Aslına ÖZETİ| bakarsanız William’ın bu çabasının arkasında bir aşk ilişkisi yok gibi gözüküyor. O her zaman takıntılı bir adamdı ve kafasına koyduğu bir şeyi her ne pahasına olursa olsun yapmaktan asla geri durmazdı.
Hırslı bir karaktere sahip olmasında herhangi bir sorun yoktu ancak kim bir tünel kazmak uğruna neredeyse hayatının büyük bir kısmını heba ederdi?
En baştan başlayarak bu gizemi çözmeye çalışalım.
William, 1871’de Rhode Island’da doğdu. 3’ü erkek 3’ü kız olmak üzere 6 kardeşe sahipti ancak hepsini, henüz 30 yaşlarına gelemeden tüberküloz sebebiyle kaybetti. Kendisi de bazı sağlık sorunlarıyla mücadele etmekteydi ve hava değişiminin ona iyi geleceğini düşündü. Memleketi Woonsocket’ten ayrılarak Kaliforniya’ya geldi ve 2 yıl burada kaldı.
Ancak memleketinden ayrı kalmaya dayanamadı ve yaklaşık 4 yıl sonra Rhode Island’a geri geldi. William, El Paso Sıradağları’ndaki Copper Dağı yakınlarına gitti ve hikâyesi de tam da bu noktada başladı.
Madencilik veya mühendislik konusunda herhangi bir eğitimi olmadığı bilinen William, 1902 yılında kendi çabalarıyla bir tünel kazmaya karar verdi.
Yaz aylarında genellikle çiftliklerde işçi olarak çalışır, sonbahar geldiğinde ise iki eşeği Jack ve Jenny’yi yanına alıp kazı çalışmalarına devam ederdi.
Bazı iddialara göre William’ın bunu yapmaktaki amacı, altın madenlerine ulaşmaktı. Ancak kesin olan bir şey vardı ki o da bu çılgın adamın yıllarını verdiği bu tünelden herhangi bir maden çıkaramadığıydı.
Bir kazma ve bir kürekle çılgınca bir işe girişen William, bu kazı esnasında nadiren bir çekiç, bir el matkabı ve birkaç dinamit çubuğu kullanmıştı. Bu katı graniti kazmak için düşen kayalarla ve tehlikeli tuzaklarla gece gündüz demeden mücadele etti.
Etrafa saçılan kayaları tünelin yolunu kapatmaması için önce sırt çantasında, ardından el arabasıyla son olarak da kurduğu demir raylar üzerinden taşıyarak uzaklaştırdı. William, insan gücüne ve sabrına aykırı bir hedefin peşinden gitmekte oldukça kararlıydı.
30 yılı aşkın bir süre 1,8 metre uzunluğunda ve yaklaşık 4 metre genişliğindeki bu tüneli inşa etmek uğruna yapayalnız bir yaşam sürdü.
Tünelin yakınlarına bir kulübe inşa eden ve hayatına orada devam eden William, fakirlikle büyük bir mücadele içindeydi. Çareyi yıpranan kıyafetlerini un çuvallarıyla, ayakkabılarını ise ezilmiş teneke kutularıyla onarmakta bulmuştu.
Parasının yettiğince gaz yağı alıp yakardı fakat genellikle küçük mumlarla idare ederdi. Tek odalı kulübesinde eski bir demir ocağı vardı ve basit yemeklerle beslenmeye çalışırdı. Bir insan hangi amaç için böylesine bir yaşam sürmeyi kabul eder ki?
Tünelin içine doğru kısa bir yolculuk yaptığımızda ise bizi ilginç detaylar karşılıyor.
Açık kapıdan içeri girildiği an, bazı ilginç notlar ve William’ın muhtemelen madencilik notlarını simgeleyen bir tabela dikkati çekmekte. Ayrıca tavanı gittikçe alçalan bu tünelin yarıklarında, çeşitli mum kalıntıları mevcut. Kayalardan sızan demir cevheri de bu mum kalıntılarının kırmızı bir renge bürüdüğüne işaret eder.
Tünel bir süre sonra iki farklı yol ayrımına çıkar. Sağda bir ışık parıltısı sol tarafta ise karanlık bir yol. Karanlık yoldan yaklaşık 30 metre gidildiğinde tünel, keskin bir şekilde sağa yönelir. 100 metre daha ileride ise çıkmaz bir sokak vardır.
Tünelden çıkmak ışıklı yol takip edildiğinde mümkündür ve yolun sonu Koehn Gölü Yatağı ve Mojave Çölü manzarasına çıkar.
Jack ve Jenny isimli iki eşeğinden dolayı “Burro” lakabını alan William, bazı iddialara göre kısa bir süre sonra bu bölgeyi terk etti.
Bazı kaynaklar ise onun birkaç yıl daha kulübesinde yaşamına devam ettiğini ileri sürmekte. Üstelik bu çılgın adamın tüneli ne kadar sürede inşa ettiğine dair de farklı görüşler var.
Yıllarca bu tünel uğruna çalışan William “Burro” Henry Schmidt, tünelini hiçbir zaman kullanmadı. 26 Ocak 1954’te, 82 yaşında vefat etti ve Kaliforniya’daki Rand Bölge Mezarlığı’na defnedildi. Arkasında ise büyük bir mühendislik inşası ve onlarca soru işareti bıraktı.
Kaynaklar: Pın in the Atlas, Desert USA, Atlas Obscura, The Center for Land Use Interpretation
Editor : Şerif SENCER