Gündem

Hulusi Ankar'dan çarpıcı 'S-400' çıkışı!

TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. S-400 eleştirilerine de dikkat çeken bir cevap verdi.

Hulusi Ankar'dan çarpıcı 'S-400' çıkışı!
28-10-2024 13:48

TBMM ÖZETİ| Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, Sabah YouTube kanalına İsrail ordusunun saldırılarını, Kıbrıs meselesine, yeni anayasa çalışmalarından, S-400 tartışmalarına kadar çok önemli açıklamalarda bulundu.

S-400 ÇIKIŞI: BU ELBETTE Kİ GİZLİ

"Türkiye, değerleri ile, tarihi ile, caydırıcı ordusu ile, genç nüfusu ile güçlü bir ülke. Bizimle dost olanlar kazanır" diyen Akar, S-400 alınmasını eleştirenlere de şöyle cevap verdi; 

"Bu bölgesel bir hava savunma sistemi. Türkiye'ye bir hava saldırısı, füze saldırısı oldu mu? Nerede kullanacağız o zaman bunu? Bunun mimarisi elbette ki gizli. Bunu açıklamanın manası yok. Biz bunun bağımsız bir devlet olarak kararını verdik ve aldık. Bu sistem, bağımsız bir şekilde kullanılabiliyor. NATO için bir sorun yaratmaz." dedi.

Bakan Akar, İsrail ordusunun saldırılarına ilişkin Fransız senatör ile yaptığı görüşmeden dikkat çeken bir detayı paylaştı. Akar "Efendim kaç kişi öldü, 45 bin kişi. Kaç çocuk öldü, 17 bin. Kaç kadın öldü, 12 bin. Sadece bir rakam. Bunu bir tahayyül edip, içselleştirmek lazım. Fransız Senatöre, gözlerini kapat, torununu düşün dedim. Onun gibi 17 bin güzel çocuk öldü. O çocuklar 17 bin kez öldü. Adamcağız şaşırdı. Biz A'dan Z'ye Filistin meselesini izah ettik." ifadelerini kullandı.

Bakan Akar, yeni anayasa çalışmaları için dikkat çeken bir tanım yaptı, "Geleceği, bugünden yönetebilecek bir anayasa" ifadesini kullandı. Akar, İsrail'in politikasına ise, "Teopolitik siyonazi terörizminin reel politiği bitirmesine insanlık izin vermemelidir" sözleri ile tepki gösterdi.

AKAR'DAN 'YENİ ANAYASA' SÖZLERİ

TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, yeni anayasa çalışmaları ile ilgili yaptığı değerlendirmede, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği esaslara baktığınızda olay çok açık ve net. Sivil, kapsayıcı, modern, yeni, tüm ihtiyaçlarımızı karşılayacak bir anayasaya ihtiyacımız olduğunu herkes konuşuyor. Quantum liderliği vs. diyoruz, oraya yakışır bir anayasadan bahsediyoruz. TBMM'de devam eden bir çalışma var. Biz de bunun takipçisiyiz. Ülkemizin gücüne, büyüklüğüne yakışır bir anayasaya kavuşmak hedefimiz." dedi.

Akar, yeni anayasa çalışmalarına yönelik motto niteliğinde bir ifade de kullandı, "Geleceği, bugünden yönetebilecek bir anayasa hazırlamak hepimizin görevidir." ifadelerini kullandı.

İSRAİL'İN NORMAL ZAMANDA 1 SAATTE YAPTIĞI BİR OLAY DÜNYANIN EN AZ 1 YILINI İŞGAL EDERDİ"

İsrail'in Gazze'deki saldırılarını değerlendiren Akar şu ifadeleri kullandı:

Nüfuz alanlarını genişletmek için Orta Doğu başta olmak üzere büyük güçlerin mücadelesi devam ediyor. Herkesin tedirgin olması, müteyakkız olması, dikkatli olması lazım. İsrail'in yaptıkları, insanlık bakımından ve hukuki anlamda tarihte görülmemiş bir katliam olarak başladı. Etnik temizlikten sonra şimdi de soykırıma dönüşmüş durumda. Derhal, hemen, şimdi akan kanın durdurulması lazım. İsrail'in bu süreçte 1 saatte yaptığı bir olay, normal zamanda dünyanın gündemini 1 yıl işgal ederdi.

"OSMANLI'DAN SONRA BÖLGEDE ÇOK CİDDİ BİR GÜÇ BOŞLUĞU VAR"

Akar, sözlerine şöyle devam etti:

Orta Doğu'da bu olayların başlangıcına bakınca şunu görüyorsunuz, Osmanlı'dan sonra o bölgede ciddi bir güç boşluğu var. Osmanlı varken bir şekilde orada huzur içinde yaşıyorlardı, sorunlar çözülmüştü. Osmanlı çıktıktan sonra kuvvet boşluğu doldurulamadı. Dünyada da bu açık ve net şekilde ifade ediliyor. Savaşlar, katliamlar, etnik temizlik ve soykırım şeklinde devam ediyor. Binlerce insan, kadınlar, çocuklar, gazeteciler, sağlık personelleri katledildi. Başka bir ülke bunu yapsa dünya ayağa kalkardı. Yönetimler buna susuyor. Ama insanlar buna tepki gösteriyor.

"TEOPOLİTİK SİYONAZİ TERÖRİZMİNİN REEL POLİTİĞİ BİTİRMESİNE İNSANLIK İZİN VERMEMELİDİR"

İsrail'in Arz-ı Mevud yaklaşımı ile Türkiye'yi tehdit edebileceğine dair tartışmalara da değinen Akar, "Askerlikte bir risk, bir de tehdit var. Maksat ve niyet bilindiğinde tehdit, bilinmiyorsa risk olur. Risk kesinlikle var. Ama İsrail'in faaliyetlerine, yaptıklarına bakınca bu risk tehdide dönüştü. Golan Tepeleri dahil Suriye'ye karşı da bir taciz ve tecavüzün olduğunu görüyoruz. Mesafeyi, tarihi geçmişi düşününce, Netenyahu'nun teolojik saplantılarını düşününce sınır tanımaz hale geliyor. Teopolitik siyonazi terörizminin reel politiği bitirmesine insanlık izin vermemelidir." dedi.

"FRANSIZ SENATÖRE TORUNUNU DÜŞÜN, ÖYLE 17 BİN ÇOCUK ÖLDÜ DEDİM"

Bakan Akar, Fransız senatör ile yaptığı görüşmeden dikkat çeken bir detay paylaştı, "Efendim kaç kişi öldü, 45 bin kişi. Kaç çocuk öldü, 17 bin. Kaç kadın öldü, 12 bin. Sadece bir rakam. Bunu bir tahayyül edip, içselleştirmek lazım. Fransız Senatöre, gözlerini kapat, torununu düşün dedim. Onun gibi 17 bin güzel çocuk öldü. O çocuklar 17 bin kez öldü. Adamcağız şaşırdı. Biz A'dan Z'ye Filistin meselesini izah ettik. Onlar 7 Ekim'e takılıyorlar. Bu saldırıların ondan başladığını düşünüyorlar. Biz, buna da itiraz ettik. Bu olay, 1903'ten, 1920'den, 1947'den, 1967'den, 1973'ten başladı." diye konuştu.

DİJİTAL VATAN VE DİJİTAL SAVAŞ NE DEMEK?

Akar, dünyanın dijitalleşmesi sonrası ortaya çıkan dijital savaş ve dijital vatan kavramlarını da yorumladı.

Akar, şunları söyledi:

Nasıl ki, deniz sahamıza, hava sahamıza, karamıza yabancının girmesini istemiyorsak, kontrolsüz hareket istemiyorsak, siber saldırıları, girenleri, çıkanları kontrol edebilmek için şimdiden tedbir almamız lazım. Dijital Vatan, dijital terörün de sahası. En son işte telefonları patlattılar. Dijital Vatan konusunda, siber saldırılar başta olmak üzere üzerinde durmamız lazım. Hem savunma hem de taarruz anlamında üzerinde durmamız lazım.

"DEMİR KUBBE DE DELİNECEK

Akar, savunma sanayiindeki çalışmaları da ele aldı, "Kırılamayan, aşılamayan engel yoktur. Açılamayan kilit yoktur. Maginot Hattı da delindi, Demir Kubbe de delindi, delinecek. Sayın Cumhurbaşkanımızı burada anmak şart, insanlara moral vermesi, teşvik etmesi, destek vermesi ile Mehmetçik'in ihtiyaçlarını yerli olarak yüzde 80 karşılayacak hale geldik." şeklinde konuştu.

"CİN ŞİŞEDEN ÇIKTI, YAPAMAYIZ, EDEMEYİZ YOK! YAPACAĞIZ…"

Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

Cin şişeden çıktı. Artık yapamayız, edemeyiz yok. Yapacağız. Çatlasalar da, patlasalar da yapacağız. Tankımızı da, SİHA'mızı da, İHA'mızı da, uçağımızı da yapacağız. Kızıl Elma ve KAAN ile havacılıkta ayrı bir devrim yaşayacağız. Zamanında parasını verme şartı ile istediklerimizi bile vermezlerdi. Şimdi SİHA'larımızı ihraç ediyoruz. Ne kadar işlevsel olduğunu Mehmetçik de gördü, Karabağ'da da Azerbaycanlı kardeşlerimiz de gördü. Türkiye, değerleri ile, tarihi ile, caydırıcı ordusu ile, genç nüfusu ile güçlü bir ülke. Bizimle dost olanlar kazanır.

S-400 MESELESİ: FÜZE ATTILAR DA BİZ Mİ KULLANMADIK!

Akar, S-400 Hava Savunma Sistemi ile ilgili dezenformasyonlara da sert tepki gösterdi, "Olaya tepkisel yaklaşmayan, aklı ve mantığı olan herkes anlar bunu. Bu bölgesel bir hava savunma sistemi. Türkiye'ye bir hava saldırısı, füze saldırısı oldu mu? Nerede kullanacağız o zaman bunu? Bunun mimarisi elbette ki gizli. Bunu açıklamanın manası yok. Biz bunun bağımsız bir devlet olarak kararını verdik ve aldık. Bu sistem, bağımsız bir şekilde kullanılabiliyor. NATO için bir sorun yaratmaz. Bunu ABD'li muhataplarımıza anlattık. Israrla bu konu problem haline dönüştürüldü. Bu konuda bağımsız ve objektif bakmayı eleştiren arkadaşlarımıza öneriyorum." dedi.

ESAD İLE GÖRÜŞÜLMELİ Mİ?

Akar, 'Türkiye, Suriye Rejimi ile görüşmeli mi?' sorusuna, "Süreç devam ediyor. İran ve Rus Savunma Bakanı da katıldı. Bunlar herkesin malumu. Dışişleri Bakanımız ve MİT çalışmalarını sürdürüyor. Biz görüşmeden yanayız." diye yanıt verdi.

"BU MEMLEKET BİZİM, BU TARİH BİZİM, BU BAYRAK BİZİM, YÜKSELTMEK HEPİMİZİN GÖREVİ"

Akar, son olarak da birlik ve beraberlik mesajı verdi. Akar, "Artık söz dinleyen değil, sözü dinlenen bir ülke var. Bizim anavatanımız, gök vatanımız, mavi vatanımız ve dijital vatanımız var. Bunlar bir bütün ve parçalanamaz. Bunları parçalamak isteyenlerin akıbetleri belli. Kimileri denizlerde boğuldu gitti, kimileri dağlarda, çukurlarda gömüldü gitti. Bu memleket bizim, bu tarih bizim, bu bayrak bizim. Bunları yükseltmek de hepimizin görevi." ifadelerini kullandı.


Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER