2 ÖZETİ| bin yıldır kırılmayan fay! 'Yakın bir zamanda' diyerek uyardı: 7.1'lik deprem potansiyeli var
GALERİNİN DEVAMI Hasan Sözbilir, İzmir, Güzelbahçe, Yağcılar, Seferihisar ve Tuzla fayları ile ilgili çalışmaları tamamladıklarını belirtti. ">İzmir fayındaki depremlerin en son meydana geldiği tarihle ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu. ">2 BİN YILDIR KIRILMIYOR">daha geniş, yaklaşık bin yıla yakın. Dolayısıyla İzmir fayının da yakın bir gelecekte kırılma şansı olmadığını düşünüyorum ama İzmir'deki Tuzla fayı 2 bin yılda bir kırılan bir fay ve 2 bin yıldır kırılmadığını görüyoruz. Dolayısıyla Tuzla fayı açısından İzmir'in deprem tehlikesinin değerlendirilmesi gerekiyor" diye konuştu.">7.1 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM ÜRETEBİLİR">sahip olduğunu vurgulayarak, "Fay uzunluğu nedeniyle yaklaşık 7.1'e kadar deprem üretme potansiyeline sahip. 2 bin yıldır kırılmadığı için fayın yakın bir zamanda kırılma ihtimali yüksek" dedi.">'KENTSEL DÖNÜŞÜM İLE İLGİLİ BİR YOL HARİTASI ÇİZİLMELİ'">olarak acil olarak alınması gereken önlemlerle ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Türkiye ölçeğinde 1999 depreminden sonra gerek üniversiteler gerek sivil toplum örgütleri gerekse belediyeler olarak çok önemli çalışmalar yapıldı. Ama özellikle Elazığ, İzmir, 6 Şubat veya Van depremleri depreme hazır olmadığımızı gösterdi. Daha hızlı bir şekilde önlem almak gerekiyor. Toplum olarak hem deprem sırasında hem de daha sonrasında yapılması gerekenlerle ilgili daha bilinçli olmamız gerekiyor. Kentsel dönüşüm ile ilgili bir yol haritası çizilmeli. Her ilin kendine göre bir kentsel dönüşüm çerçevesi çizilmeli. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) 81 il için 2020'nin sonunda tamamlanmıştı. İzmir için 127 tane eylem vardı. Bunlar tamamlanmadığı sürece 'Depreme hazırız' deme şansımız yok. Fay, zemin ve bina üçlüsünün çok iyi şekilde analiz edilmesi gerekiyor. Faylarımızı tanımaya devam etmeliyiz çünkü birlikte yaşıyoruz, onlar canlı varlıklar. Fayların anlaşılması için Türkiye ölçeğinde bir proje başlatıldı. Zeminle ilgili problemler İzmir'de çok yüksek. Özellikle denize yakın yerlerde sıvılaşma tehlikesi var" ifadelerini kullandı.">'YAKIN BİR GELECEKTE MANİSA FAYININ KIRILMA ŞANSI YOK'">gündeme gelen Manisa'daki deprem riskiyle ilgili olarak ise "Manisa'nın değişik yerlerinden geçen 32 tane fay var. En önemlisi Manisa fayı, bu fay Manisa il merkezinden geçip kuzeyde Spil Dağı ile sınırlanıyor. Çalışmalarda bu fayın yakın bir gelecekte deprem üretme potansiyelinin olmadığını saptadık. Çok yakın bir gelecekte kırılma şansı yok. Çünkü son depremini 1845 yılında yapmış. Fayın deprem tekrarlama aralığı da 900 yıl civarında. O yüzden yakın bir gelecekte bu fayın kırılma şansı yok. Bu fayın üzerindeki çalışmaları kentsel dönüşüm mantığıyla gerçekleştirebiliriz. İl sınırları içerisinde geri kalan 31 tane fayın özellikleri tam olarak bilinmediğinden onlarla ilgili tehlike devam ediyor" diye konuştu. ">
Bursa Teknik Üniversitesinde düzenlenen Yenilikçi Yapı Zirvesi’nde konuşan Japon Deprem Uzmanı Yoshinori Moriwaki, Türkiye’nin depremle yaşamayı öğrenmesi, küçük yaşta eğitimlerin verilmesi ve depreme dayanıklı binaların inşa edilmesi üzerine öğrencilere bilgiler verdi.
"ARTIK HAZIR OLMAMIZ GEREKİYOR"
Türkiye’de Kuzey Anadolu fay hattında 1766 yılında İstanbul’da 7,1 büyüklüğünde deprem olduğunu hatırlatan Yoshinori Moriwaki, "Bu depremler tekrar tekrar geliyor. İstanbul'u etkileyen 1509 yılındaki depremden 257 yıl sonra 1766 yılında meydana gelmiş. 1766 yılındaki depremin üzerinden ise 258 yıl geçti. Büyük depremlerin 250 senede bir geldiği görülüyor. Yani fay hatlarının enerjisini biriktirdiğini görüyoruz. Artık hazır olmamız gerekiyor. Depremin gelmeyeceğini söyleyen 2 hoca var ama bizim kendimizin de binalarımızın da bir an önce depreme hazırlanması gerekiyor" dedi.
"ÇANAKKALE TARAFI DA TEHLİKELİ"
Türkiye’nin birçok yerinde yaşanan depremlerle ilgili neler yapılması gerektiği hakkında da bilgi veren Moriwaki, "Çanakkale’de 2024 yılında 4,9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Bu bölgede günde 20-30 kere küçük depremler oluyor ama ileride büyük bir deprem olabilir. Çanakkale tarafının da tehlikeli olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü yaşanan küçük depremler olabilecek büyük depremlerin önüne geçmiyor" şeklinde konuştu.
Bursa'da ortaya çıkan yeni fay hattıyla ilgili de konuşan Moriwaki, "Bu fay hattını görmenin önemi yok. Kimse endişelenmesin. Japonya’da yüzde 60’dan fazla yeni fay hattından deprem meydana geliyor. Türkiye’de fay hattı varsa deprem geliyor diye biliniyor. Aslında görülmeyen yerde de fay hatları var. Kaynamış yumurtayı düşünün, ilk vurduğunuzda birkaç çatlak oluşuyor. Daha sonra vurduğunuzda ise sağlam olan yerler de çatlamaya başlıyor. Birçok çatlak meydana geliyor" dedi.
TÜRKİYE 17. SIRADA
Dünya ortalamasına göre, 5,5 büyüklüğündeki depremler metrekare üzerinden hesaplandığında, Japonya'nın 6’ncı, Türkiye'nin ise 17’nci sırada yer aldığını ifade eden Moriwaki, "Deprem, Türkiye’de var ama çok değil. Türkiye’de en büyük deprem 7,9 büyüklüğünde meydana gelmiş ama o fay hattı Endonezya’dan başlayıp İspanya’ya kadar uzanıyor. Ancak yine de büyük depreme hazır olmamız gerekiyor. Türkiye’de mimarı ve mühendisi statik hesabı bilmiyor veya zayıf olarak görüyorum. Depreme can kaybından bakınca, Türkiye 3’üncü sırada yer alıyor. Japonya ise deprem ihtimallerinin yüksek olmasına rağmen 7’nci sırada yer alıyor. Tabi bir de bu hayatını kaybedenlerin depremden değil, tsunami, yangın veya diğer olaylar sebebiyle öldüğü tespit edildi. 2011 yılında yaşanan depremde, 20 bine yakın insan hayatını kaybetti. Bunların sadece bin tanesi deprem sebebiyle vefat etti. 19 bin kişi ise tsunami sebebiyle hayatını kaybetti. Türkiye’de ise çok deprem olmamasına rağmen dünya sıralamasında 3’üncü sırada yer alıyor. Bunun çözümü ise bizden geçiyor" diye konuştu.
İMAR BARIŞI İÇİN UYARDI
Türkiye’deki 21 milyon yapı stokunun yüzde 50’sinin izinsiz olarak kaçak yapıdan oluştuğuna dikkat çeken Moriwaki, "İzinsiz ve kaçak yapının oluşmaması için bizim çalışmamız gerekiyor. İmar barışı aflarının bir daha olmaması gerekiyor. Senede 1 kere yapılan tatbikatlar yetersiz. Sadece belli gruplara bunların yapılmamışı gerekiyor. Bunu anaokulundan itibaren insanlara anlatılması ve uygulamasının yapılması gerekiyor. Çocuklar duymasın veya görmesin gibi onlardan saklamamak gerekiyor. Bilmediği için panik oluyorlar" dedi.
Editor : Şerif SENCER