Kuantumfiziği ÖZETİ| bize herhangi bir madde parçacığının biz onabakmadığımız sürece nerede olduğunu söylemez. Yalnızcagözlemlediğimizde onu bir noktada bulma olasılığından sözeder. Peki, ölçüm yapan bir bilimci olmadığında gözlem neanlama gelir?
Veya şöyle soralım:
Kuantum kuramı gözlem yapankimse olmadığı zaman bize ne söyler? Günümüzün tanınanfizikçilerinden Carlo Rovelli, gerçeklik denilen şeyin etkileşimağı olduğuna dikkat çekmek için şöyle diyor:
“Hiçbirzaman etkileşime girmeyen şeylerden -var olsalar bile- söz etmek,bizi ilgilendirmeyen şeylerden de söz etmektir. Tanıdığımız,bizi ilgilendiren dünya, “gerçeklik” dediğimiz şey,kendilerini birbirlerine etkileşim yoluyla gösteren, etkileşimiçindeki varlıkların oluşturduğu uçsuz bucaksız ağdır.”*
Rovelli’ninaçıklamasında gerçekliğin olasılık da olsa bir “bilinemezi”dışarıda bırakabileceğine ilişkin yapılan ima Kant’ın“kendinde şey” dediği sorunu hatırlatıyor. Bu, kuşkusuz kifelsefe açısından huzursuzluk veren bir durum. Yine de ümidielden bırakmamak gerekir. Belki de huzursuzluğumuzu ortadankaldıracak olan şey, etkileşim ifadesinde yatmaktadır.
KUANTUMKURAMI VE ETKİLEŞİM AĞI
Modernfiziği takip edebilmek için Rovelli’nin sözünü ettiği“etkileşim ağı” vurgusuna dikkat etmemiz gerekiyor. Dünyanınmekanik bir basitlik gibi göründüğü zamanlardan kaosun bir bilgitürü olarak karşımıza çıktığı zamanlara geçiş yapıldı.Nesne artık öznenin karşısında duran ve öznenin kesinliğinevurgu yapan bir fenomen değil. Bu kez açık ve seçik olan şey“cogito”nun yaşadığı kriz. İçinde bulunduğu dünyadantamamen ayrık olan özneye her şeyin her şeyle ilişki içindeolduğu bir dünya açıldı.
Bu,şu anlama geliyor: Bizim için dünya karşımızda duran,seyrettiğimiz şeydi; ağaçlar, yollar, kedi, uçak, yağan yağmurve galaksiler… Her biri tek başına var olan bu şeylerinetki-tepki ilişkisi olan biteni açıklamaya yetiyordu. Şimdiyetmiyor.
Atomfiziğinin en önemli isimlerinin başında gelen Niels Bohr şöylediyor:
“Atomsistemlerinin davranışlarını, olgunun ortaya çıktığıkoşulları tanımlamaya yarayan ölçüm aletiyle etkileşimindennet olarak ayırmak mümkün değil.”
Rovelli,bu durumun yalnızca atom sistemleri için değil her şey içingeçerli olduğunu söyleyen kişi.
GÖZLEMCİDE YALNIZ DEĞİL!
Rovelli,son Nobel Fizik Ödülü’ne layık görülen üç fizikçiden biriolan Anton Zeilinger’in (ki dolanıklık meselesinde Einstein’ınyanıldığını böylece öğrenmiş olduk) laboratuvarda yaptığıfoton deneyi için dikkatimizi Zeilinger’e değil etkileşimevermemiz gerektiğini söylüyor:
“Birfoton ile onu gözlemleyen Zeilinger arasında olan şeyin özüherhangi iki nesne birbirleriyle etkileşime girdiklerinde,birbirleri üstünde etkide bulunarak birbirlerine görünürkılındığında aralarında olan şeyle aynıdır.”
Birnesnenin özelliği onun başka nesne üstündeki etkisindenibarettir, deniliyor. Yani, “özellik” dediğimiz şey nesneninbir parçası değil nesneler arasında bir ağ anlamına geliyor,etkileşime girmeyen şey varoluş sahnesinde yerini alamıyor.
Ontolojiile epistemoloji arasındaki bağ kurulamadığı için her şeyinesne düzlemine indirgeyen Rovelli için dünya, yalnızcabirbirlerini yansıttıklarında var olan aynalar gibi bir bakışaçısı oyunundan ibaret olsa da verdiği Zeilinger ve fotonuörneğinden öznenin nesneyi kapsayan bir şey olduğunu, heretkileşimde bilen olarak değişime uğradığını ve görünüşeçıkanın bilme olduğunu söylemek mümkün gibi duruyor.
Sonolarak bu ara Nobel ödülünden dolayı çok sık duyduğumuz“kuantum dolanıklığı” kavramı için Rovelli’nin verdiğiörneği kullanalım:
“Kuantumfiziğinde birbirinden uzak iki nesnenin sanki aralarında konuşmayadevam ediyorlarmış gibi tuhaf bir bağ içinde olduklarınıbiliyoruz; dolanıklık budur. Tıpkı birbirinden ayrı iki âşığınbirbirlerinin ne düşündüklerini tahmin etmesi gibi bir şey.”
*Carlo Rovelli, Helgoland, Tellekt Yayınları.
Editor : Şerif SENCER