Gündem

İklim krizi için krizli toplantı: COP27’ye katılan 110 ülke liderinden yalnızca yedisi kadındı!

Bu yıl 27’incisi Mısır'ın Şarm el Şeyh kentinde gerçekleşen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27'nci Taraflar Konferansı, kulaklarımıza sıkça çalınan adıyla COP27, birçok olumsuz eleştiri aldı. İklim eylemcilerinden STK’lere, kadın liderler

İklim krizi için krizli toplantı: COP27’ye katılan 110 ülke liderinden yalnızca yedisi kadındı!
20-11-2022 12:03
Peki ÖZETİ| COP27’i diğerlerinden ayıran neydi? Bu sorunun birçok yanıtı var elbet. İlk olarak Coca-Cola’nın COP27’nin sponsoru olmasına karşı oluşan tepkilerle başlamak isterim. “Plastikten Kurtul” isimli çevre grubundan Emma Priestland, bu sponsorluğu “greenwashing” yani yeşil aklama terimi ile tanımladı. Yeşil aklama; markaların ve işletmelerin yaptığı yanıltıcı ve yanlış bilgilendirmelerle ürünlerini çevre -dolayısıyla kendilerini- dostu gibi göstermeleridir. Bu stratejinin altında çevreye karşı olan duyarlılığın artması ve anketlerde müşterileri çevresel sürdürülebilirlik adına eyleme geçen markalarının ürünlerini seçmeye yönlendirmek bulunuyor. Plastikten Kurtul çevre grubunun araştırmalarına göre, marka en büyük plastik kirleticilerinden biri. Ayrıca dünyaca ünlü eylemci Greta Thunberg de STK’ler için ayrılan alanların sınırlı olması ve COP27’nin yeşil aklamanın bir parçası olması gibi nedenlerden dolayı konferanslara katılmayacağını açıkladı. Elbette tepkiler yalnızca Thunberg ve “Plastikten Kurtul” çevre topluluğu ile sınırlı değil. Greenpeace ABD gibi birçok kurum da COP27 ve Coca-Cola sponsorluğunu sorguluyor.

Daha konferanslar başlamadan önce Mısır’ın insan hakları konusundaki zayıf karnesi nedeniyle de COP27’nin bu ülkede yapılacak olması tepkilere yol açmıştı. Gerek kadın gerek LGBTİ+ bireylere yapılan hak ihlallerini düşününce her birimizin kendine sorması gereken bir soru ortaya çıkıyor. Bir ülke iklim hedefleri koyarken o ülkenin insan hakları yaklaşımı ne durumda? Bir birey cinsel yönelimden dolayı o toplumda korkuyla yaşıyorsa burada bir sorun var demek değil mi? Tabii ki bu soruları çoğaltabiliriz.

Öte yandan COP27 gibi sırf insanları değil dünyada yaşayan tüm türleri ilgilendiren kararlar alınan bir konferans söz konusu olunca toplantının Mısır’da gerçekleştiği için başarısız olmasından korkanlar da çok. Umuyorum ki COP27’de verilen sözler tutulur! Burada küçük bir parantez açmak istiyorum. Konferansta öne çıkan başlıklardan biri olan iklim adaleti acilen uygulamaya konulması gereken bir durum. Gelişmekte olan ülkeler uyum-kayıp-hasar fonları şeklinde iklim adaleti çağrısında bulunurken bu konuda gerçekleşecek somut adımları merakla bekliyorum. Çünkü bir zamanlar seri üretimle ve çevreyi tahrip etme pahasına yattıkları yatırımlarla zenginleşen ülkeler, bunu diğer ülkelere borçlu.

KADINLAR DIŞARIDA BIRAKILDIGelelim en önemli konulardan birine: kadınlar ve temsil ettikleri değerler bütünü. Ne yazık ki COP27’deki 110 ülke liderinden sadece 7si kadındı. Evet bu görüntüye liderler söz konusu olduğunda belki alışık olduğunu söyleyenleriniz vardır. Üzgünüm ama ben buna alışamadım ve alışmayacağım. Çevre, kadın ve ekonomi üçlüsü bir araya geldiğinde kadınların nasıl artı değer yaratan çalışmalar ortaya koyduğu ortadayken bu durum iklim krizine karşı her beraber çözüm arayışına köstek olmaktan başka bir işe yaramaz. Çevre eylemcisi ve tohum hakları savunucu Vandana Shiva’dan yerli topluluklarıyla beraber Amazon’daki ormansızlaşmaya karşı mücadele eden kadınlara kadar birçok isim “dünyamız daha dengeli yaşasın” diye mücadele ediyor. Son olarak şunu eklemek isterim: BM raporuna göre, iklim değişikliği nedeniyle yerinden edilenlerin yüzde 80'i kadın. İklim değişikliğinin kadınlar ve kız çocukları üzerinden etkilerinin baskınlığını ve iklim hareketinde öncülük eden kadınları düşününce COP27’de kadınların sesini daha fazla duymamız gerekiyordu.


Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER