Mobil ÖZETİ| mesajlaşma programı Telegram'dan ulaşılabilen bu odalara, yalnızca ödeme yapan üyeler gizli sohbet odalarına girip, kadınların cinsel istismara ve tacize uğradığı videoları izleyebiliyordu. Kaynaklara göre Kore'deki çoğu erkek kullanıcı, N'inci odalara girmeye çalıştı. Korkunç detaylara sahip olan bu olayda en az 74 kişinin etkilendiği tahmin ediliyor.
Sosyal medya platformları üzerinden genç kızları ve kadınları kandırarak tuzağa düşüren "GodGod" ve "Baksa" lakaplı kullanıcılar, belki de internet tarihinin en büyük siber suçlarından birini işledi.
Dikkat, bu içerik cinsel istismar içerir!İlk başta mağdurlarını gözüne kestiren GodGod lakaplı suçlu, çoğunlukla lise öğrencilerini hedef alıyordu.
X (Twitter) platformu üzerinden genç kızlara "Özel fotoğrafların internete düşmüş!" diyerek tuzak bir mesaj atıyordu. Daha sonrasında mesajı gören mağdurlar merak edip baktıklarında ise bir link olduğunu fark edip tıklıyorlardı.
Linke tıkladıkları anda kişisel bilgileri ve fotoğrafları suçlunun eline geçiyor, fotoğrafları yaymakla tehdit ediyordu. Mağdurlar doğal olarak strese maruz kalıp GodGod isimli suçluyla çoğunlukla bir uzlaşıya girmek istediler.
Mağdurlardan daha fazla "açık" fotoğraf çekmesini istedi ve 10 saniye verdi.
Mağdurlar, özel fotoğraflarının yayılacağı endişesiyle suçlunun dediği her şeyi yapmaya başladılar. Her zaman daha fazlasını isteyen GodGod, mağdurların fotoğraflarını Telegram gruplarına atıyor ve onlar hakkında dalga geçiyordu. Onları köle olarak adlandırıyor, eğer isteklerini yerine getirmezlerse onları cezalandırıyordu.
Sürekli olarak fotoğraf isteyen suçlu, genç kızları "Bu fotoğrafı çekersen diğerlerini sileceğim" diyerek kandırıyor, eğer kabul etmezlerse "Daha önce gönderdiğin bütün fotoğrafları internete yayarım" diyerek elindeki bütün fotoğrafları mağdurlara tehdit olarak sunuyordu.
Bazı istekleri kan dondurucu boyuttaydı: Mağdurların kollarına iğne iplikle "Köle" yazmasını bile istedi!
Şimdiden söyleyelim ki birazdan okuyacağınız yazı hakkında tetiklenebilirsiniz. Yaşları 10 ila 11 arasında olan iki çocuğu da tuzağına düşüren suçlu, iki ortaokul öğrencisinden de tuvalet fayanslarını ve yerlerini yalamasını, ardından da video atmasını istedi. Mağdurlarından fotoğraflarda sürekli güler yüz bekleyen bu suçlu, Telegram grubunda görüntüleri paylaşmaya devam etti.
Kendi ast-üst sistemini oluşturarak bir sürü Telegram kullanıcısını da cinsel istismar suçuna teşvik ederek diğer kullanıcıların da başka mağdurların fotoğraflarını paylaşmalarına müsaade etti.
Her bir mağdur hakkında ayrıntılı bilgiye sahiplerdi.
Bu odalara girmeye çalıştığınızda, Watchman lakaplı kişi, N'inci odaları tanıtan ve yayan kişi olarak sizi karşılıyordu. Odaya gizli bir şekilde girdiğinizde, mağdurların 1'den 8'e kadar sıralandıkları ve kişisel bilgilerinin ayrıntılı olarak yer aldığı gözüküyordu.
Bu bilgilerin içerisinde; yaşı, boyu, vücut şekilleri, nerede oturduğu, kaçıncı sınıf olduğu, hangi okula gittiği hatta şubesi bile yer alıyordu. Bu kadar ayrıntılı bilgilere sahip olmaları mağdurların hemen hemen bütün kişisel bilgilerine sahip olduğunun en önemli kanıtıydı. Hatta öyle ki bu odalar hakkında bir makale yayımlayan Güney Koreli gazeteci Kim Wan'ın bütün bilgilerini, foyalarını ortaya döktüğü gerekçesiyle internete yaydılar. Bu bilgilere nereden ulaştıkları ise hâlâ meçhul.
Bu fotoğraf ve videoların yaklaşık 260.000 kişiye satıldığı düşünülüyor!
Baksa lakaplı suçlu, N'inci odalar dediğimiz Telegram gruplarından birisinin ana operatörüydü. Üyelerine özel Bestcoin, Bitcoin ve Ethereum aracılığıyla mağdurların videolarını ve fotoğraflarını satmaya devam etti. Bitcoin'in bugünkü değerini göz önüne alırsak eğer 260.000 kişiden ciddi bir miktarda para kazanmışlar.
GodGod gibi kendi ast-üst sistemini kuran Baksa, parayı nakite çevirebilmek için bazı kişileri görevlendiriyordu. Görevlendirilen kişiler ATM'den parayı nakite çeviriyor daha sonra buluşma noktası ayarlayıp başka bir görevliye aktarıyordu. Parayı en son alan görevli ise Baksa'nın evinin yakınlarındaki bir apartmanın yangın çıkışına parayı bırakıyor, Baksa ise parayı oradan alıyordu.
Polis, Baksa'nın izini para aktarımı sırasında buldu.
Baksa, Jo Joo Bin .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Polislerin onu aradığını bilen ve yakalanmayacağından pek emin olan Baksa, özel oda üyelerine "Merak etmeyin, yakalanmam söz konusu değil" benzeri mesajlar atıyor adeta polislere gözdağı veriyordu ancak yakalanmaktan korkan Baksa, Bestcoin hesaplarını Bitcoin ve Ethereum'a dönüştürerek izini kaybettirmeye çalıştı.
Bu hareketinde pek başarılı olamayan Baksa, bir akşam babasıyla bisiklet sürerken eve dönüşü esnasında yakalandı ve mahkemece 40 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yaptığı basın açıklamasında "Durduramadığım şeytanın hayatına son verdiğiniz için teşekkür ederim" dedi. Yakalandığı görüntüler Netflix'in Siber Cehennem: Bir İnternet Kâbusu adlı belgeselinin 1. saat 22. dakikasında yer alıyor.
GodGod ise kendini, kullan-at telefonlarıyla ele verdi.
GodGod, Moon-Hyung Wook .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
JTBC News'e verdiği bilgiye göre kendi telefonunu kullanmadığını, para biriminin hediye çekleri olduğunu ve böylelikle asla yakalanamayacağını söyleyerek böbürleniyordu. Kendisinin Baksa gibi olmadığını, iz sürülemez olduğunu iddia ediyordu fakat polise yardım etmek isteyen polis yanlısı bir hacker grubu GodGod'un izini sürmeyi başardı. Bilgilerine, kurbanlarına yaptığı gibi link tuzağı aracılığıyla ulaşıldı.
Babasının hurdacı dükkanından temin ettiği kullan-at telefonlarında uygulama eşleşmesi yapıldığında GodGod tarafından kullanıldığı ortaya çıktı. Tutuklanan GodGod "Kurbanlara ve ailelere üzgün olduğumu söylemek istiyorum" dedi fakat özür dilerken bile yüzünde hiçbir pişmanlık ifadesi yoktu.
Güney Kore'de büyük ses getiren bu olayın ülkemizde duyulmamasına çok şaşırdığımızı eklemekle beraber, internetteki hiçbir yabancıya güvenilmemesi gerektiğini ve bilinmeyen kişilerden gelen linklere tıklamamanızı önemle rica ediyoruz. Özellikle çocukların, sosyal medyada istismara bu kadar açık olduğunu görmemiz ayrı bir endişe verici konu. Uyarılarımızı da yaptığımıza göre sözü size bırakıyoruz! Sizin bu olay hakkındaki düşünceleriniz neler?
Kaynaklar: Yahoo!, Korea JoongAng Daily
Editor : Şerif SENCER