O ÖZETİ| zaman ilk içeriğimizle başlayalım. Her gün kullandığımız, önemini belki de hiç fark etmediğimiz bir şey var ve bu, vücudumuzdaki en sert madde.
Aklınıza ilk olarak kemik gelebilir ancak cevabı hiç tatmin edemeyeceğiniz türden. O zaman ilginç ve güçlü maddenin ne olduğuna bakalım.
Bahsettiğimiz madde ağzımızın içinde bulunuyor.
Vücudumuzun en sert maddesi; dişlerimizin en dış tabakasını kaplayan, ince ama inanılmaz dayanıklı diş minesi.
Aynı zamanda onlar olmasaydı sıcak veya soğuk yiyecek ve içecekler dişlerimizin sinirlerine doğrudan temas ederdi ve bu da çok acı verici bir durum demek. Ağız ortamındaki aşındırıcı etkilerden dişlerimizi korumak için özel yapısı bulunan diş minesinin sertliğinin sırrı ne?
Diş minesinin yaklaşık %96’sını mineraller oluşturuyor.
Bunların da büyük bir kısmı hidroksiapatit adı verilen bir kalsiyum fosfat türü. Geri kalan kısmı ise su ve organik maddelerden oluşuyor.
Yoğun mineral yapı, diş minesine sertlik kazandırırken bir yandan da onu aşırı kırılgan hâle getirebiliyor. Sert olduğu kadar kırılgan olunca da sürekli korumak gerekiyor ve burada ağız hijyeninin önemi de bir kere daha ortaya çıkıyor.
Peki ne kadar sert?
Sertlik seviyesi, Mohs sertlik ölçeği ile ölçülüyor. Ölçek, minerallerin çizilmeye karşı dayanıklılığını değerlendiriyor ve diş minesi bu ölçekte yaklaşık 5 derece sertlik gösteriyor.
Karşılaştırma yapmak gerekirse bir çelik bıçakla da aynı sertlikte bir değere sahip. Bu da diş minesinin aslında ne kadar güçlü olduğunu açıkça gösteriyor.
Ancak her şey bu kadar toz pembe değil. Diş minesinin sert yapısına rağmen asit ve fiziksel aşındırma gibi faktörlere karşı savunmasız ve bu yüzden de şekerli yiyecekler, asitli içecekler ve kötü ağız hijyeni diş minesinin zayıflamasına yol açabiliyor.
Ve ne yazık ki diş minesi zarar gördüğünde vücudumuz bunu kendiliğinden onaramıyor. Bu nedenle, sağlıklı dişlere sahip olmak istiyorsak diş minemize çok iyi bakmalıyız.
Diş minenizi nasıl koruyabilirsiniz?