Kamer, AA muhabirine, "Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü"nün (UNESCO) geçtiğimiz günlerde "Küresel Eğitim İzleme Raporu"nu yayımladığını söyledi.
Raporda, çocukların ekran sürelerinin giderek arttığının vurgulandığına dikkati çeken Kamer, "UNESCO, çocukların en azından sınıflarda telefon, tablet ve akıllı saatleri kullanmaması yönünde tavsiye kararında bulundu. Zaten baktığımızda Fransa, Hollanda, Çin gibi belli ülkeler sınıflarda akıllı cihazların kullanılmaması noktasında kararlar almaya başladı. Biz de 2018 yılından itibaren kararlar aldık. Şu an resmi olarak karar var ama uygulamada bazı problemler zaman zaman yaşanıyor." diye konuştu.
"Sınıfta teknoloji kullanımı ile telefon ya da tablet kullanımı aynı şey değil"
Sınıfta akıllı cihaz kullanımının başarıyı olumsuz etkilediğini vurgulayan Kamer, şöyle devam etti:
"Türkiye'deki akademik çalışmalarda da çocukların ekran süresinin artmasının akademik başarıyı olumsuz etkilediği yönünde veriler var. Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin de bu yönde açıklamalar yaptı. Daha önce yayınlanan yasayla ilgili düzenlemelerin yapılacağını, sınıflarda akıllı cihazların kullanımına ilişkin bazı düzenlemelerin tekrar gündeme geleceğini söyledi. Bu sevindirici bir haber. Sınıf ortamında akıllı cihazların bulunması çocuğun motivasyonu ve dersi öğrenme biçimini olumsuz etkiliyor. Dersten soğumasına neden oluyor."
Sınıfta teknoloji kullanımı ile telefon ya da tablet kullanımının aynı şeyler olmadığını ifade eden Kamer, "Biz aslında sınıfta teknolojinin kullanılmasını savunuyoruz. İkisi farklı şeyler. Akıllı tahtaların kullanılması, diğer uygulamaların kullanılması uygun ama sürekli aktif şekilde telefonun açık olduğu bir sistem doğru değil. Öğretmen ders anlatırken bir haber veya mesaj geldiğinde öğrencinin motivasyonunu ve ilgisini dağıtabildiği için tekrar derse olan motivasyonu artırıcı önlemler alınması gecikebiliyor. Bu ister istemez akademik başarıyı düşürüyor. Cep telefonları ve tabletler artık vazgeçilmezimiz ama akademik başarı ve öğrenmeyi etkilemesi nedeniyle bunların sınıfta kullanımını kesinlikle önermiyoruz." dedi.
Okullarda akıllı telefon ve tablet kullanımın yasaklanmasının sosyal medyada paylaşılan bazı olumsuz görüntülerin de önüne geçeceğini söyleyen Kamer, "Maalesef sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla okuldaki o istenmeyen canlı yayınlar, beli öğrenci ve öğretmenlerin kayıt altına alınarak mahremiyet, cinsellik ya da güvenlikle ilgili problemlerin yaşandığını biliyoruz. TikTok veya YouTube videosu çekilmesi sonucu itibar suikastları veya farklı bir takım olaylarla karşılaşıldığını biliyoruz." ifadelerini kullandı.
"Öğretmen ve idareciler sınıflara telefonsuz girerek rol model olabilir"
Velilerin özelikle güvenlik kaygısıyla çocuklara akıllı cihazlar aldığını belirten Kamer, şunları kaydetti:
"Aileler güvenlik gerekçesiyle küçük yaştan itibaren çocukların okula akıllı cihazlarla gelmesini istiyorlar. Haberleşmenin daha kolay olduğu, çocuğun başına bir şey geldiğinde ailesine ulaşmasıyla ilgili endişelerden dolayı bu giderek artıyor. Bununla ilgili farkındalık kampanyaları düzenlenebilir. Okul başladığı dönemde öğretmen ve idarecilerin sınıflara telefonsuz girmesi rol model olarak öğrencilerce olumlu karşılanabilir. Bununla ilgili okul ve okul aile birliği arasında karar alınıp uygulanabilir. Amerika'da benzer uygulamalar var. Akıllı olmayan cihazların kullanımı ile ilgili yönlendirmeler var. Okullarda akıllı cihazların kullanılmasının olumsuz anlamda birçok etkisi olduğu gözleniyor. Bununla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı olumlu adımlar atacağını söyledi. Okullar başladığında ben net adımların görüleceğini düşünüyorum."
Editor : Şerif SENCER