Sağlık

Gizli tehlike: Pek çok kişi bu yüzden ölüyor! Uzun yola çıkanlara Akciğer Pıhtısı uyarısı

Akciğer pıhtısı (pulmoner emboli), kalp krizi ve inmeden sonra en yaygın damar hastalıklarından biri olup, ciddi ve ölümcül sonuçlara yol açabilir. Bu tehlikeden korunmanın en etkili yolu, uzun seyahatler sırasında belirli aralıklarla mola verip hareket etmektir.

Gizli tehlike: Pek çok kişi bu yüzden ölüyor! Uzun yola çıkanlara Akciğer Pıhtısı uyarısı
09-03-2025 13:02

Uzun ÖZETİ| süreli bir yolculuk sonrası otomobil, uçak veya otobüsle seyahat ettikten sonra bacaklarda ağrı veya aniden ortaya çıkan nefes darlığı gibi belirtiler, genellikle yol yorgunluğuna bağlanır. Ancak, bu belirtiler, hayatı tehdit eden ciddi bir sağlık sorununun, yani pulmoner embolinin, habercisi olabilir.

Pulmoner emboli, bacaklardaki pıhtıların kan dolaşımı yoluyla akciğerlere ulaşarak damarları tıkaması sonucu meydana gelir ve ani, ölümcül sonuçlar doğurabilir. Her yıl pek çok kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybeder. Pulmoner emboli, çoğu zaman hızlı bir şekilde gelişir ve insanı aniden etkileyebilir.

Peki, pulmoner emboli nasıl ortaya çıkar? Bu hastalık önlenebilir mi? Kimler bu riskle karşı karşıya daha dikkatli olmalı? Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Kocakaya ile, bu önemli sorulara yanıt aradık.

EN SIK GÖRÜLEN 3.DAMAR HASTALIĞI

“Çoğunlukla bacak derin toplardamarlarında meydana gelen pıhtılardan kopan parçaların, akciğer atardamar damarlarını tıkamasıyla gelişen ve hayatı tehdit edebilecek bir durum” diyerek pulmoner emboliyi özetleyen Doç. Dr. Kocakaya, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Ayakta tedavi edilebilecek hafif formlardan, hayatı tehdit eden ciddiyette klinik durumlara yol açabiliyor. Kalp krizi ve inmeden sonra üçüncü sıklıkta görülen damarsal bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor.”

Pulmoner emboli yerleşim yerine göre hastalarda farklı sonuçlara neden oluyor. Doç. Dr. Kocakaya, Özellikle nefes alıp vermekle artan göğüs ağrısı, çarpıntı, eforla veya istirahat sırasında nefes darlığı gibi bulgular görülebileceği gibi öksürükle birlikte ağızdan kan gelmesi, bayılma bulguları gözlenebiliyor" diyor ve devam ediyor:

“Yine pıhtıların yerleşim yerlerine ve yaygınlığına göre bu bulgular haftalar içinde gelişebileceği gibi günler içinde de ortaya çıkabiliyor.”

KİMLER RİSK ALTINDA?

Hastalıkların pek çoğunda olduğu gibi pulmoner emboli için de çeşitli risk faktörleri söz konusu… Bacak kırıkları, son üç ayda kalp yetersizliği ve ritim bozukluğu nedeniyle hastaneye yatış, kalça veya diz protezi operasyonu gibi durumlar pulmoner emboli riskini artıran başlıca nedenlerden bazıları. “Bu faktörlere sahip kişilerde pulmoner emboli gelişme riski, olmayanlara göre 10 kat fazla” diyen Doç. Dr. Kocakaya, diğer riskli grupları şöyle sıralıyor:

“Kanser hastalığı, gebelik sonrası ilk 6 haftalık dönem, özellikle doğum kontrolü veya tüp bebek tedavilerinde kullanılan hormon içeren ilaçlar, genetik yatkınlık gibi nedenler pulmoner emboli riskini 2 ila 9 kat arasında artırabiliyor. Özellikle 4 saat ve üzerinde hareketsizliğe neden olan uzun yolculuklar, bacakların kısıtlı hareketi ve kan akımının yavaşlaması nedeniyle toplardamarlarda oluşan pıhtı riskini ve dolayısıyla pulmoner emboli riskini 2 kat kadar yükseltiyor. Bunlara ek olarak, bir kişide pulmoner emboli için risk oluşturabilecek durumların aynı anda var olması, riski daha da artırıyor.”

RİSK GRUBUNDAKİLER UZUN YOLCULUKLARDAN KAÇINMALI

Pulmoner emboli riskinde uzun yolculuklar ve bu yolculuklarda hareketsiz kalınan süre son derece önemli. Doç. Dr. Kocakaya, “Altta yatan kanser, hipertansiyon, diyabet gibi hastalıkları olanların, obezite sorunu yaşayanların ve yeni doğum yapmış kişilerin hareketsiz kalınabilecek uzun yolculuklardan kaçınması gerekiyor” vurgusu yapıyor.

Ancak yolculuklar elbette kaçınılmaz olabiliyor... Risk grubunda bulunan kişilerin uzun yolculuklarda mutlaka belli aralıklarla hareket edilebilecek molalar vermesi öneriliyor. Otobüs ya da uçak gibi taşıtlarda zaman zaman ayağa kalkılarak hareket edilmesi de bir başka tavsiye.

TEDAVİYLE YENİ PIHTI RİSKİ ÖNLENİYOR!

Neyse ki pulmoner emboli tedavi edilebilen bir rahatsızlık... Hatta vücudun çeşitli sistemleri tarafından 3 hafta içinde kendiliğinden yok olabiliyor. Tedavi sürecinde ise kan sulandırıcı gibi çeşitli ilaçlar devreye giriyor. “Tedavi amaçlı başlanan kan sulandırıcı ilaçların ana işlevi yeni gelişebilecek pıhtıların önlenmesi” diyen Doç. Dr. Kocakaya, daha ciddi sonuçlarla karşılaşmaları durumunda izledikleri yolu ise şöyle anlatıyor:

“Hayatı tehdit eden durumlarda, özellikle akciğer atardamarlarının ana dallarından itibaren var olan, hastanın tansiyonu ve solunum yeterliliği gibi hayati fonksiyonların etkilendiği durumlarda pıhtıların hızla eritilmesine olanak veren, daha hızlı, etkili ve daha yüksek doz kan sulandırıcı tedaviler yakın gözlemler yapılarak verilebiliyor. Bu tedavilerde hastaların kanama riski açısından dikkatle değerlendirilmesi ve yakinen takip edilmesi gerekiyor.”


Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER