Politika

Faik Öztrak: Şimdi ‘yeniden IMF kapısına gitmekten’ bahsediyorsa sorumlusu Erdoğan’dır

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Şimdi Erdoğan ‘Yeniden IMF kapısına gitmekten’ bahsediyorsa, bunun sorumlusu 21 yıldır ülkeyi yönetendir. Ülkeyi IMF kapısına hızla yaklaştıran ekonomimizi buhrana sokan Erdoğan’dır” dedi.

Faik Öztrak: Şimdi ‘yeniden IMF kapısına gitmekten’ bahsediyorsa sorumlusu Erdoğan’dır
18-04-2023 20:58

CHP ÖZETİ| Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. Gündemi değerlendiren Öztrak, şunları söyledi:

“Kurulumuzun gündeminde, seçim sathı mailinde yaptığımız çalışmalar ve milletimizin tertemiz oylarına halel gelmemesi için, sandık güvenliğiyle ilgili hazırlıklarımızın değerlendirilmesi vardı. Toplantımızda, ucube Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, ülkemizde sebep olduğu devlet krizini ve ekonomik krizi, bu krizlerin milletimizin sırtına yüklediği ağır faturayı ve bundan hızla kurtulmak için atılacak adımları da ele aldık.

“MİLLETİMİZİN, CUMHURİYETİMİZİ GERÇEK BİR DEMOKRASİYLE TAÇLANDIRMASINA 26 GÜN KALDI”

Hafta sonunda, Balkanlarda, 9 ülkede belediyelerimiz, kardeş belediyeleriyle iftarlar düzenledi. Genel Başkanımız ve 13. Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu Kırcaali’deki iftarda tüm bu belediye başkanlarıyla birlikte Bulgaristan’da yaşayan soydaşlarımız ve yöre halkıyla buluştu. Bulgaristan’daki soydaşlarımızla yapılan iftara coşkulu katılımları nedeniyle soydaşlarımıza ve yöre halkına bir kere daha teşekkür ediyoruz. Milletimizin, Cumhuriyetimizi gerçek bir demokrasiyle taçlandırmasına 26 gün kaldı.

“MİLLETİMİZ, 14 MAYIS’TA YENİ BİR TARİH YAZACAK”

Bundan bir asır önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde; yedi düvele kafa tutan, emperyalizme karşı ebedi Genel Başkanımız Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, tarihin gördüğü en muhteşem zaferlerden birini kazanan, Cumhuriyetimizi kuran aziz milletimiz; 14 Mayıs’ta yeni bir tarih yazacak. Kopkoyu bir istibdada dönüşen bu ucube rejimi, demokratik yollarla, sandıkta evine gönderecek. Saray Hükümetinin görevde durduğu her dakika milletin aleyhine işliyor. O koltuklarda oturdukları her dakikada milletimizin sırtına yeni yükler yükleniyor. Ve milletimiz kendini unutan, halini görmeyen, sesini duymayan, beyin ölümü gerçekleşmiş şahsım hükümetinin tasdiknamesini sandıkta eline tutuşturmak için Millet İttifakı’nın adayı sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu ülkenin Cumhurbaşkanı seçmek, CHP’yi de birinci parti yapmak için artık gün sayıyor.

“İŞSİZLİK ORANINDA DÜNYADAKİ RAKİPLERİMİZİN ARASINDA SURİNAM, TANZANYA, BELİZE VAR”

21 yıllık bir hükümetten beklenen yaptıklarıyla konuşmasıdır. Hükümetlerin başarısı, öncelikle iş arayan vatandaşlarına ne kadar iş bulabildiğiyle ölçülür. Şubat ayı verilerine göre ülkemizde gerçek işsiz sayısı, bir yılda 948 bin kişi artmış. Gerçek işsizlerin sayısı, 8 milyon 941 bin kişiye ulaşmış. Bu sayı dünya üzerindeki 98 ülkenin nüfusundan fazla... İşsizlik oranında dünyadaki rakiplerimizin arasında Surinam, Tanzanya, Belize var.

“İŞSİZLİĞİ BU YIL YÜZDE 5’E YANİ GERÇEKLEŞENİN YARISINA DÜŞÜRME SÖZÜ VERMİŞLERDİ”

Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 10. Oysa sarayın kibirlisi ve onun beceriksiz kadroları işsizliği bu yıl yüzde 5’e yani gerçekleşenin yarısına düşürme sözü vermişlerdi. Bunu devletin planlarına da ‘hedef’ diye yazmışlardı. Tutturamadılar. Milletimize verdikleri sözü tutmadılar. Milletimizi işsizliğe ezdirdiler.

Bu ülkede çalışmayan yoksul ama çalışan da yoksul… Ülkede çalışanların yarısından fazlası asgari ücretle ya da civarında bir ücret karşılığında gece gündüz çalışıyor. Pahalılık o kadar fazla ki asgari ücret ilan ediliyor, ama bir ay bile dayanamıyor. Açlık sınırının altına düşüyor.

“MİLLET ETİ BIRAKIN TENCERESİNDE RÜYASINDA BİLE GÖRMEZ OLDU”

Sarayın kibirlisi, ‘Faiz sebep, enflasyon netice’ dedi paramızı pul etti. Hayat pahalılığı aldı başını gitti… Soğanın kilosu 30 lira oldu. Kıymanın kilosu 300 lirayı geçti. Millet eti; bırakın tenceresinde, rüyasında bile görmez oldu. Mutfak yangın yeri… Millet için artık ‘gezmek’, en ucuz meyve sebzeyi bulmak için market market, pazar pazar dolaşmak oldu. Ramazan geçiyor… Millette iftarı, sahuru düşünecek hal kalmadı. Ramazan pidesi, güllaç, iftar için bir hurma artık milletimize lüks oldu. Erdoğan, hem mutfakları ateşe verdi hem de gençlerimizin, orta direğin bir ev, bir araba umutlarını soldurdu.

“AN İTİBARİYLE ENFLASYON YÜZDE 50’NİN ÜSTÜNDE”

Emeklinin, bayramdan bayrama aldığı ikramiye de bu beceriksizlerin elinde pul oldu. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun zoruyla verdikleri 1000 lira bayram ikramiyesiyle ilk çıktığında 3 çeyrek altın alınıyordu. Bugün emeklinin bayram ikramiyesiyle 1 tane bile çeyrek altın alınamıyor. Saray, enflasyonu yaptıklarıyla bile isteye yüzde 19’dan yüzde 80’lere fırlattı. Dar gelirli vatandaşlarımızı ezim ezim ezdi. Milleti enflasyon canavarının dişlerinin arasına bile isteye attı. Şimdi aynı Erdoğan çıkıyor, meydan meydan; ‘Hayat pahalılığını biz çözeceğiz’ diyor. Öyle çok uzaklara gitmeye gerek yok. Sarayın Nebati Bakanı kısa süre önce bu seçime, ‘Tek haneli enflasyonla’ girileceğini söylüyordu. An itibariyle enflasyon yüzde 50’nin üstünde. Millet bunların hangi dediğine inanacak. Millete verdikleri sözleri tutmayanlara artık milletin güveni kalmamıştır. Güven, ruh gibidir. Terk ettiği bedene asla geri dönmez. Sorunun sebebi olanlar, çözümün adresi olamaz.

“BANKALARIN PİYASADAN DÖVİZ ALMASINA SINIR GETİRİLDİ”

Tıpkı bayrak gibi, marş gibi ülkemizin gücünü simgeleyen Türk liramızın değeri, Merkez Bankası’nın arka kapısından satılan milyarlarca dolara rağmen her gün yeni bir dip görür oldu. Bankalarda dolar kuru 20 lirayı geçti. Bankaların piyasadan döviz almasına sınır getirildi. İlk çıktığında 200 liralık banknot arasan bulunmazdı. Şimdi bankomatlardan yeni basılmış, seri halinde, gıcır gıcır 200 liralıklar geliyor. Seçim öncesinde para matbaasına yetiştirmek için Almanya’dan kağıt getiren TIR sayısı üçe katlanmış. Yetkililer ‘Aman kağıt üretimi kesilmesin’, ‘Aman taşımada sorun çıkmasın’ diye firmalara uyarılarda bulunuyormuş. Bu kadar para basmaya rağmen, esnaf hala ‘Çarşıda pazarda para yok’ diye şikayet ediyor. Neden? Çünkü bu saray imalatı enflasyona para yetiştirmek mümkün değil.

“BOZUK PARANIN MALİYETİ DEĞERİNDEN FAZLA OLUNCA İÇİNDEKİ METALLERİ DÜŞÜRDÜLER”

Paramız pul oldu… Lafın gelişi değil paramız gerçekten de pul oldu. Bozuk paranın maliyeti değerinden fazla olunca içindeki metalleri düşürmeye başladılar. Bozuk parayla çalışan makineler de bu sefer parayı tanımıyor. Makinelere harıl harıl yeniden ayar çekiliyor. Paramızın ayarı kalmadı. Bozuk parayı gerçekten bozdular.

“SARAY CARİ AÇIKTA SON 10 YILIN REKORUNU KIRDI”

Cari açık aldı başını gitti. ‘Faizi düşürüp, cari fazla vererek büyüme’ safsatasıyla yola çıkan saray, cari açıkta son 10 yılın rekorunu kırdı. Bütçe açığı da aldı başını gidiyor. İlk üç ayda gerçekleşen bütçe açığı 250 milyar lirayı aştı. Bu açık, ikiye katlanan faiz hariç harcamalardan kaynaklanıyor. İlk 3 ayda; ‘Hazine’ye yükü yok’ dedikleri, KKM’ye ödenen para 2 milyar 154 milyon lira olmuş. Aynı dönemde, ‘Bir kuruş vermeden yapıyoruz’ dedikleri döviz garantili KÖİ’lere ödedikleri para ise yüzde 115 artışla 12 milyar 488 milyon liraya olmuş.

Bu hükümetin, ‘Milletin cebinden bir kuruş çıkmayacak’ diye anlattığı Pi-Pi-Pi diyerek caka sattığı Kamu-Özel İşbirliği Projelerine dolarla avroyla verdiği garantiler karşılığında bugüne kadar ödediği para 12 milyar 645 milyon dolara ulaşmış. Bu parayla 31 tane Fatih Sultan Mehmet Köprüsü veya 4 tane Yavuz Sultan Selim Köprüsü veya 3 tane Atatürk Barajı yapılırdı. Bunu yapanların bizi hesap bilmemekle suçlaması, gerçekten artık akılla ve izanla bağdaşmıyor.

“BU HÜKÜMET GİTMEZSE YILSONUNDA, HEDEFİN 3 KATINI GEÇEREK 2 TRİYON TL’Yİ AŞACAK”

Bu hükümet gitmezse ve bütçe açığı bu hızla giderse yılsonunda, hedefin 3 katını geçerek 2 triyon TL’yi aşacak. Merkez Bankası’nın rezervleri ise son dört haftada 7 milyar dolar eridi. Banka’nın döviz kasası 47 milyar dolar açık veriyor. Rezerv yok, ama memlekette açık çok… Hal böyle olunca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Kapalıçarşı’da tekerlekli demir sandıklarla dolar topluyor.

“ÜÇ GÜN SONRA ‘EKONOMİDE HİÇBİR SORUN YOK’ DİYORSUNUZ”

Ekonominin neresini tutsanız elinizde kalıyor. Ama sarayın umurunda değil. İstanbul; Küresel Finans Merkezleri Endeksi’nde 6 ayda 13 sıra gerileyerek 90. sıraya kadar düşmüş. Ama bu beyler, ‘Finans Merkezi açılışı’ deyip binaların kapılarında kurdele kesiyorlar. Bina yaparak finans merkezi olunmaz. Güvenle finans merkezi olunur. Erdoğan dün çıkmış, ‘Ekonomide sıkıntı varmış… Yoo… Biz gayet iyiyiz’ diyor. E artık bir karar verin. Üç gün önce ‘Hayat pahalılığını ben çözeceğim’ diye ortalara döküldünüz. Üç gün sonra ‘Ekonomide hiçbir sorun yok’ diyorsunuz. Bir öyle, bir böyle… Açıkça cevap verin; bu ekonomide sorun var mı, yok mu? Belli ki, sarayın ekonomisinde hiçbir sıkıntı yok. Maşallah itibardan tasarruf olmaz deyip, israftan en küçük bir tasarruf yapmıyorlar. Sarayın ve bakanlarının, altlarında devletin uçakları, devletin arabaları, açılış kisvesi altında, devletin, milletin parasıyla; valileri yanlarına alıp, Cumhurbaşkanlığı ve partileri için seçim propagandası yapıyorlar. Hazinenin ‘Seçimde adil bir yarış olsun’ diye, partiye verdiği paralar da ceplerine kalıyor. Evet, bu ülkede sorun saray ve yanaşmalarının sorunu değil. Bu ülkede sorun onların sorunu değil. Bir evde dört kişi çalıştığı, alın teri döktüğü halde, açlık sınırından çıkıp yoksulluk sınırına dahi ulaşamayan ailelerin sorunu. Bu kepazeliğin, bu beceriksizliğin sorumlusu sarayın kibirlisi, bunların üstünü örtmek için on parmağında on kara gerçekleri söyleyenlere sürmeye kalkıyor.

“DÜN YİNE BOL BOL ATIP TUTMUŞ”

Dün yine bol bol atıp tutmuş. Mahallede kavga çıkarmak için tükürüp kaçan arsız çocuk misali, iftiralarını sıralamış. Hiç kendini yormasın. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olacak, Türkiye yeniden güven duyulan bir yönetime kavuşacak. Adalet, hak, hukuk gelecek. Kral değil kural olacak. Plan olacak, program olacak. Ülkemizin büyük potansiyeli harekete geçecektir. Saydam, millete hesap veren, sürdürülebilirliği, çevreye saygıyı önceleyen politikalarımız yerli yabancı tüm yatırımcılara güven vermektedir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığında milletimiz önce feraha çıkacak sonra refaha ulaşacak.

Madem ‘tefecilerden’, madem ‘faiz lobilerinden bahsedeceğiz, o zaman devletin resmi verileriyle de soracağız. Görevde olduğu 21 yılda bütçeden 537 milyar 574 milyon doları vatandaşın cebinden alıp faiz lobilerinin tefecilerin cebine koyan kim? Vatandaşın cebinden faiz lobilerinin kasasına hortum döşeyen, her ay 2 milyar 212 milyon doları, her gün 72 milyon 743 bin doları, her saat 3 milyon 30 bin 974 doları faiz lobilerinin cebine aktaran kim? Siz önce bu soruların yanıtını vereceksiniz ancak ondan sonra meydanlarda millete nutuk çekeceksiniz.

Bir de, bize ‘IMF ile pazarlık yaptı’ demiş. Bizi kendisiyle karıştırmış. Biz Dünya Ekonomik Forumu Toplantılarına katılım kisvesi altında, muhalefetteyken Beyaz Saray’a arka kapıdan girenlerden olmadık, olmayız. Sermayesini verdiğimiz Türkiye’nin ortağı olduğu Uluslararası Para Fonu’yla kendisine verilen muhalefeti de dinleme görevi çerçevesinde gizli saklı değil alenen görüşürüz. Görüştük. Biz ülkemizi ekonomik krize sokmayız, krizden çıkarırız. Ülkemizi IMF kapısından kurtaran ‘Türkiye’nin Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’nı’ yazan ve uygulayan ekipteki Hazine Müsteşarı olarak söylüyorum. Aslında bunu en iyi Erdoğan bilir. Erdoğan iş başına geldiğinde bizim yazdığımız program sayesinde ekonomide temizlenmiş bir yolu ve ibresi büyümeye dönmüş bir ekonomiyi kucağında buldu. Şimdi Erdoğan ‘Yeniden IMF kapısına gitmekten’ bahsediyorsa, bunun sorumlusu 21 yıldır ülkeyi yönetendir. Ülkeyi IMF kapısına hızla yaklaştıran ekonomimizi buhrana sokan Erdoğan’dır.

“DAHASI, MEYDANLARDA ‘IMF BORCUNU ÖDEDİM’ DİYE ANLATIYOR”

Güçlü ekonomiye geçtikten sonra hazırlanan sağlam temeller üzerinde reformları yapmayan, sıcak paracılara ülkeyi teslim eden, gelen parayı da ranta, betona gömerek yıllarını geçiren ‘Faiz sebep, enflasyon netice’ safsatasıyla ekonomiyi daha önce görülmemiş bir krizin içine sokan bizzat Erdoğan’ın kendisidir. Dahası meydanlarda ‘IMF borcunu ödedim’ diye anlatıyor. Ama ödedim dediği borcun 10 milyar dolarını kendisinin alıp kullandığını söylemiyor. Eğer Erdoğan, ‘Bu ülke bir daha benzer zorlukları yaşamasın’ diyorsa, yapması gereken bellidir. 15 Mayıs sabahında milletin iradesine saygı gösterecek bavulunu toplayıp milletin sözünü ikiletmeyecek, saraydan ayrılıp işi erbabına bırakacaktır.

“MİLLETİMİZE ‘2023’TE 2 TRİLYON DOLAR MİLLİ GELİR’ SÖZÜ VERDİ. BUNUN YARISINI BİLE TUTTURAMADI”

Erdoğan meydanlarda milletin gözünün içine baka baka verdiği ‘Sözleri tutmaktan’ bahsediyor. Bunlar, vatandaşların aklıyla alay etmeyi kendilerine meslek edinmişler. Erdoğan 2011 yılında seçime giderken 2023 Cumhuriyetin Yüzüncü Yılı Hedefleri’ dedi. Milletimize ‘2023’te 2 trilyon dolar milli gelir’ sözü verdi. Bunun yarısını bile tutturamadı. 1 trilyon dolara dahi ulaşamadı. Şimdilerde ‘Milli geliri 5 yıl sonra 2028’de 1,5 trilyon dolara çıkarmaktan’ söz ediyor. Aynı Erdoğan, ‘Kişi başına geliri 25 bin dolar yapacağım’ dedi. Bunun da yarısını bile tutturamadı. 10 bin dolarlarda kaldı. Bir de bununla caka satmaya kalktı. Erdoğan artık millete verdiği sözleri tutmayan ama hala böbürlenmeye kalkan müflis bir siyasetçidir. Söylemediğimiz lafları ‘Böyle söylediler’ diye anlatıp kendi sözlerinin üstünde tepinecek kadar düşmüş vaziyettedir.

“KILIÇDAROĞLU’NUN ADINI TERÖRLE YAN YANA GETİRMEYE KALKIYOR”

21 yıldır görevde olan hükümetin başının durumu gerçekten de hazin. Genel Başkanımızın karşısına çıkamıyor. Gazeteci görünümlü ‘evet efendim, sepet efendimciler’ önünde kendi gölgesiyle boks yapıyor. Hain terör örgütünün saldırı düzenlediği tek genel başkan olan Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun adını terörle yan yana getirmeye kalkıyor. Herkes haddini bilecek. Kuvayımilliye’den, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nden neşet eden Türkiye’nin kurucu partisinin genel başkanının adını terörle yan yana anmak kimsenin hakkı da haddi de değildir. Hele Oslo’da teröristle aynı masaya oturanların, terör elebaşına ‘Sayın’, şehide ‘kelle’ diyenlerin oy için terör elebaşının kardeşini devletin televizyonuna çıkaranların, Gaffar Müdür’ün katillerine, Konca Kuriş’i domuz bağıyla boğanlara terörist diyemeyenlerle iş tutanların kalkıp da bize söyleyebilecek hiçbir sözü yoktur.

“21 YILLIK HÜKÜMET İCRAATIYLA KONUŞUR”

21 yıllık hükümet icraatıyla konuşur. Hala vaat vermeye kalkıyorsa, Ziya Paşa’nın dediği gibi, ‘Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde…’ denir. Bu Hükümetin beyin ölümü gerçekleşmiştir. Artık siyasi mevta olmuştur. O kadar bitik vaziyetteler ki ellerindeki koca bir devlet aygıtı olmasına rağmen seçim beyannamelerini bizim Millet İttifakı’nın Ortak Politikalar Mutabakat Metninden kes yapıştır yaparak ancak yazabiliyorlar. Kaynak belirtmeyerek de apaçık intihal suçu işliyorlar.

“KAMUDA İŞE ALIMLARDA MÜLAKAT UYGULAMASINA SON VERECEKLERMİŞ.”

Erdoğan’ın çakma seçim beyannamesinde Aile Destekleri Sigortası’ndan, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gençlere yönelik vaatlerine kadar pek çok madde aşırma, kes-yapıştır. Ama söyledikleri her şey sırıtıyor. Örneğin göreve gelirlerse, kamuda işe alımlarda mülakat uygulamasına son vereceklermiş. İyi de 21 yıldır yönetimdesiniz. Neden bugüne kadar mülakata son vermediniz? Neden hemen şimdi değil de seçimden sonraya randevu veriyorsunuz? Yanlışsa neden uyguladınız? Doğruysa neden kaldırıyorsunuz? Bu soruların hiçbirine yanıt yok.

“ERDOĞAN BİZDEN KOPYA ÇEKMEYE ÇOK ALIŞTI”

‘Oynamayı bilmeyen gelin ya yerim dar ya yenim dar dermiş.’ Erdoğan’ınki de o hesap. Ama o kadar beceriksizler ki bir iş yapmaya kalktıklarında bin mağdur yaratıyorlar. Bu mağduriyetleri de iktidara geldiğimizde biz düzelteceğiz. Erdoğan bizden kopya çekmeye çok alıştı ama milletimiz bir şeyin aslı varken çakmasına itibar etmez.

“15 MAYIS SABAHI ERDOĞAN GİDECEK MİLLETİN ADAYI KEMAL KILIÇDAROĞLU GELECEK”

15 Mayıs sabahı Erdoğan gidecek. Milletin adayı Kemal Kılıçdaroğlu gelecek. Bu ucube yönetimi sandıkta alaşağı ederek ülkemizin ufkunu gerçek demokrasiyle, güçlü parlamenter sistemle aydınlatmak için hep birlikte mücadele edeceğiz. Sadece Kemal Kılıçdaroğlu’nu 13. Cumhurbaşkanı yapmakla kalmayacağız. TBMM’de de birinci parti olacağız. Biz Cumhuriyet Halk Partisi’yiz. ‘Bilhassa kimsesizlerin kimsesi’ olan ‘Cumhuriyet’in’ partisiyiz. Yokluklar içinde olsa bile vatan ve hürriyet aşkıyla dünyaya kafa tutan bu onurlu ‘Halkın’ partisiyiz.

Biz, Kuvayımilliye’den, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nden neşet eden umudun partisiyiz. ‘Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisiyiz. Dünyada eşine az rastlanır bir asrı aşkın mazisiyle, atasının bıraktığı onurlu mirasa sahip çıkan, genç fidanlarıyla büyüyen asırlık çınarız. Ve şimdi, cumhuriyetin ikinci yüzyılında Millet İttifakı’ndaki ortaklarımızla birlikte ayrılıklarımızı bir köşeye koyduk, omuz omuza verdik umudu da yeniden yeşertmek için geliyoruz.

“MİLLETİMİZE SÖZ: ÜLKEMİZİN HER KÖŞESİNE YİNE BAHARLAR GELECEK”

13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olacak milletimizi önce feraha çıkaracak sonra da refaha kavuşturacak. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olacak, ülkemize yatırım yağacak. İnsana yakışır iş ve aş olacak. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olacak sofralarımıza Halil İbrahim bereketi gelecek. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olacak ülkemizin çalınan neşesi, insanlarımızın çalınan gülümsemesi geri gelecek. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olacak dışarı giden gençlerimiz ülkesine geri gelecek. Ne diyor Pablo Neruda: ‘Tüm çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelişini engelleyemezsiniz.’ 15 Mayıs sabahı, milletimize verdikleri sözleri unutanlar gidecek, sözünü tutacak olanlar gelecek. Milletimize söz: Ülkemizin her köşesine yine baharlar gelecek. Ve milletimize söz, ülkemizin her köşesine yine baharlar gelecek.”


Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER