Tuhaf ÖZETİ| lakap ya da isim denince akla ilk gelen topluluk Kızılderililer oluyor. Çünkü bu topluluk, belki de insanlık tarihinin en ilginç ve renkli isim geleneklerinden birine sahip. Bu isimler Ali, John gibi klasik isimlerden çok daha fazlasını ifade ediyor.
Kızılderili isimleri, bir toplumun değerleri, inançları ve hayat tarzı hakkında da ipuçları veriyor. Bu yüzden Kızılderili kültürünün önemli bir parçası olan bu isimler, günümüzde hala Kızılderili topluluklarında yaşatılmaya devam ediyor. Peki, neden böyle değişik isimleri tercih ediyorlar?
Günümüzde insanlara hayatları boyunca taşıyacakları isimleri doğdukları anda veriliyor ve zorunlu durumlar dışında kimse ismini değiştirmiyor fakat bu durum Kızılderililerde oldukça ilginç bir hal almış.
Yerli Amerikalılar, ömürleri boyunca 2-3 kez isim değiştirebiliyorlar. Elbette, onlarda da doğduğu anda kişiye bir isim veriliyor. Bu isim; doğduğu yere, ailesinin geleneklerine ve çevresine göre seçiliyor.
Ancak insanın elde ettiği başarılara ve yaşam deneyimlerine göre ergenlikte ve yetişkinlik döneminde değişebiliyor. Yani kişiye verilen bu yeni isimler, kişinin karakteristik özelliklerini, doğayla olan bağını ve deneyimlerini yansıtıyor.
En basit tabiriyle söylemek gerekirse, kişi değiştikçe ismi de değişiyor.
Örneğin, doğduğunda “Küçük siyah gözler” adını alan bir erkek çocuk, avlanma konusunda iyi yerlere geldiği takdirde, yetişkinlik döneminde “Beyaz Şahin” olarak adlandırılabiliyor. Ömrünün geri kalanında deneyimli bir lider olursa, adı "Hakkında Konuştukları Kudretli Şahin" gibi bir şeye dönüşebiliyor.
İnsanlar sadece doğumda kendilerine verilen isimle yaşamlarını sürdürmüyorlar. İsim değişikliğinin yaşanmasının en büyük sebebi, insanların büyüdükçe hedeflerine ulaşmaları için bir motivasyon kaynağı oluşturulmak istenmesidir.
Kızılderili isimleri; doğa, hayvanlar ve karakteristik özellikler gibi sembolik unsurlara dayanarak seçiliyor.
Bu isimler, sadece bir kişinin kimliğini belirlemekle kalmıyor, aynı zamanda Kızılderili kültürü hakkında da ipuçları veriyor. Kızılderili isimlerinin çoğu; kartal, boğa veya geyik gibi hayvanlardan ya da Güneş, Ay ve rüzgar gibi doğal unsurlardan esinlenilerek seçiliyor.
Seçilen her isim, bir sembole sahip ve kişiye belirli güçler verdiğine inanılıyor. Örneğin Dans Eden Rüzgâr adı kulağa hoş geliyor ama Yerli Amerikalılar dans eden rüzgârın kasırgayı temsil ettiğini biliyorlar. Bu isim, değişken ve kızgın bir yapıya sahip kişilere veriliyor.
Bir başka örneğe bakacak olursak ayı, tıpkı bizdeki Ahmet gibi yaygın bir addır. Bir kişi Yaralı Ayı ismini alırsa diğer kişiler, onun acı çektiğini ve özel bir ilgiye ihtiyacı olduğunu biliyor. Bir kişi büyük işler başarırsa, kişinin açık görüşlü algısının yanı sıra cennet ve yeryüzü arasındaki, yani maneviyatla olan özel bağlantısını tanımlamak için “Kartal Göz” gibi yeni bir isim verilebiliyor.
Bir kişiye isim verilmesinin birkaç yolu vardır.
Bu yollardan biri, ailenin veya adı alacak kişinin, yakınlarından birinden ad vermesini istemesidir. Bir diğer yol ise birinin başka birine isim hediye etmeyi teklif etmesidir. Her iki durumda da özel bir tören yapılması gerekiyor.
Tören günlerinde kabile topluluğunun aileleri ve dostları kutsal çemberde toplanır; dua eder ve ismi veren üye, ruhani lidere, yardımcılara ve orada bulunan diğer kişilere karşı yüksek sesle bir duyuru yapar. Yapılan bu duyuruda ismin ne olduğu ve kişiye neden verildiği açıklanır. Ad verilen kişi ve ailesi, töreni yürüttüğü için ruhani lidere, adı verene ve orada olan herkese hediyeler taktim eder.
Günümüzde bu törenler hala devam etmektedir. Kişilerin bu tür törenlere katılabilmeleri için pek çok ön koşul vardır. Bu ön koşullardan biri, törenden önce ismin verilecek kişinin isimle özdeşleşip özdeşleşmediğinden emin olmaktır.
Kızılderili adlandırma geleneği, bireye daha iyi olmaya, iyileşmeye ve gelişmeye çabalaması için ilham verir. Ancak, kişinin herhangi bir yeteneği yoksa ya da herhangi bir isim ona uygun değilse, doğduğu isimle yaşamını sürdüren Kızılderililer de var.
Editor : Şerif SENCER