Yaşam

Hidayet Karakuş: “Şairin yeri insanın ve gerçeğin yanıdır!”

Aydın şair Hidayet Karakuş ile yurdunun, ulusunun, insanlığın yanında, gerçeğin yanında durduğu, toplumun, acı çeken, türlü sorunlarla boğuşan, ezilen insanın yanında gerçeğin yanında saf tuttuğu, 55 yıllık birikim, deneyim, olgunlukla dağarından süzülen yerelden ulusala

Hidayet Karakuş: “Şairin yeri insanın ve gerçeğin yanıdır!”
20-03-2023 00:27

Fotoğraf: ÖZETİ| OSMAN AKBAŞAK

İNCE, DERİN, YALIN ŞİİRLER…

- İlk şiirin 1965’te yayımlandı. 55 şiir yılını tamamladın şiir yolculuğunda. 55 şiirini seçtin. Bir güzellik daha 75 yaşına erdin. Bütün beş’ler şiirsel bir uyak ve bütünlük oluşturdular, Kül Kahvesi’nde toplandılar.

“Kül Kahvesi” için 55 yıllık şiir serüvenin bir özeti diyebilir miyiz? “Anılarını, öykülerini, yazılış anlarını bildiğin şiirlerden” 55 şiiri seçerken neler düşündün? Toplu şiirlerini de yayımlamayı düşünür müsün gelecekte?

Doğrusu böyle bir seçkiyi öncelikle Efdal Sevinçli önerip duruyordu. Şiir kitaplarına ilginin azlığı beni düşündürüyor, bu işe kalkışamıyordum. Yayınevinden böyle bir öneri gelince sevinerek giriştim işe. Yüzlerce şiirin içinden canım acıya acıya bu elli beş şiiri seçebildim. Gözüm geride kalanlarda hep.

Toplu şiirler yayımlamaya gelince bunu pek doğru bulmuyorum. Bir şair son şiirini yazmadan toplu şiirleri yayımlanamaz bence.

‘KÜL KAHVESİ, BABAMLA ANNEMİN ŞİİRİDİR’

- İlk şiir kitabın “Günaydın Gül Yaprağı 1979’da yayımlandığında Şükran Kurdakul “dize kurmada ve işlediği temaları özümsemedeki başarısı, imgeleri ile dikkat çektiğini” söyler. 55 yılda şiire değgin düşüncelerin, öngörülerin, algılarında da değişimler oldu mu?

Bu bağlamda bugün ne söylersin?

Sevgili Şükran Ağabey’in Yürüyüş’te yazdığı bu değerlendirmeyi hak etmeye çalıştım. Geliştirerek bir şiir yolu tutturdum sanıyorum. Şiirle ilgili görüşlerim de gelişti, değişti; öngörülerim gerçekleşti mi belki ama öngörüler de zamanla değiştiğinden hangisi gerçekleşti bilmek zor.

Şiiri daha derinden algılamaya çalıştım. Yalnız şiire değgin şu özellikler değişmedi bende; ince, derin, yalın… Hem yaratırken hem okurken bunları aradım.

- Kül Kahvesi adı bu kitaba çok yakışmış. Kül Kahvesi’nin çağrışımları eskilere, geçmişe, çocukluk günlerine, hatırlı zamanlara, anılara götürüyor bizi. Sence başka bir düşünce, öngörü var mıydı?

Kül Kahvesi, babamla annemin şiiridir. Onların ardından yakılmış bir ince sızıdır. Elbette bütün ozanların, yazarların çocukluğu onların şiiri, yapıtları için bir gömüdür.

Yaşam öngörülerle, duyumsamalarla, acılarla, sevinçlerle iç içe yürüyor. Yaşayıp geldiklerimiz bizde azımsanmayacak izler bırakıyor. O izler bir biçimde dizelere, şiirlere sızıyor, egemen oluyor.

Hep yeni bir şeyi, yeni bir biçimde ince, derin, yalın söylemek istedim. Bunu ne denli yapabildim bilmiyorum. Bunu okur söyleyebilir ancak.

‘İNSANIN ACISI, ESENLİĞİ OZANIN YÜREĞİNE VURUR!’

- Gül kenti Isparta’dan, Yalvaç’ın Kurusarı köyünden 1946’da yaşama gözlerini açan, ilk kitabı Günaydın Gül Yaprağı’yla okura merhaba diyen Hidayet Karakuş için bugün şiir izlekler, imgeler, düşler, gerçekler, toplumsal olgular bağlamında nasıl görünüyor?

Gül yaprağı geçmişte de günümüzde de benim için çocukları, gençleri anlatır. Bir acının adıdır gül yaprağı. Ozanın izleği yaşadığı toplumun, dünyanın her yerinden fışkıran acılardır. Keşke dünyamız sevinçler fışkıran bir gezegen olsaydı. Belki çok daha neşeli şiirler yazabilirdik.

Yine de bugüne küçük sevinçlerle, küçük kıvançlarla yürüyüp geldik. Toplumsal olgular eli kalem tutan her insanın, yazarın, ozanın istemese de değineceği gerçekliklerdir.

Günümüzde özellikle genç arkadaşlarımızın içinde bu olguları görerek, devrimci bir tutumla ele alanlar olduğu gibi görmezden gelerek imgeler düzleminde şiir üretenler var. O bir seçimdir ama her yazarın, her ozanın aydın olmasını bekliyor insan. Aydın olmaksa sorumluluk demektir. Her insana, her canlıya, dahası her nesneye karşı sorumluluğu vardır aydının.

- Köyden, kırsaldan gelmenin gelenekler, görenekler içinde bir çocukluk süreci yaşamanın şiirine de katkısı oldu mu?

Yerelden ulusala, evrensele, toplumcu yapılanmaya yönelik şiirlerle de okura iletilerin vardır diye düşünüyorum.

- 55 yıllık birikim, deneyim, olgunluk, emek… Bugün nasıl bir yerdedir Hidayet Karakuş?

Gerçekte ilk şiirimi on üç yaşındayken yazmıştım. O günden sonra aralıksız yazdım. Dergilerde çıkan ilk şiirimi ölçü alarak bu elli beş şiiri seçtim. Bu elli beş şiir olgunluk ürünü mü bilemem ama ben her yeni şiirin başında kendimi acemi duyumsarım. Şiirlerimi başından bu yana değerlendiren olursa olgunluğuma karar verebilir. Bugün nerede olduğumu da yine okur değerlendirebilir. Ben şiirde şuraya geldim, romanda şu noktadayım gibi bir değerlendirmeyi doğru bulmam.

Kırsaldan gelmekle kentten yetişmek arasında elbette duyarlılık, izlekler, dahası sözcük seçiminde bile ayrım olacaktır. Çünkü her ozan, yazar iyi bildiğini yazar. Kendini besleyen yaşanmışlıklardan beslenir.


Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER