Haber7 ÖZETİ| - ÖZEL
İsveç ile Finlandiya'nın NATO üyeliği konusunda diplomasi mekiği dokuyan Türkiye'nin hamleleri devam ediyor. Her iki ülkeye PKK desteği ve Türkiye'ye yönelik askeri ambargoları sebebiyle kapıları kapatan, daha sonra masaya oturtan Türkiye, tavizsiz duruşunu sürdürüyor. Türkiye'nin karşı duruşunun ardından İsveç'te PKK provokasyonları devam ederken, Finlandiya'da olumlu gelişmeler yaşandı.
Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsveç'in üyeliğine müsaade edilmeyip, Finlandiya'ya yeşil ışık yakılabileceğine dair mesajı büyük yankı uyandırdı. İskandinav ülkelerinin ana gündem maddesi olan Türkiye'nin kararlı tutumu, uluslararası arenada denklemleri sürekli değiştirirken, dış politika uzmanları halihazırda dünyada diplomasi kartını en iyi kullanan başkentin Ankara olduğu görüşünde birleşiyor.
‘İSVEÇ ŞOK OLACAK’ MESAJIDiplomasideki hamleleriyle dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, provokasyonlara izin veren İsveç’e yeşil ışık yakılmayacağını belirterek, "Bunlar Türkiye’yi tanıyamadılar. Zannediyorlar ki 20 yıl, 30 yıl, 40 yıl önceki Türkiye, bugünkü Türkiye. Değil! Biz icabında Finlandiya’yla ilgili farklı bir mesaj verebiliriz. Finlandiya’yla ilgili farklı mesajı verdiğimiz zaman İsveç şok olacak. Ama Finlandiya da aynı yanlışı yapmaması lazım." ifadelerini kullandı. |
Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Yayın Kurulu Koordinatörü Prof. Dr. Bilgehan Atsız Gökdağ, siyasi ve askeri başarıların diplomaside başarılar getirdiğine vurgu yaptı.
Dumlupınar Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Barış Adıbelli Türkiye'nin diplomasi başarısındaki sırrın güçlü hükümet olduğunu belirtti.
ADIBELLİ: TÜRKİYE KUTSALLARINA HAKARETİ SİNEYE ÇEKECEK DEĞİL
Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya ile ilgili süreci çok iyi yönettiğine vurgu yapan Dr. Barış Adıbelli, “Türkiye bu meseleyi 2 açıdan değerlendiriyor. Birisi NATO'nun genişleme meselesine bir NATO üyesi olarak verdiği destek. Bu bağlamda yeni üyelere Türkiye yeşil ışık yaktı. Zaten bu noktada da resmi politikası bu. İkinci olarak da Türkiye'nin bu ülkelerle olan bireysel ilişkileri. Hem İsveç'te hem Finlandiya'ya o tür bu bağlamda ulusal güvenliğini öncelediğini açıkça söylüyor. Ancak Türkiye NATO’nun genişlemesine destek veriyor diye kutsallarına yapılan hakaret ve saldırıları sineye çekecek değil; kendi ulusal güvenliği, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığından da vazgeçecek değil.” dedi.
BATI'YI EN FAZLA ŞAŞIRTAN ŞEY...
“Eğer diplomasiyi güçlü bir şekilde kullanır ve uygularsanız bundan her zaman kazanırsınız” diyen Barış Adıbelli, Türkiye'nin son yıllarda diplomasiyi sabır ve soğukkanlılıkla uyguladığını kaydetti. Adıbelli şunları söyledi:
“Türkiye, son yıllarda diplomasiyi çok iyi öğrendi ve kullandı. Sabır ve soğukkanlı olmak çok önemli. Diplomasinin herhalde bence en önemli sırrı. Genel olarak söylüyorum; diplomasi sabır isteyen ve sağlam sinirlerin olduğu bir süreci ister. Türkiye'ye ferdi davransa başka bir noktaya gider. Türkiye çok iyi öğrendi, süreci çok iyi okuyor. Biliyorsunuz biz sahada başarılıyız ama masada hep başarısız olurduk. Şimdi masada da çok başarılıyız. Bu noktada bunun da meyvelerini görüyoruz. Türkiye'nin diplomasi masasında çok kuvvetli bir şekilde ortaya çıkması herhalde Batı'yı en fazla şaşırtan şey. Çünkü diplomaside ellerinde Türkiye’yi engelleyecek bir mekanizma yok. Bir örnek de İsveç ve Finlandiya’ya biz paket olarak karşı çıkmadık. Finlandiya ile ilgili bir sıkıntımız yok ama ‘İsveç’siz olmaz’ deyip girmezse kendisi bilir.”
BAŞARILI DİPLOMASİNİN SIRRI
Türkiye’nin diplomasi kartını iyi kullanmasındaki sırrı açıklayan Adıbelli, “Güçlü diplomasinin birçok faktörü var tabi ki. Ama biz derslerde öğrencilere dış politikayı anlatırken etkili diplomasinin en önemli nedenlerinden bir tanesinin güçlü ve istikrarlı hükümet olduğunu söylüyoruz. Savunma sanayisinde ve diğer alanlarda hızlı bir yükselişimiz var. Ancak bunun arkasında da güçlü ve istikrarlı bir hükümeti bulunması bence en önemli.” dedi.
90'LARDAKİ KOALİSYON HÜKÜMETLERİ OLSAYDI KRİZLER YAŞANIRDI
Koalisyon hükümetleri dönemindeki krizleri hatırlatan Adıbelli, “Doksanlardaki krizler yaşansaydı, koalisyon hükümetleri olsaydı, en az 10 kez hükümet değişmiş olurdu. Her türlü karalama propagandasına, eyleme, saldırıya karşı şimdi güçlü bir hükümet var. Buna karşı ise güçlü bir savunma sanayimiz var mı? Var. Güçlü hükümet olduğu için, kararlılıkla Suriye’de, Kafkaslar’da, Balkanlar’da, Afrika’da ve dünyanın öteki yerlerinde kararlılıkla devam eden politikalarınız var.” ifadesinde bulundu.
DİPLOMASİMİZİN SIRRI VE KAYNAĞI GÜÇLÜ HÜKÜMETTİR
Türkiye’de hükümetin zayıflaması halinde diplomasinin otomatikman çökeceğini vurgulayan Barış Adıbelli, sözlerine şunları ekledi:
"Şimdi bu çok basit. Onun içindir ki, güçlü hükümete yönelik bugünkü saldırılar o minvalde gerçekleşiyor. Eğer orada bir geri adım arttırılabilir, zayıflatabilirlerse güçlü diplomasiniz otomatikman çöker. Bu önemlidir. Yani Dışişleri Bakanlığı, diplomatlar gücünü sağlam bir devlet ve hükümetten alır. Arkasında duramayan gevşek bir devlet ve hükümet varsa güçlü diplomasi yapılamaz. Onun için ben bu noktada ‘Bizim diplomasimizin en önemli sırrı ve kaynağı nedir?’ derseniz ‘Güçlü bir hükümet’ derim."
GÖKDAĞ: FİNLANDİYA ŞUURUNDA, İSVEÇ HALA DERS ÇIKARMADI
Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Yayın Kurulu Koordinatörü Prof. Dr. Bilgehan Atsız Gökdağ, "Türkiye doğal olarak stratejik çıkarlarını gözetiyor ve çok doğru hamleler yapıyor" dedi.
Finlandiya'nın Türkiye'nin ciddiyetinin farkında olduğunu ancak İsveç'in hala ders çıkarmadığını vurgulayan Gökdağ, şu ifadelerde bulundu:
“Türkiye doğal olarak stratejik çıkarlarını gözetiyor ve çok doğru hamleler yapıyor” diyen Bilgehan Atsız Gökdağ, Türkiye’nin akıllıca mesajlar verdiğini kaydederek, “Onlar terörle aralarına mesafe koyacaklar. Türkiye’nin büyüklüğünü görecekler. Ki, Finlandiya bunun şuurunda. İsveç ise hala buradan ders çıkarmıyor. Ümit ediyoruz ki; Türkiye'nin bu kararlı tutumu, İsveç'in de politikalarının yeniden gözden geçirmesine yol açacaktır diye düşünüyorum. Türkiye’nin bu duruşu her türlü takdirin üzerindedir diye düşünüyorum.”
TÜRKİYE DÜNYADA TAKDİR GÖRÜYOR
Türkiye’nin diplomasiyi çok iyi yönettiğine vurgu yapan Gökdağ, “Türkiye Ukrayna-Rusya savaşında tarafsız ve dost kalarak hiçbir ülkenin yapamadığını yaptı. Bu takdire şayan bir tutum. Türkiye her iki ülkeyle görüşebilen, o ülkelerin rızasını alabilen nadir ülkelerden biri. Bu diplomatik bir başarı. Bu başarı Türkiye’yi dünyada ayrı bir yere oturtuyor. Türkiye’nin bu tutumu, dünya liderleri arasında da takdir görüyor.” ifadelerinde bulundu.
SİYASİ VE ASKERİ GÜÇ OLMADAN DİPLOMATİK BAŞARI ELDE EDİLEMEZ
Siyasi ve askeri gücün diplomasinin arkasında önemli bir etki olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Gökdağ, şunları söyledi:
“Türkiye tek başına karar alabilen, gerektiğinde rest çekebilen ve çektiği restlerin de altlarını doldurabilen bir ülke. Bu yönüyle, ucuz blöfler etki yapmıyor ve Türk ekonomisi sarsılmıyor. Savunma sanayiinde attığı adımlar da sonuç değiştirici etkiler arz ediyor. Zaten siyasi güç yoksa diplomasi diplomatik başarı elde edemezsiniz.”
Editor : Şerif SENCER