Yaz ÖZETİ| mevsiminin en çok tercih edilen aktivitelerinden biri olan havuza girmek, çocuklar ve yetişkinler için belirli enfeksiyonları beraberinde getirebiliyor. Havuzun içeriğinde yer alan klor düzeyi sadece enfeksiyon bulaşına yol açmıyor aynı zamanda bazı dermatolojik rahatsızlara da sebep olabiliyor. Peki, klorlu havuz suyunun cilde zararları nelerdir?
HAVUZDAKİ FAZLA KLOR ZARARLI MI?
Aslına baktığımızda klor bir temizlik maddesidir. İnsan vücudu için oldukça sakıncalı olan klora doğrudan maruz kalmak ise beraberinde bir takım ciddi rahatsızlıkları getirir. Klor sudaki çoğu zararlı mikroorganizmayı öldürmekle görevli olsa da adenovirüs gibi bazı virüs ve bakteriler klorlu suda canlı kalabilir ve enfeksiyona zemin hazırlayabilir. Peki havuzdaki klor hangi hastalıklara yol açar?
Havuzdaki klor; cilt kuruluğu, göz kızarıklığı, cilt soyulması gibi rahatsızlıkların yanı sıra, hormonal dengeyi de bozabilir ve astım krizleri gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Havuz suyunun ağız yoluyla alınması durumunda ise bağırsaklardaki yararlı bakterilerin zarar görmesine neden olabilir ve bunun sonucunda sindirim problemlerine ve bağışıklık sistemi zayıflamasına kadar götürebilir.
Kontakt lenslerin yapısı gözeneklidir eğer kontakt lenslerinizle yüzerseniz, sudaki mikroplar bu gözeneklere yerleşir ve ciddi kornea (gözün şeffaf tabakası) enfeksiyonlarına sebep olur. Ek olarak kontakt lensler enfeksiyon kapma riskini göz yüzeyini tahriş ederek de oluşturabilir. Mikrobik konjonktivit ve kimyasal konjonktivit görülebilir.
Klor; astım ve alerjisi olan çocuklarda şikayetleri tetikleyebilme potansiyeline sahip alerjik bir madde olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle alerjik hassasiyeti bulunan bireyler, klorlu havuzlara maruz kaldığında dikkatli olmalıdır.
KLORLU HAVUZ SUYUNUN CİLDE ZARARLARI
Kuruluk ve Tahriş: Klor, cildin doğal yağ dengesini bozabilir ve cilt kuruluğuna neden olabilir. Sürekli maruz kalmak cildin doğal nemini kaybetmesine ve tahriş olmasına yol açabilir.
Kızarıklık ve Kaşıntı: Klorlu su ciltte kızarıklık, kaşıntı ve hassasiyete neden olabilir. Özellikle duyarlı ciltlerde bu etkiler daha belirgin olabilir.
Egzama ve Dermatit: Klorlu su, ciltte egzama ve dermatit gibi cilt rahatsızlıklarını tetikleyebilir veya mevcut durumu kötüleştirebilir.
Alerjik Reaksiyonlar: Bazı insanlar klorla temas ettiğinde alerjik reaksiyonlar geliştirebilir. Bu reaksiyonlar ciltte kabarıklık, kızarıklık, kabarcıklar veya şişlik gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
Cilt Kuruması ve Pullanma: Klor, cildin doğal yağ üretimini azaltarak cilt kurumasına ve pul pul dökülmeye neden olabilir.
Cilt Hassasiyeti: Klorlu su, cildin doğal koruyucu bariyerini zayıflatarak cildin daha hassas hale gelmesine neden olabilir. Bu da dış etkenlere daha duyarlı bir cilt anlamına gelebilir.
Aşırı Yağ Üretimi: Bazı durumlarda, cilt kuru görünmesine rağmen klorun tahrişi sonucu cilt aşırı yağ üretebilir ve bu da sivilce oluşumuna zemin hazırlayabilir.
Cilt Lezyonları: Uzun süreli ve yoğun maruziyet, klorun ciltte lezyonlar veya ciltte renk değişiklikleri gibi etkilere neden olabileceği nadir durumları içerebilir.
Saç Derisi ve Telinde Tahriş: Normalde, saç derisi çevresel etkenlere karşı koruma sağlamak için doğal yağlar üretir fakat sürekli havuz suyu teması, bu doğal yağların uzaklaştırılmasına neden olarak aşırı kuruluğa ve zayıflamaya yol açar. Klorlu suyla sık temas halinde olan kişilerde, saçın dış tabakasını oluşturan koruyucu keratin tabakası bozulur ve saçlar matlaşır, kırılma ve yıpranma da daha sık görülür.
KLORLU HAVUZ SUYUNUN ZARARLARI İÇİN NE YAPILMALI?
Havuz Seçimi: Açık yüzme havuzları, kapalılara göre daha az kimyasal buharın hapsettiği için sağlık açısından daha iyi bir seçenektir. Ayrıca, klor yerine tuz, morötesi ışın veya iyon kullanarak dezenfekte edilen havuzlar da tercih edilebilir. Klorsuz havuz seçenekleri hakkında internet araştırması yapılabilir.
Önemli Duş Alışkanlığı: Havuza girmeden önce duş almak, cilt üzerindeki kimyasalların etkisini azaltabilir. Ayrıca, terleme sonucu oluşan amonyak ile havuzdaki klorun reaksiyonu sonucu oluşan zararlı kimyasalın önüne geçebilir.
Hindistancevizi Yağı Kullanımı: Havuza girmeden önce cilde hindistancevizi yağı sürmek, cildin asit bariyerini koruyarak patojenlere ve kimyasallara karşı daha dirençli olmasını sağlayabilir. Aynı zamanda güneş ışınlarından gelen zararlı etkilere karşı da koruma sağlayabilir.
C Vitamini Kullanımı: Havuz sonrası vücuda C vitamini içeren krem uygulamak, klor ve kloraminle tepkimeye girerek zararsız hale gelen kimyasalların oluşumunu destekler. Bu sayede vücut kimyasallarından etkili bir şekilde arınabilir.
Editor : Şerif SENCER