Gündem

İmamoğlu, TÜBİTAK'ı görmezden geldi, on binlerce insanın hayatı söz konusu!

İBB Deprem ve Doğal Afetler Komisyonu Başkanı Kadem Ekşi, Haber7'ye yaptığı açıklamada İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu afet yönetimi üzerinden topa tutarken TÜBİTAK'ın görmezden gelindiği çarpıcı süreci anlattı.

İmamoğlu, TÜBİTAK'ı görmezden geldi, on binlerce insanın hayatı söz konusu!
02-03-2023 19:28
HABER ÖZETİ| 7 - ÖZEL

Kahramanmaraş'ta meydana gelen iki bağımsız depremin akabinde Ekrem İmamoğlu, dört yıldır bahsettiği 'Deprem Seferberlik Planı'nı önceki gün açıkladı.

4 yıldır başlatamadı! İmamoğlu İstanbullularla böyle dalga geçiyor4 yıldır başlatamadı! İmamoğlu İstanbullularla böyle dalga geçiyor

Toplam bağımsız birim sayısının 7,1 milyon dolayında olduğu, dönüşmesi gereken 1,2 milyon yapının, acil dönüşmesi gereken 230 bin konutun bulunduğu İstanbul'da, 4 yıllık süreçte İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin iştirak firması KİPTAŞ, sadece 1.396 bağımsız birim yapabildi. 

İBB Deprem ve Doğal Afetler Komisyonu Başkanı Kadem Ekşi, İmamoğlu'nun Deprem Seferberlik Planı toplantısında 'Kuracağım' diye bahsettiği 'Deprem Komisyonu'nun 3 yıl önce hayata geçirildiğini, 'Erken Uyarı Acil Müdahale' sisteminin yıllardır aktif edilmediğini söyledi.

İBB Deprem ve Doğal Afetler Komisyonu Başkanı Kadem Ekşi

Haber 7'ye konuşan Kadem Ekşi, Kentsel dönüşüm bağlamında CHP'nin 4 yıllık İBB yönetimi sürecinde 'sıfır' çektiğini belirtti. Başkan Ekşi, Deprem Seferberlik Planı'nda konunun muhataplarından biri olmasına karşın kendisine 'söz hakkı' tanınmadığını vurgularken, İBB'nin TÜBİTAK'ı görmezden geldiği sürece de değindi.

İmamoğlu, İstanbul Deprem Seferberlik Planı'nı açıkladıİmamoğlu, İstanbul Deprem Seferberlik Planı'nı açıkladı

Ekşi, TÜBİTAK'ın İBB Meclisi'nde Beyoğlu büyüklüğündeki 8 kilometrekarelik alan için uyarı yapmasına karşın gözünü rant bürümüş yönetimin imar çalışmaları yönünde teklifte bulunduklarını aktardı. İşte, İBB Deprem ve Doğal Afetler Komisyonu Başkanı Kadem Ekşi'nin Haber7'ye yaptığı özel açıklamalar...

İNSANIN EN TEMEL HAKKINA SIRT DÖNÜLDÜ

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin AK Parti döneminde Beylikdüzü, Büyükçekmece ve Esenyurt ilçelerinde TÜBİTAK'a çalışma yaptırdığını belirten Kadem Ekşi, olumsuz rapora karşın mevcut yönetimin bahsi geçen 8 kilometrekarelik bölgeyi imara açma çabalarına değindi:

"TÜBİTAK çalışmalarını yok sayan bir İBB yönetimi var. Olay şu, İstanbul’un batı yakasında, Beylikdüzü, Büyükçekmece ve Esenyurt ilçelerinde yaklaşık 8 kilometrekarelik bir alanda heyelan çalışmalarını biz İBB aracılığıyla TÜBİTAK’a yaptırdık. 6-7 sene önceydi… Maksadımız bölgenin heyelan risk araştırmasını gerçekleştirmekti. Ama bu bahsi geçen ilçelerimizin imar plan revizyonlarıyla ve tadilatlarıyla ilgili İBB Meclisi’ne yağmur gibi imara açılmasıyla ilgili talepler geliyor… Yani riskli, heyelana müsait bölgenin imara açılmasını sürekli olarak istiyorlar. Biz de İmar Komisyonu ile birlikte bunu reddediyoruz… Bu insanın en temel hakkı olan yaşam hakkına ve bilime sırtını dönen, ranta tamah eden İBB yönetimine ‘Dur’ diyoruz. Bu akıl tutulması değil de nedir? TÜBİTAK size ‘Bu alanları imara açmayın’ demiş, siz açmanın peşindesiniz. Onlarcasını reddettik ama hala getiriyorlar…"

TÜBİTAK, İBB MECLİSİ'NDE UYARIDA BULUNDU

TÜBİTAK yetkililerinin İBB Meclisi'nde sunum yaptıklarını belirten İBB Deprem ve Doğal Afet Komisyonu Başkanı Kadem Ekşi, bu toplantının akabinde 'insanların yaşam hakkı kutsaldır' sloganını benimsediklerini ve gelen onca imar teklifini reddettiklerini açıkladı:

"TÜBİTAK’ı belediye meclisinde komisyon olarak dinledik. Adamlar diyor ki ‘Bu alanları imara açmayın. Eğer açarsanız bu bölgede yüz binlerce insanın yaşaması muhtemel… Buranın 60 metre derinliğinde kayma ihtimali var… Herhangi bir depremde veya deprem olmaksızın, yoğun su satürasyonuyla bu alanlar depremi beklemeksizin on binlerce insana mezar olabilir… Depremde zaten yerle yeksan olur… Bu alanlar zaten kendi ağırlığıyla kaymaya devam ediyor…’ Sunumları bu şekildeydi… Ama onlar ne yaptı? TÜBİTAK raporlarının arkasından dolanarak bölgenin imara açılmasını dillendirdiler. Ama biz direniyoruz, İBB Meclisi olarak… Buna asla geçit vermeyeceğimizi söylüyoruz… Aklını başına alsın İBB yönetimi… Biz ‘İnsanların yaşam hakkı kutsaldır’ diyoruz ve bu alanların asla imara açılmaması için mücadele ediyoruz. İBB ivedilikle bu yanlıştan geri dönmelidir…"

Devam eden bölümde Ekrem İmamoğlu'nun bir gün önce düzenlemiş olduğu 'Deprem Seferberlik Planı'na değinen Kadem Ekşi, kendisine söz hakkı verilmeyişini, "Depremle ilgili düzenlenen bütün toplantılara katılıyorum. Ama söz hakkı tanınmadı maalesef. İstanbul’un en önemli meselesinde, belki de İBB tarihinde ilk kez tüm siyasi partilerin oy birliği ile seçilmiş komisyon başkanıyım, bu kayıtlarda açık zaten ama bize bir söz hakkı tanınmadı. Ötekileştirilmiş, ayrıştırılmış, İBB’nin meclis iradesini taşıyan komisyon başkanına bu gibi toplantılarda asla söz hakkı verilmemekte. Başkan, Bilim Kurulu kuracağını söylüyor. Bahsi geçen Bilim Kurulu’na konuk olarak katılıyoruz ama işin idari mekanizmasında da İBB Deprem ve Doğal Afetler Komisyonu ne yazık ki yoktur… Dünkü toplantıda Belediye’nin bürokratları vardı..." diye yorumladı.

İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar'ın ve 3 yardımcısının katılımcı olduğu toplantıda konunun Meclis'teki muhatabı Ekşi'ye söz verilmemesi, kürsüde yer tanınmaması objektiflere yansımıştı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi çatısı altında üç yıl önce Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'nun başkanlığında Deprem Komisyonu kurulduğunu aktaran komisyon başkanı, İmamoğlu'nun asıl hedefini şu sözlerle anlattı:

"İmamoğlu bu konuları üçüncü kez gündeme taşıyor. Her depremden sonra deprem seferberlik planı açıklayan bir zihniyet var. Bu kabul edilebilir değil. Aynı şeyleri tekrarlayıp duruyoruz. Biz bu kapsamda somut şeyler bekledik. ‘Dağ fare doğurdu’ diyorum… Deprem Komisyonu kuralım diyor, zaten kurmuştuk. İstanbul Planlama Ajansı’nı nasıl kurduysak bu komisyonun temellerini de 3 yıl önce atmıştık.  Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nu da bu komisyonun başkanı yapmıştık ama ne yapsın hoca, baktı buradan bir şey çıkmıyor, kakafoni var, sürdürülebilir değil… Belediye’nin bu noktada yasa ve mevzuat açısından bir eksiği mi var? Belediye’nin her konuda elinde yetkisi var. Kesinlikle katılmıyorum… Hatta Deprem Konseyi’ni kurmasını gerektirecek bir durum da yok."

Kanunun Belediyelere tanıdığı haklara değinen Ekşi, iyi bir organizasyonla Deprem Komisyonu'na dahi gerek kalmayacağını kaydetti:

"Orada kendine özerk bir alan oluşturup, topu Deprem Konseyi’ne atıp aradan sıyrılmaya çalışıyor ama böyle olmaz. Mevcut yasalar çerçevesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yetkisi zaten var.

6306 sayılı Afet Riskli Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun,

5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 73’üncü maddesi,

5216 sayılı Büyükşehir Belediyeler Kanunu’nun 7-U ve 7-Z maddeleri

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 39’uncu maddesi

Bu maddeler incelendiğinde Belediyelerin yetki ve sorumluluğunda olan, bütün İstanbul için söylüyorum, afet riski olan alanlara ve tüm yapılara müdahale edebileceklerini görüyoruz."

Deprem ve Doğal Afetler Komisyonu Başkanı, İBB'nin mevcut finansman hacmiyle dönüşümü gerçekleştirebileceğini, "320 milyarlık konsolide bütçen var, bu bütçeyle bunlara müdahalede bulunabilirsiniz… Bunu yapmalıydı, tabii finansman ve bütçe imkanlarını bahane ederek bunu ötelemeye çalıştı… Ama kentin imar rantını belediyeye aktarması noktasında bir çalışma içerisinde olsalar, müteahhit-kamu-gayrimenkul yatırım ortaklığı-imar hakkı transferi gibi mekanizmaları, depremle ilgili çözümlerde çok rahat hayata geçirebilirler. Ama maalesef bunlara odaklanılmadı" şeklindeki sözleriyle vurguladı.

Ekrem İmamoğlu yönetiminin reklama ayırdığı bütçeyle kentsel dönüşüme ayırdığı bütçenin eş düzeyde olduğunu aktaran politikacı, 'Hayatımızın reklam kadar önemi yok' diyerek AK Parti ve CHP dönemlerinde yapılan ıslahatları kıyasladı:

"Hayatımızın reklam kadar önemi yok. Öyle görünüyor. Yani sayılarla bakacak olalım buna, İstanbul’da deprem ve kentsel dönüşümü İBB, kendi bünyesindeki Emlak Denetim Daire Başkanlığınca yürütmekte…

Burada geçmiş 20 yıllık periyot içerisinde, AK Parti tarafından gecekondu dönüşüm alanlarında 17 bin konut üretmişiz. Sadece Mesken Gecekondu Müdürlüğü tarafından yapmışız bunu. Aynı daire başkanlığı tarafından 2019-2023 yılları arasında hiçbir konut üretilmemiş… Biz buna kızıyoruz zaten. Birimlerin içi boşaltıldı…

KİPTAŞ’a gelelim… 2019-2023 yılları arasında üretilen konut sayısı 1396 adet iken, geçen 20 yılda AK Parti döneminde 80 bin 189 bağımsız birim yapılmış… Yani bu ikisini topladığınızda, İBB’nin, kendi öz kaynaklarıyla geçmiş dönemde yaklaşık 100 bin konut üretebilecek bir irade sahibi olduğunu görüyoruz.

Bu adamlar yılda 5 bin ortalamayla, 20 yılda yaklaşık 100 bin konut yapmış ve vatandaşa teslim etmiş…

Biz de komisyon olarak diyoruz ki, ‘Siz dirençli İstanbul diyeceksiniz ama 4 yılda 1396 konut yapacaksınız…’ AK Parti döneminde bir yılda üretilen konut ortalaması 5 bin iken mevcut İBB yönetiminde bu rakam 350! Ki konsolide bütçelerinin 320 milyar olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Sadece bu kıyas bile AK Parti döneminden 15 kat geride olduklarını gösteriyor… Cumhuriyet Halk Partisi’nin hali bu… Halleri perişan… Buna gözlerimizi yumalım mı?

AK Parti döneminde kentsel dönüşüme ayrılan bütçe oranının CHP idaresinde 4 kat düştüğünü söyleyen Kadem Ekşi, eldeki 1,8 milyar TL'lik kaynağın dahi verimli kullanılamadığına değindi:

"İBB’nin 2023 yılındaki kendi bütçesi ise 115 milyar tutarındaydı. Burada bile kentsel dönüşüm projelerine 1,8 milyar TL kaynak ayırmışsınız. AK Parti döneminde kentsel dönüşümün bütçeye oranı yüzde 5,5’tu, CHP’de bu oran yüzde 1,59’a indi… Yani bütçeyi dört kat küçültmüşsünüz… Ama bunu da verimli kullanamıyorlar ki. Her 200 metrede bir dikmiş oldukları reklam panolarıyla kentin vizyonunu dizayn etmeye çalışıyorlar… Ama reklam, algı ve manipülasyonlarla bir şehrin geleceğini inşa edemeyeceğiniz aşikâr. Vatandaş, somut projeler istiyor. Deprem güvenliği yaşam alanlarının inşa edilmesini, aynen geçmiş dönemde olduğu gibi bir tık daha hayatın kolaylaşmasını istiyor…"

AK PARTİ'NİN AYAK İZLERİNDE, HEM DE 20 YIL GERİSİNDE

AK Parti'nin 20 yıllık süreç içerisinde İstanbul'a yönelik birden fazla bilimsel çalışma gerçekleştirdiğini hatırlatan komisyon başkanı, "Biz afetlerin azaltılması kapsamında İstanbul’da çok önemli çalışmaları 20 yıl içerisinde yapmışız. Bunlar arasında İstanbul’un kent jeolojisi var ki bunu 1999 depreminden önce yapmıştık. Daha da detaya inecek olursak İstanbul Deprem Master Planı Çalışması’nı, İstanbul Mikro Bölgeleme Çalışmaları’nı, Yer Bilgi Sistemi’ni, İstanbul Tsunami Tehlikesi Çalışması’nı, İstanbul Deprem Hasar Analizleri’ni, İstanbul Heyelan Tehlikesi Çalışması’nı, İstanbul Yapı Güçlendirme Çalışmaları’nı gerçekleştirmiştik. Bu kapsamda riskli yapıların varlığını üniversitelerimizle tespit edip, bunlara nokta müdahalelerde bulunmuştuk. Peki bu çalışmaları sadece İBB mi yaptı? Hayır…" dedi.

İstanbul'un parçalara ayrıldığını, bazı bölgelerin ilçe belediyelerinden bazı bölgelerin İBB'den ve bazı yerlerin Bakanlıktan sorulduğunu anlatan Kadem Ekşi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın kendi bölgelerindeki çalışmalarına değindi:

"Mesela İstanbul’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 10 yıllık süreç içerisinde 695 bağımsız birimin dönüşümünü tamamlamış. Farklı noktalarda 93 bin bağımsız birimin ise kentsel dönüşümü devam ediyor. Nerede devam ediyor? Esenler’de 2108 konut teslim edildi, 60 bin konutun inşa süreci devam ediyor. Zeytinburnu’nda 1113 konutu yıkmışız. Bunların hepsi kentsel dönüşüm kapsamında yaptığımız işler, yani boş arsaya yapılanlar değil, riskli olduğu tespit edilen yapıların dönüşümünden bahsediyorum… Bu yapılar yıkılıp yerine deprem güvenliği olan konutlar inşa ediyoruz… Güngören’de 114 birim, Gaziosmanpaşa’da 5375 birim, Üsküdar’da 552 konut, 7084’ü devam ediyor, Kağıthane’de 745, Fikirtepe’de 1644… Beykoz’da, Kartal’da, Pendik’te, toplamda 93 bin bağımsız birimin inşa süreci devam ederken 695 bin bağımsız birimi ne yapmış Bakanlık? Ciddi bir finansman kaynağı ayırarak buraları güvenli hale getirmiş."

"SIFIR ÇEKTİLER"

Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kendi sorumluluğundaki 9 bölgede bir çivi dahi çakamadığı Ekşi'nin Haber 7'ye yaptığı açıklamalarla yeniden gündeme geldi:

"İstanbul’da riskli olduğu tespit edilen 68 bölge var. 116 bin bağımsız birim içeren bu 68 bölgede ilçelerin sorumluluğunda olan 46 bölge var, buralarda 91 bin 330 bağımsız birimin yenilenmesi gerekiyor. Bağcılar, Gaziosmanpaşa, Tuzla, bu çalışmalara başladılar ve hızla güvenli yaşam alanları için çalışıyorlar. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın bir az önce söylediğim kendi sorumluluklarındaki 13 bölgede önemli bir konut varlığını toparladıklarını görüyoruz. Peki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kendi sorumluluğundaki 9 bölgede ne yaptığını biliyor muyuz? Beşiktaş, Beykoz, Büyükçekmece, Kağıthane ve Sarıyer gibi ilçelerden oluşma 9 bölge var… Bölgede 300 bin bağımsız birim olduğu düşünülüyor. Peki İBB, bu birimler için dört yılda ne yaptı? Hiçbir çalışma yapmadılar! 4 yılda sıfır çektiler! Biz bunları söylüyoruz… Bunları söylerken de üzülüyoruz tabi… Bu bağımsız birimlerin direncini yükseltin diyoruz…"

"YAKACAK MISINIZ İSTANBUL'U?'

İBB Başkanı'nın İstanbul Deprem Seferberlik Planı toplantısı çerçevesinde bahsettiği 'Erken Uyarı Acil Müdahale Sistemi'nin zaten hazırda beklediğini söyleyen Kadem Ekşi, sistemin neden aktif hale getirilmediğine yönelik eleştiride bulundu:

"Dün ‘Erken Uyarı Acil Müdahale Sistemi’ni açıklıyor. Zaten vardı ki… Kritik önem arz eden yerlerde bugüne kadar neden aktif hale getirmediniz bunu? Acil müdahale bileşenini İBB bünyesine neden entegre etmediğinin izahını da yapmadı orada. Kandilli Rasathanesi’nde kuruldu bu sistem, doğrudur ama neden devreye almadınız bunu? Depremin İstanbul’u yıkmasını mı bekliyorsunuz? Böyle bir akıl tutulması olabilir mi? Plana göre İGDAŞ 820 ivme ölçerle gaz hatlarını hemen kesecek, trenler duracak, metro ve raylı sistemlerde enerji kesilecek ve güvenli bir şekilde insanların buradan tahliyesi gerçekleştirilecekti. Biz bunu İGDAŞ’tan istedik… ‘Binaların yangına karşı gaz kesme cihazları çalışıyor mu?’ diye bir talepte bulunduk. ‘Madem yerleştirdiniz, bu sistem çalışıyor mu?’ diye sorduk… Ama bu sistemin de gerektiği kadar işletilemediğini dün görmüş olduk… Bunu bile işletemiyorlar yani… Sadece izliyorlar… Olası bir afette İstanbul yanacak mı? Yakacak mısınız İstanbul’u? Bu sistemi bile sağlıklı çalıştıramıyorsunuz… Sadece daha önce yapılan çalışmaları ‘kes-kopyala-yapıştır’ usulüyle gerçekleştiriyorsunuz. Böyle bir operasyon olur mu? Yine aynı şekilde simülasyon merkezleri yapılacaktı. Vatandaşın bilgilendirileceği merkezler olacaktı… Bunlarla ilgili de herhangi bir çalışma yapmadılar…"

"İSKİ'YE TEK BİR 'KÖR KURUŞ' YOK"

İSKİ himayesindeki barajların 50-60 yıllık olduğunu ve yapıların güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen komisyon başkanı, İBB'nin İSKİ'ye 'tek bir kör kuruş' vermediğini anlattı:

"En çarpıcı olanı, dün akşam televizyonda da açıkladı, diyor ki ‘İSKİ’nin barajlarıyla ilgili deprem güvence ve tahkiklerini yaptırdık…’ Tamam ama biz bunun ihalesini 2018’de yapmıştık. ‘Barajlarla ilgili sorunlar var’ diyor… Tamam bunlar 50-60 yıllık barajlar… Bunların temelinde ve zemininde sıkıntılar var ve güçlendirmeye ihtiyaçları var… İyi güzel… Buraya kadar her şey iyi… Bunlarla ilgili bir raporu Büyükşehir Belediyesi’ne sundum da. İSKİ Genel Müdürü bizim komisyona gelerek süreci anlatmıştı… Peki kardeşim bunlarla ilgili ne yaptın? Sorarlar adama… Bu raporlarla ilgili herhangi bir şey yaptınız mı? Yok… İSKİ’nin bütçesine kör kuruş koymadılar… Bu barajların deprem güvenliğini sağlamak açısından ihtiyaç duyulan çalışmalara yönelik kör kuruş konulmadı… 2023 yılının bütçe kitapçığında böyle bir madde yok… Barajlara tek kuruş bütçe ayırmadıkları halde ‘Bu işi yaptık’ diyor… Böyle bir şey olamaz… Bu tam bir akıl tutulması! Bunu kabul edemeyiz…"

YENİLENEN ŞEHİR, YENİ İSTANBUL!

Haber 7'ye yaptığı özel açıklamanın son bölümünde şehrin kuzey ilçelerine taşınma ihtimalini yorumlayan İBB Deprem ve Doğal Afetler Komisyonu Başkanı Kadem Ekşi, sözlerini şöyle noktaladı:

"İstanbul’un mevcut yapı stoku, özellikle doğu-batı arasında ve sahil şeritlerinde, Tuzla’dan Silivri’ye kadar olan bölgede, 50 yıllık olan ortalama yapı ömrünün kenti daralttığını görüyoruz. Biz ‘Bu alanlarda insanlar nefes alamaz’ noktasındayız. Bu alanların zayıf beton dayanımları ve donatı eksiklikleri başta olmak üzere bina performansı kapsamında yetersiz olduğu görüşündeyiz. 800 bin yapı var bahsedilen bölgede… Biz hızlı tarama yöntemleriyle, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın öncülüğünde, seç-ayır kapsamında bu riskli yapıların hızla belirlenerek mahalle ölçeğinde ya da yerinde dönüşüm kapsamında değerlendirilmesini istiyoruz. Ya da Bakanlığımızın ‘İki Yakada İki Yeni Şehir Kuracağız’ projesinde olduğu gibi 1,5 milyon insanımızın kuzeye taşınmasının yanındayız. Burada mikro bölgeleme, yerleşime uygunluk ve zemin çalışmalarıyla insanı önceleyen, çevre ve değer odaklı bir yapılaşma taahhüdü ile güvenli alanlara taşınmış olunacak. Peki şehir içerisinde boşalttığımız yıkılacak riskli yapıları ne yapacağız? Kentin nefes alacağı mekânsal alan olarak buraları düzenleyeceğiz. Yani bir tarafta insanları kentsel dönüşüm rezerv alanına yönlendirirken, diğer tarafta yaşam alanının ön planda olduğu bir İstanbul önümüze çıkacak. Milletin rahat nefes alacağı alanlar oluşturulacak… İstanbul zaten bir bina mezarlığına dönmüş halde… İstanbul’da mezarlıklar dışında neredeyse yaşam alanı göremeyeceğimiz bir yapılaşma gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bu alanları rahatlatacağız… Hızlı bir çalışmayla bunu yapabiliriz… Başarabiliriz… Bu adımlar ancak kararlı iradeyle atılabilir. Biz ölü bir şehir olmak istemiyoruz…"


Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER