17Şubat ÖZETİ| 1926’da kabul edilen Türk Medeni Yasası, TürkiyeCumhuriyeti’nin laik hukuk sistemine geçişinin anahtarıdır.Laik, demokratik Cumhuriyet ülküsüyle çağdaşlığı temel alır.Yasanın gerekçesi en doğru laiklik tanımını verir.
Heriki devrimci adımın yapıcısı ise Mahmut Esat Bozkurt’tur.İlkinde İktisat bakanı, ikincisinde Adalet bakanıdır. Ona bugörevleri veren ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Hatırlayalımki Atatürk, Ali Fuat Cebesoy’a söylediği gibi, “Memleket vemillete kimler hizmet eder, hizmet liyakat ve kudretini gösterirlerseyol arkadaşlarım onlardır” anlayışındadır. Sözünözü Mahmut Esat, donanımı nedeniyle bakan olmuştur. Olmuşturama 1930’lardan itibaren aleyhinde başlatılan kampanya hâlâsürmektedir. Kampanyanın bayrağı ise Serbest Cumhuriyet Partisilideri Fethi Bey’in onu ve bakanlığının çalışmalarınıhedef almasının hemen ardından Ödemiş’te yaptığı “NiçinCumhuriyet Halk Fırkasındanım?” başlıklı konuşmasıdır.17 Eylül 1930 günü yaptığı bu konuşmadaki “Öz Türkolmayanların Türk vatanında bir hakkı vardır, o da hizmetçiolmaktır, köle olmaktır” cümlesidir. (M. E. Bozkurt, TopluEserler, C. II, s. 540-541/Anadolu, 18 Eylül 1930) Hedefinde ise1924 Anayasası’nın Türklük tanımını reddedip Türke tanınanhakları değil emperyalistlerin “azınlık” haklarını talepedenler vardır. Üstelik o benzer cümleleri beş yıl önce, ŞeyhSait isyanının hemen ardında da kurmuştur. Ne demiştir? “TürkiyeCumhuriyeti’nde efendi olarak yaşamak hakkı Türklerin ve Türkolanlarındır. Bunu dost da düşman da böyle bilmelidir. Geriyedoğru muhalefete, entrikacı muhaliflere, fırkacılara hiçbirvakit hak tanımayız. Bunların akıbetleri hüsran olacaktır.”(Toplu Eserler, c. II, s. 382/Cumhuriyet, 2 Haziran 1945) Mahmut Esather iki söyleminde de ulus egemenliği vurgusu yapar, ulus-devletisavunur, bölücülük yapan siyasal anlayışı reddeder.
AncakMahmut Esat “düşmanlığı”nın asıl nedeni bu sözlerideğildir. Uygulamalarıdır. Milli ekonomi ve laik hukuk devletianlayışının Cumhuriyet dönemindeki icracısı olmasıdır. Bunuyaparken Türk vatandaşlarının en iyiye layık olduğunu süreklivurgulaması, kalemini milletinin hak ettiği yaşama kavuşmasınısağlamak için kullanmasıdır. Tarihten verdiği örneklerle, “Birülke nasıl batar” ya da “Bir ülke nasıl kalkınır”sorularına yanıt vermesidir.
“Sarıklıyobazları” kalemine dolamıştır örneğin. “YobazlarElinde Din” başlıklı makalesinde şöyle der: “‘Şeriatisterük!’ Günün birinde Patrona Halil adında biri ortayaçıkıyor. Muslu namında bir de arkadaşı var. ‘Lale devriküfürdür, yenilikler gâvurluktur’ diye bağırıyorlar. Safdilhalk arkalarına takılıyor. Yeniçeriler kazan kaldırıyor…Yenileşme fikirleri kan ve ateş içinde yok ediliyor… ‘Şeriatisterük!’ Günün birinde Kabakçı Mustafa adında bir serseri …Nizam-ı Cedid gâvur işidir, biz şeriat isterük naraları …Yine vur vurana… Eşkıyanın emrine amade bir takım yobaz cahilsoftalar bu faciaları meşrulaştırmak için… EşkıyalığıKuran ile himayeye çalışıyorlar…”
MahmutEsat örneklerine devam eder. 31 Mart’ı, Milli Mücadelegünlerindeki fetvaları, Şeyh Sait isyanını, Türkçe ezankarşıtlığını ele alır, sonuçta kaybedenin devlet ve milletolduğunu ortaya koyar ve şöyle der: “Bütün bunlara sebepdinin dünya işlerine karışması, onun zaman zaman eşkıya elindeeşkıya halifelerle eşkıya sultanlar elinde bir satır gibikullanılmasıdır. Din hangi millette dünya işlerine karıştıysamutlaka bu yolda kullanıldı. Bu ıstırapları İslam âlemi kadarHıristiyan dünyası da çekti. Milletler bütün bu faciaya karşıtek bir kurtuluş çaresi bulabildiler. O da dini dünya işlerindenayırmak, onu siyasete karıştırmamak, onu, yalnız vicdan işiyapmak” (Anadolu, 24 Şubat 1933/Toplu Eserler, c. IV, s.386-390)
MahmutEsat, laik olmadan demokrat olunamayacağını savunur. Laik devletyolunda attığı adımlarından gurur duyduğu partisini tıpkıÖdemiş’te olduğu gibi savunur. Kimi zaman oklarını CHP’liolan ama parti ilkelerini anlamayanlara da yöneltir. “SoyguncularElinde Din” konusunu işlerken “kravatlı eşkıyalar”a daçatar. Ne der? Sonraki yazılarımızda görüşmek üzere…
Editor : Şerif SENCER