Bizim ÖZETİ| kuşak Agatha Christie’nin zeka oyunlarıyla bezeli polisiyelerini okuyarak büyüdü desem çok mu yanılırım. Gerçi bizden önceki kuşaklar için de geçerlidir muhtemelen bu önerme ve bir ölçüde (o ölçüyü herkes kendi ailesinde bulacaktır kuşkusuz) bizden sonraki kuşaklar için de...
Christie romanlarının son bölümüne geçilmeden önce -bilmiyorum bu yöntem romanların orijinal baskılarında da uygulanır mıydı- kısa bir yazı çıkardı okurun karşısına ve melaen “Buraya kadar size cinayeti çözmek için tüm ipuçları verilmiştir, bakalım bu verilerle katili bulabilecek misiniz?” gibi bir meydan okuma yapılırdı.
Ben ekseri bu noktada artık yatar ve uykuya geçerken katilin kim olduğuna dair tahminler yürütürdüm. Elbette Agatha Christie kadar zeki olmadığım için çoğunlukla faka basardım ama birkaç kez kendimce geliştirdiğim bir yöntem sayesinde olmayacak başarılara da ulaşmıştım.
O yöntem de şuydu açıkçası: Katil kim olursa en çok şaşırırım sorusuna cevap aramak. Bu sayede Christie’nin muhteşem başyapıtı “Roger Ackroyd Cinayeti”ni çözdüm desem inanmazsınız belki ama tastamam öyle oldu, iyi mi?
Bu uzun girizgahı neden yaptım derseniz, Netflix’in yeni filmi “Glass Onion: A Knives Out Mystery”yi izlerken aklıma sık sık Agatha Christie romanlarını okuduğum o sıcak yaz geceleri geldi de ondan. Rian Johnson’ın yazıp yönettiği ve yine onun imzasını taşıyan ilk filmden üç yıl sonra çıkagelen “Glass Onion: A Knives Out Mystery” bir roman serisinden beyazperdeye uyarlanmış değil belki ama kurgusu ve baş karakteri Benoit Blanc’ın Hercule Poirot’yu uzaktan anımsatan eksantrik havasıyla bir hayli Agatha Christie esintileri taşıyor bana sorarsanız.
Üstelik Christie romanlarından uyarlanan sinema filmlerinde olduğu gibi “Knives Out” filmlerinde de yine güçlü bir yıldız kadrosu rol alıyor. Bunu biraz da izleyicinin katilin kim olduğunu anlamakta zorlanması için yapıyorlar şüphesiz; sıradan isimlerin olduğu bir kadroya örneğin harrison Ford gibi yıldızı koyarsanız onun katil olduğunu tahmin etmek zor olmaz, değil mi?
Üzerinde fazlaca konuşup da seyir keyfini kaçırmak doğru olmaz, ama şu kadarını söyleyeyim “Glass Onion: A Knives Out Mystery” 2 saati aşan süresine rağmen hızla akıp giden, yer yer çok zekice buluşlarla kurgulanmış, sürprizi bol ve mizah düzeyi de yüksek bir film.
Ben en çok da küçük göndermelere bayıldım (son derece zengin bir girişimci olan Miles Bron’un adasında her saat başı çalan ‘gong’u Philip Glass’ın bestelemesi gibi)... Daniel Craig’in bir kez daha Beniot Blanc rolünü üstlendiği, Edward Norton, Kate Hudson, Leslie Odom Jr., Dave Bautista, Janelle Monae ve Madelyn Cline gibi isimlerin de oynadığı, zengin detaylarıyla popüler kültüre sayısız göndermenin bulunduğu film belki yılın sinema olaylarından biri değil ama popüler kültür olarak sinemayı hala ciddiye alabileceğimizin bir nişanesi kuşkusuz.
Devamı gelecektir ve gelsin de zaten, iyi polisiyeler her daim iş yapar.
Editor : Şerif SENCER