEZASINI BİZE KESİYORLAR”
Halil Dağaşan, “31 Mart yerel seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, Mehmet Özhaseki’nin ve Turgut Altınok’un resimlerini buraya astığım için beni fişlediler. Seçimden sonra göreve gelir gelmez her Allah’ın günü daha siftah etmeden bana ceza makbuzu gelmeye başladı. Geçtiğimiz seçimlerde malum partiler başka şehirlerde ikamet ettiği halde Ankara’da yaşayan vatandaşlar için ücretsiz seferler açmıştı. Biz AK Parti’nin bize verdiği listelere gönderilen paralar karşılığında biletler aldık. Vatandaşı gideceği yere gönderdik. Biz esnafız CHP’de gönderseydi onlara da alırdık ama onlar AŞTİ içerisinde bile organize olamadılar. Doğru düzgün liste tutamadılar, gönderecekleri insanlara bilet parası ayarlayamadılar. Zaten bizden düzgün bir talepleri de olmadı. Ayrıca dışarıdan okul servisleri ayarlayıp kaçak olarak AŞTİ’nin alt katından yolcu götürüp getirdiler. Kendi bilgisizliklerinin, ilgisizliklerinin, beceriksizliklerinin cezasını bize kesiyorlar. Beni kafaya taktıkları için ben bilet gişemin önünde bile dursam bana ceza geliyor. AŞTİ yönetiminin tamamı emekli asker, emekli polis. Burayı askeri kışlaya çevirdiler. Konuşma, kımıldama, dışarı çıkma, bağırma. Aksini yapan olursa hemen anons ediyorlar. Arkasından ceza geliyor. Bu durumda olan sadece ben değilim. Yan gişeden görevli arkadaş benden bilet almaya geliyor müşteriyle adama gişeden çıktı diye ceza yazıyorlar. Seçim akşamı burada davul zurnalı kutlama yapıldı. O kutlamaya katılan kim varsa kameralardan tek tek bulup fişlemişler. Fişledikleri insanların hepsi benim gibi günlük hiç yemezse 2 tane ceza yiyor. Yavaş, ASTİ’ye sözde milyonlarca lira masraf edip tadilatını yaptırdı. Ama yağmur yağdığı zaman sanki üstümüze çatı yokmuş gibi yağmur suyu içeriye doluyor. 70’lerde 80’lerde olduğu gibi su akan yerlere kova koyup tahliye etmeye çalışıyorlar. Yavaş bizimle uğraşana kadar, bize mobbing baskı uygulayana kadar tadilatını yaptırdığı AŞTİ’nin içler acısı haline baksın. İnsanların oturacak doğru düzgün yeri yok. Sözde balkonlara Kütüphane tarzı dinlenme alanları yaptılar oraların açılışı bile yapılmadı.” ifadelerini kullandı.
“KENDİLERİ KORSAN TAŞIMACILIK YAPTI CEZA YAZAN OLMADI, BİZ İŞİMİZİ YAPTIK CEZA YEDİK”
Murat Doğan ise, “Burada çalışan işçinin, esnafın böcek kadar değeri yok. 4 tane müdürün, 4 tane güvenliğin elinde esir kampından gibi çalışıyoruz. Ağzını açtığın zaman anons ediyorlar, arkasından ceza. Bizi yıldırmaya çalışıyorlar. Göreve geldiler ceza yazmaya başladılar, Mayıs seçimlerini kaybettiler iyice hırslarını bizden almaya başladılar. 28 Mayıs akşamı milyonlar sokaklara döküldü kutlama yaptı. Biz de burada eğlendik diye hepimizi fişlediler. AK Parti tarafından gönderilen listelere için bilet alıyoruz diye bile ceza yedik burada. Aramızda AK Parti’ye otobüs verenler oldu. Onlar bile ceza yedi. Kendileri korsan taşımacılık yaptılar ceza kesen olmadı. Biz işimizi yaptık diye ceza yiyoruz. Bize yapılanlar karşısında AK Parti Ankara İl Başkanı Hakan Han Özcan bizleri yalnız bırakmadı. Kesilen cezaları ödeyeceğini belirtti.” şeklinde konuştu.
“OY KULLANACAKLARI TAŞIDIM DİYE CEZA YEDİM, OTOBÜSÜM PERONA ALINMADI”
AŞTİ esnafı Tansu Demir de, “Benim kendi otobüsüm var. Ben sırf seçim günü oy kullanacakları götürüp getirdim diye ceza yedim. Ben esnafım. Ekmeğim için çalıştım. CHP götür deseydi onların belirlediklerini götürürdüm. Ama sırf bu yüzden ceza yazılmaz. Seçimden sonra günlerce benim otobüsümü peronlara almadılar. Şimdi perona giriyoruz, arkasından ceza yiyoruz. En düşük cezamız 600 TL. Seçimden bu yana 15-16 tane ceza yazıldı.” dedi.
“ERDOĞAN’A DİKTATÖR DİYORLAR AMA ASIL DİKTATÖR BUNLARIN KENDİSİ”
AŞTİ yönetimi tarafından fişleme ve baskılara maruz kalan Soner Demir ise, “Ben CHP’ye oy verenlerden bir tanesiyim. Seçim döneminde AK Parti Milletvekili adayları esnafı ziyarete gelmişti. Bana da el uzattılar ben de sıktım. Kameradan bunu görmüşler. Vay efendim sen nasıl el sıkışırsın, nasıl yanlarında durursun diye beni fişlediler. CHP’ye oy verdiğim halde, şu anda bu zulmü çekiyorum. Günde bir tane cezamız garanti var. Hem belediye seçimlerinde oy verdim hem de bu geçtiğimiz seçimlerde. Şu gişeden kafanı çıkardığın an ceza kesiyorlar. Yan taraftan bir sakız almaya kalksan ceza kesiyorlar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a diktatör diyorlar ama asıl diktatör bunların kendisi. Guantanamo hapishanesine çevirdiler burayı. Buraya bir tadilat yaptılar akıllara zarar. Sanki üstümüzde çatı yok. Yağmur olduğu gibi içeride. Ahşap kaplamalar sökülüyor. Lambaların biri yanıyor biri yanmıyor. Bir asma tavan yaptılar asma tavan yıkıldı. Allahtan yolcu yoktu. Eğer yolcu olsaydı yaşananları aynı dakika televizyonlarda izlerdik.” diye konuştu.
“CEZA KESME İŞİNİ KEYFİLEŞTİRDİLER”
Gişe çalışanı Koray Yalçın ise şunları söyledi; “Buradaki esnaf önceden de ceza yiyordu. Ama kimse itiraz etmiyordu. Çünkü herkes neden ceza yediğinin farkındaydı. Ama artık iş keyfileşti. Esnafın birbiri ile sohbet etmesi ceza, birbirinden alışveriş yapması ceza. Gişe önünde durması ceza. AŞTİ güvenliği bizim ve yolcunun güvenliğini sağlamakla mükellef olması gerekirken buradaki esnafa nasıl ceza keseriz diye bakıyorlar. Geldikleri günden beri bu sistem bu şekilde gidiyor. Geçtiğimiz seçimlerden sonra da iyice arttı. Seçimde kaybettiler diye acısını buradaki esnaftan çıkarıyorlar.”
Editor : Şerif SENCER