Filistin'e ÖZETİ| Destek Platformu öncülüğünde Ayasofya Meydanı'nda düzenlenen "Şehit Heniyye'den son çağrı" etkinliğinde konuşan Bilal Erdoğan, İsmail Heniyye'nin şehadetinden önceki son davetine koşarak gelip aziz hatırasına sahip çıktıkları için katılımcılara ve etkinliği düzenleyen sivil toplum kuruluşlarına teşekkür etti.
Erdoğan, hain, kalleş ve alçakça bir suikast sonucu şehit olan Heniyye başta olmak üzere, tüm şehitleri rahmetle yad ettiklerini belirterek, "İsmail Heniyye, hayatını halkının özgürlüğüne adamış bir kahramandı. Bu uğurda kendisi ve ailesi nice fedakarlıklar yaptı. Heniyye aynı zamanda son ve meşru Filistin seçimlerinin seçilmiş başbakanıydı. 10 aydır ateşkes için, soykırımı bitirmek için, barış için çalışan lider bir siyasetçiydi. İsrail tarafından kahpece hedef alınması, başlı başına İsrail'in barışı istemediğinin, kendi rehinelerini kurtarmak için dahi bir derdinin olmadığının delilidir." diye konuştu.
Bugün sadece Heniyye'nin vasiyetini yerine getirmek için değil, aynı zamanda Filistin halkıyla olan dayanışmalarını göstermek için de bir arada olduklarını vurgulayan Bilal Erdoğan, "Gazzeli kardeşlerimiz 300 gündür dünyanın son asırda gördüğü en vahşi katliamlardan birine maruz bırakılıyor. 16 bini çocuk 40 bin masum Filistinli, İsrail barbarlığının kurbanı oldu. Camiler, kiliseler bombalandı. Pazar yerleri, mülteci kampları, hastaneler, okullar, üniversiteler hatta spor alanları hedef alındı." ifadesini kullandı.
Bilal Erdoğan, Gazze'nin neredeyse tamamının devasa bir enkaz yığınına dönüştüğünü dile getirerek, "Tüm insanlığın gözleri önünde İsrail, Gazze'yi dünyanın en büyük çocuk mezarlığına çevirdi. Kuvözdeki bebekleri katlettiler. Gıda sırasında bekleyen, hatta sokakta oyun oynayan çocukları bilerek hedef aldılar. Gazetecileri, doktorları acımasızca öldürdüler. İnsanlıktan zerre nasibini almamış bu azgın güruh, insana dair tüm değerleri katletti. İsrail bir terör devleti olduğunu, bölgemizin başına bela olan haydut bir devlet olduğunu bir kez daha gösterdi." değerlendirmesinde bulundu.
- "Artık siyonizm, siyonazizim olarak anılacaktır"
Filistinlilerin ilkeleri ve değerleri olan bir düşmana karşı mücadele vermediklerinin altını çizen Bilal Erdoğan, şöyle devam etti:
"Filistinli kardeşlerimiz, tam tersine namertçe saldıran, kalleşçe tuzaklar kuran bir katil sürüsüne karşı kahramanca direniyor. Kandan beslenen, kan içmeye doymayan bir canilikle karşı karşıyayız. Bakınız yeryüzünde hiçbir din, böyle bir soykırımı meşrulaştıramaz. Ne kadar sapkın olursa olsun hiçbir ideoloji, masum bir bebeğin hedef alınmasını, çadırlarında uyuyan masum sivillerin yakılarak katledilmesini meşrulaştıramaz. Gazze'de son 300 gün yaşananlar aynen bundan 80 yıl önce Nazilerin elinde toplama kamplarında yaşananlar gibidir. Siyonizm tıpkı nazizm gibi insanlık dışı bir ideolojidir. Tıpkı nazizm gibi insanlığı tehdit eden hastalıklı bir düşüncedir. Siyonizmin maskesi tüm dünyada düşmüştür. Artık siyonizm, siyonazizim olarak anılacaktır. Gazze, tüm insanlığın nasıl bir tehditle yüzleştiğini ortaya koymuştur."
Bilal Erdoğan, Asya'dan Afrika'ya, Latin Amerika'dan Batılı ülkelere herkesin siyonizmin gerçek yüzünü gördüğünü vurgulayarak, "Yönetimleri farklı davransa da halklar siyonizmin nasıl barbar, acımasız, kural ve kanun tanımaz bir ideoloji olduğunu anlamıştır. Bunu insanlık adına, insanlığın ve bölgemizin geleceği adına bir kazanım olarak görüyoruz. Dünyamız nasıl beyazların üstünlüğüne dayanan ırkçı Apartheid rejiminden kurtulduysa, aynı zihniyeti din temelli devam ettiren siyonazizmden de kurtulacaktır Allah'ın izniyle." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin yürekli duruşunun siyonist rejimi ve destekçilerini ciddi olarak rahatsız ettiğini belirten Bilal Erdoğan, "Bugüne kadar her şeyi yaptılar, her türlü tehdide başvurdular ama Cumhurbaşkanı'mızı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni susturamadılar. Milletimiz tüm dünyaya örnek olacak şekilde Filistinli kardeşlerine sahip çıktı. Maddi ve manevi bedel ödeme pahasına mazlumun yanında yer aldı. Milletimiz, İsrail'in emellerine hizmet etmeyi meslek edinmiş bazı satılmışlar dışında, siyasi görüş farkı olmaksızın Filistinli kardeşlerinin yanında yer aldı." dedi.
- "İsrailli klavye soytarılarının küstahlıklarına asla prim vermedik"
Bilal Erdoğan, Gazze'ye en fazla yardım gönderen ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çekerek, "İsrail'e karşı somut tedbirler alan ülke Türkiye'dir. Üyesi olduğu tüm teşkilatlarda Filistin'in hakkını savunan ülke Türkiye'dir. Kalıcı ateşkesin ve barışın tesisi için samimiyetle çalışan ülke Türkiye'dir. Millet ve devlet olarak baskılara boyun eğmedik, zorbalıklar karşısında geri adım atmadık. İsrailli klavye soytarılarının küstahlıklarına asla prim vermedik. Katillerin suçlarını yüzlerine cesaretle haykırmaktan asla çekinmedik. Tüm gücümüzle, tüm imkanlarımızla Filistinli kardeşlerimize destek olduk. Gönül isterdi ki bütün İslam ülkeleri Türkiye ile birlikte hareket etsin. Maalesef o noktaya gelmek henüz nasip olmadı." ifadesini kullandı.
"Ay yıldızlı al bayrağımız asırlardır olduğu gibi bugün de mazlum ve mağdur gönüllere umut aşılarken zalimlerin kabusu olmaya devam ediyor." diyen Bilal Erdoğan, "Cumhurbaşkanı'mıza hakaretler savuran alçakların, onunla birlikte bayrağımızı neden hedef aldığını çok iyi biliyoruz. Nerede olursa olsun bayrağımızın dalgalandığı yerde güven vardır, huzur vardır, adalet vardır." değerlendirmesinde bulundu.
Bilal Erdoğan, sahnede Arif Nihat Asya'nın "Bayrak" adlı şiirinden dizeler okuduktan sonra "Şehidimizin son örtüsü olan hilal ve yıldız göklerde nazlı nazlı dalgalandığı sürece Allah'ın izniyle emperyalistler amaçlarına ulaşamayacaklar. Her gün kontrolü iyice kaybetmelerinin, iyice pervasızlaşmalarının, iyice kudurmalarının sebebi işte budur. Güçlü Türkiye, güçlü İslam alemi demektir. Güçlü Türkiye, daha adil bir dünya mümkün demektir." diye konuştu.
Mazluma umut, zalime korku salan bir Türkiye'nin inşası için çalışmaya devam edeceklerini belirten Bilal Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Türkiye büyük ve güçlü olsun ki zalimler, masumların kanını dökmeden önce bir kez daha düşünsün. Onun için çalışmak, çok çalışmak zorundayız. Hangi sahada olursak olalım, işimizin hakkını verip işimizde en iyisi olmak zorundayız. Toplum olarak, çok çalışanı, işini daha iyi yapanı takdir eden bir zihniyeti egemen kılmak zorundayız. Ancak bu şekilde zulümlere engel olacak güce ve kudrete ülke ve millet olarak kavuşabiliriz. "
- TÜRGEV Başkanı Yılmaz'dan etkinlikle ilgili açıklama
AA muhabirine, eyleme katılımı ve alandaki atmosferi değerlendiren Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Hatice Akıncı Yılmaz da Beyazıt ve Eminönü'nden Ayasofya'ya akın akın coşkulu insanların geldiğini söyledi.
Bugün çok büyük bir umut içinde olduklarını kaydeden Yılmaz, "Perşembe günü, 7 Ekim'in üzerinden geçen 300'üncü günüydü, bu adaletsizliğin, soykırımın, savaş suçlarının ama görüyoruz ki başta Cumhurbaşkanı'mız olmak üzere bütün Türkiye bu adaletsizliğe, soykırıma karşı çıkıyor. 300 gün çok uzun bir zaman ama insanlarımız istikrarlı bir şekilde tepkilerini tekrar tekrar ortaya koyuyorlar, protestolar yapıyorlar, haksızlığa karşı duruyorlar. Özellikle meydanda çok sayıda gencimizin, annemizin, küçük çocuğun olması bizi büyük bir umuda sevk ediyor." ifadesini kullandı.
Yılmaz, Ayasofya'nın fethin sembolü olduğunu, yakın zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ibadete açıldığını hatırlatarak, "Bu bizim kızılelmamızdı. Artık yeni bir kızılelmamız var. Kudüs'ün, Filistin'in, Gazze'nin bağımsızlığı, nehirden denize özgür bir Filistin'in varlığı bizim yeni kızılelmamız. İnşallah bu gençlikle, bu bilinçli toplumla, Cumhurbaşkanı'mızın rehberliğiyle bu umudumuza, kızılelmamıza kavuşacağız." diye konuştu.
- "Boykotu sürekli devam ettirmemiz gerekiyor"
Filistin için yapılan tüm protestolara özellikle gençlerin yoğun ilgi gösterdiğini belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
"Yine görüyoruz ki gençler burada başroldeler. Reflekslerini, hassasiyetlerini, haksızlığa, adaletsizliğe karşı tepkilerini gösteriyorlar, göstermeye de devam edecekler. Boykot konusunda çok hassas olmamız, boykotu sürekli devam ettirmemiz gerekiyor. Bu, odaklı veya toplu boykot olabilir. Tabii ki bazı yüksek teknoloji, endüstri ürünü olan markaları belki boykot etmek mümkün değil ama en azından birkaç ürünle birlikte boykotumuzu devam ettirip istikrar sağlayabilirsek muhakkak Filistin direnişine büyük katkı sağlayacak. Gösterdiğimiz en küçük mücadeleyi bile hiçbir zaman küçümsememeliyiz. Muhakkak bunlar damla damla büyüyecek, bir nehir olacak, sonra denize dönüşecek ve inşallah Filistin'in kurtuluşu için hep birlikte büyük bir güç haline gelecek."
Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrail'e yönelik açıklamalarının kendilerine büyük motivasyon sağladığını da sözlerine ekledi.
Editor : Şerif SENCER