Teknoloji

Jeolojinin Babası İhsan Ketin Kimdir?

Mustafa Kemal Atatürk, kuracağı yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin modern bir ülke haline gelmesi için gençleri eğitim maksadıyla Avrupa'ya yolladı. İhsan Ketin de 1930’ların başında Almanya’ya giden bu özel öğrencilerden biriydi ve hikâyesi böyle başladı…

Jeolojinin Babası İhsan Ketin Kimdir?
19-03-2023 21:27

Atatürk, ÖZETİ| kurmuş olduğu devletin modern eğitim temelleri üzerine kurulmasını isteyerek buna göre bir eğitim modeli geliştirilmesi için çabaladı. Bu anlamda Batı eğitimi alarak öğrencilerin gelişimini destekleyip eğitimli nesiller yetiştirmek adına çalışmalarına da ağırlık verdi.

Bu öğrencilerden birinin adını belki birçok kişi duymadı ya da önemseyip araştırmadı. İhsan Ketin, Türkiye’de modern anlamda jeoloji biliminin kurucusu, depremle birlikte isimlerini sıkça zikrettiğimiz değerli jeologların da hocasıdır. Avrupa'da aldığı eğitimler ve yapmış olduğu çalışmalar neticesinde Türkiye’nin önemli bilim insanları listesinin başlarında yerini alsa da birçok insan hala onu tanımıyor. Bu da aslında "yıllardır yapılan uyarılara rağmen neden hala akıllanmıyoruz?" sorusunun cevabını veriyor.

İhsan Ketin'in yaşamını belirleyen iki unsur vardı.

ihsan ketin

Bu unsurlardan birisi Erciyes’e olan sevdası, bir diğeri de Mustafa Kemal’in umut bağladığı Türk gençliğinde eğitime verdiği önemdi. Çocukken Erciyes’in taşlarını incelemekle başlayan doğa sevdası, ona 55 yıl boyunca Türkiye’nin dağlarına, tepelerine, doğasına bakmasını bilen gözler kazandırmıştı. “Bendeki jeoloji aşkı ilkokul yıllarımda başlamıştı” diyen İhsan Ketin, jeolojiye olan ilgisini inanılmaz bir sevgiyle ifade ediyordu.

Sevdiği düşünürlerden olan Friedrich Von Schiler’in “sanatçı yukarıya doğru, kendi haysiyetine ve kendisini yönlendiren kurallara doğru bakmalıdır, aşağıya kişisel mutluluğuna ve ihtiyaçlarına doğru değil. Mümkün olanla gerekli olanın bileşiminden ideali yaratmaya çalışmalıdır.” sözlerini ise yaşam ilkesi edindiğini söylemişti.

Eğitim hayatında karşısına çıkan öğretmenleri, İhsan Ketin'in hayatında önemli bir yere dokundu.

ihsan ketin kimdir

Tam bir Cumhuriyet öğretmeni olarak nitelendirilen İhsan Ketin'in hocası Yümnü Tolgay, Atatürk’ün ilke ve inkılaplarını Kayseri İlkokulu’ndaki tüm öğrencilere aşılamak için uğraşmıştır. Hatta öyle ki öğretmeninin kalbinde bıraktığı izi asla unutmamış olan İhsan Ketin, onu 1981’de alacağı TUBİTAK Bilim Ödülü törenine de davet edecekti.

Aslında İhsan Ketin’in ömrünün çizgisine, doğru zamanda karşısına çıkan doğru insanlar yön vermiştir desek yanlış olmaz. Tıpkı öğretmeni gibi, okuduğu Kayseri Lisesi’nde yatılı burs sınavına girmesine yol açan Kayseri Valisi Ali Vefa Bey ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın yurt dışı bursluluk sınavı için kendisini teşvik eden Kayseri Lisesi’nin müdürü Yunus Kazım Könü de ondaki cevheri görmüş olmalıydı.

Fizik-Kimya öğretmenliğini kazandığı sırada Almanya’ya ilim tahsili için gönderileceğini öğrendi.

profesör ihsan ketin

İstanbul’da öğretmenlik için kazandığı okulu öğrendiği sırada yurt dışına tahsil edilen öğrenci listesinde kendi adını gören Ketin, İstanbul’a hiç gitmeyerek 1932 sonbaharında Avrupa’ya gönderilen 9 kişinin içerisinde yer aldı. “Yetişmemde devletin ve milletin katkısı büyük olmuştur. Meslek hayatım boyunca bunun karşılığında ne yapayım da ödeyeyim düşüncesi beni etkiledi.” diyen İhsan Ketin, Türkiye için büyük bir devri başlattığından habersiz, Almanya’da değerli eğitimler alarak 1934’te Berlin Üniversitesinde yüksek lisans eğitimine de başlamıştı. Daha sonra Berlin'in keşmekeşinden de tedirgin olan İhsan Ketin, Bonn’a gitmeye karar verdi.

Bonn'da ünlü bir tektonikçi olan Hans Cloos, Ketin’e “kayalarda gizlenen gerçeği” bulup çıkartmanın tek yolunun “tabiata gitmek” olduğunu öğretti. Ketin, “özellikle yerbilimlerinde doğayı tanımak için doğada çalışmak gerekiyor. Doğayı değerlendirmek için her kayaya çıkıp, dağa tırmanıp, taşa bakıp ne olduğunu anlamak isterseniz güçlüklere katlanacaksınız. Dağı, tepesi, soğuğu, sıcağı var. Usanmadan gözlem yapıp, ondan sonra gördüğünüzü bilginize göre değerlendirmek gerekiyor” derken, yerbiliminin nasıl yapılması gerektiğini de özetliyor.

Ağaç yetiştirir gibi bilim insanı yetiştirilmiyor.

ihsan ketin mezuniyet

1938 yılı Haziran ayında ‘Über die Tektonik und den Vulkanismus der Gegend von Bad Bertrich’ (Bertrich Kaplıcası Çevresinin Tektoniği ve Volkanizması Üzerine) adlı doktora tezini bitirdi. Ardından yurda dönerek İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeoloji Enstitüsü’nde asistanlığına başladı. 1938 yılı Ekim ayında göreve başlayan Ketin, Osmanlı Devleti sınırları içinde doğup, doktora alan ilk jeolog oldu.

MENTE et MALLEO (Akıl ve Çekiç)

deprem haberi

Yurda döndükten sonra meslek hayatında Bonn’daki Jeoloji Enstitüsü’nde kürsünün üzerinde asılı ‘Mente et Malleo’ yazısını kendine bir ilke edindi. Ülkeye döndüğünden kısa bir süre sonra 21 Kasım 1939’da Tercan Depremi, ardından da 28-29 Aralık gecesi Erzincan Depremi yaşandı. Ketin, bu depremler için ‘1939’dan itibaren depremler ardı ardına geldi. Her defasında arazide kırılma, kayma ve çökmeler oluyordu. Bunlar kabuk hareketinin mekanizmasını gösterdiğinden önemliydi. O bakımdan en çok bu etkenlerin yeryüzünde yaptıkları değişiklikler üzerinde duruyordum’ diyordu.

Öğrencilerinden Celal Şengör, ‘aslında Ketin’in Türkiye’deki ilk paleotektonik çalışması 1940 yılında askere gitmeden önce tamamladığı İstanbul Boğazı’nın doğusundaki Alemdağ granodiyoritinin incelenmesi olmuştur’ diyerek askeri jeolojiyle ilgili bir kitap çevirdiğini anlatır.

Bilinen gerçekleri çürüten Ketin’in makalesi, ‘Geologisehen Rundschau’nun 36. cildinde yayınlandı.