Küba ÖZETİ| Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel, başkentteki toplantıya üç bakan ve Küba Ankara Büyükelçisi Alejandro Francisco Diaz Palacios ile katıldı.
“Yaşasın özgür Küba”, “Yaşasın sosyalizm” pankartlarının, Türk ve Küba bayraklarının önünde konuşan Canel, Türkiye’deki Küba dostlarına teşekkür ederek söze başladı. “Coğrafya olarak uzak olmasına rağmen halkları yakın iki ülkeyiz, Türkiye’de Küba’yı anlatmak çok önemli” diyen Canel, “Sizin çalışmalarınız sayesinde Türk halkı Küba devriminin kazanımlarını tanıyor” ifadelerini kullandı.
KÜBA GERÇEKLİĞİ
Miguel Diaz-Canel, konuşmasında, Küba’nın karşısındaki ABD ablukasının ağırlığını ve neler yapılabileceğini de anlattı: “Ablukaya karşı mücadelede yapabileceğiniz en iyi şey Küba gerçekliğini iyi anlamak. Bu gerçeği mümkün olduğunca yaymanız, anlatmanız... Biz sosyalizm inşasını savunuyoruz. Bu da mümkün olan tüm alanlarda toplumsal adalete erişmek demek bizim için. Dolayısıyla sadece ekonomik hedeflerden bahsetmiyoruz. Bu tek başına bir anlam taşımaz. Herhangi bir ekonomik büyüme ancak kolektif refahı getirdiği, toplumsal adalet sağladığı sürece anlamlıdır.”
“Sosyalizm inşası”nın oldukça karmaşık bir süreç olduğunu söyleyen Canel, şöyle devam etti:
“Emperyalizm, sosyalizm inşasını engellemek için her türlü önlemi alıyor. Bizler sosyalizmi inşa etmeye çalışanlar ise sermaye aklına karşı, gelir dağılımın eşitlikçi olduğu ve sosyalizme varmaya çalışan bir toplumu kurmayı çok kritik görüyoruz. Temel sorunumuz bunu nasıl başaracağımız. Üstelik ufak ve yoksul bir ülkede, aynı zamanda dünyanın en büyük gücünün uyguladığı ablukada... Dolayısıyla Küba’da bir tarafta bu ideal var. Gelecekte ulaşmak niyetinde olduğumuz o değerli proje var. Öte yandan karmaşık ve zorlu momentte yapabileceklerimiz var. Yani içinde bulunduğumuz anda mümkün olan var. Ve bu güncel zaman içinde yapabildiklerimiz gelecekte yapmak istediklerimizle çelişki içinde değil.”
Eylemlerini nasıl sınadıklarını ise Canel şöyle açıkladı: “Ablukaya ve bizi de etkileyen küresel ekonomik krize karşı attığımız her adımı ve aldığımız her önlemi, devrimci bir şekilde gözden geçiriyoruz. Bu yaptığımız eşitsizliği artırır mı, bizi savunmasız bırakır mı, sosyalizmle çelişir mi diye soruyoruz. Dolayısıyla yaratıcı ve kararlı olmak zorundayız. Bütün bunları da karmaşık şartlar altında yapmak durumundayız.”
HAREKETE GEÇİYORUZ
Miguel Diaz-Canel, direnmeyi “katlanmak” olarak algılamadıklarını, “yaratıcı direniş” dedikleri süreci yaşattıklarını söyledi: “Direnmek ve karşısında harekete geçmek. Direnmek ve sürekli büyümek. Direnmek ve sürekli ilerlemek. Direnmek ve sürekli olarak kendi çabalarınızla, kendi inançlarınızla yaşamak. Yaratıcı direniş dediğimiz kavrama böyle varıyoruz. Bu kadar zorlu bir saldırıya karşı direndiysek bunu da yaparız inancıyla devam ediyoruz. Aynı yaratıcı direnişle ablukanın da üstesinden geleceğiz. Bu direnişin siz de parçasısınız. Küba halkı yalnız olmadığını biliyor. Küba’nın daha iyi dünya idealini paylaşan dostları var. Bizim için ve daha adil bir dünya için mücadele eden dostlarımız var. Biz ne yapabiliriz diye sorduğunuzda, ben bu yaratıcı direnişi devam ettirin derim. Ki siz de öznesiniz... Ve olabilecek en kısa zamanda birlikte kazanacağız.”
Rusya’dan sonra Türkiye’ye gelen Canel’in dosyasında, Türkiye ile kurulacak ekonomik ve enerji işbirliği olduğu öğrenildi. Canel’in, Türkiye’den sonra Çin’i de ziyaret etmesi bekleniyor.
60 YILIN EN KÖTÜSÜNÜ YAŞATIYORLAR
Miguel Diaz-Canel, Küba’nın bugünkü yaşam koşullarının dünden daha zor olduğunu da anlattı: “Küba, 60 yıldır tanık olduğumuzdan çok daha ağır bir ablukayla karşı karşıya. 2019’un ikinci çeyreğinden itibaren daha da ağırlaştı. Trump yönetimin Küba’ya karşı aldığı 243 önlemle büyüdü. Biden da bunları oportünist bir şekilde devam ettiriyor. Bunlar, ülkemizi finans ve enerji alanında çirkin şekilde hedef alan adımlar. Küba’ya yakıt gelmemesi için her şeyi yapıyorlar. Hiçbir banka Küba ile mali ilişki kurmak istemiyor. Temel döviz gelirlerimiz kesilmiş durumda. Bu da Küba halkının temel maddelerinde kıtlığa yol açtı. Gıda ve ilaç eksikliği var. Hammaddelerin, sınai altyapımızı modernize edecek maddelerin girişi engelleniyor. Örneğin elektrik tesislerimizin bakımı için gerekli madenleri engelliyorlar. Ulaşımda, sağlıkta, inşaatta, birçok soruna yol açıyor.”
Canel, ABD ablukasına bir de pandeminin eklendiğini, buna rağmen vahşi koşulların devam ettiğini söyledi: “Ne kadar ileri gittiklerini şöyle örnekleyeyim... Salgın başladığında sağlık merkezlerinin tamamı pandemi merkeziydi. Solunum cihazları alacağımız tüm şirketleri engellediler. Bu yetmezmiş gibi oksijen fabrikalarının oksijen satmasını da engellediler. Oksijen rezervleri hızlı bir şekilde tükendi. Çok trajik bir durum ortaya çıktı.”
Editor : Şerif SENCER