Maher ÖZETİ| Mezahi
Kuzey Afrika Spor Muhabiri
Getty ImagesFas, Katar'da süren Dünya Kupası'nda Salı günü büyük bir sürprize imza attı ve İspanya'yı eleyerek çeyrek finale yükseldi.
Kazablanka, Rabat, Marakeş'in yanı sıra birçok Batı Avrupa ülkesinde de kutlamalar vardı.
Fas Kralı 6. Muhammed da ülkesinde kutlamalara katıldı.
Faslı futbolcular maçın ardından dans etti, birbirlerine sarıldı, soyunma odasında gözyaşları tutulamadı.
Karşılaşmadan önce "Başta bizi destekleyen yalnızca Faslılardı. Şimdi Afrikalılar ve Araplar katıldı" diyen Fas Teknik Direktörü Walid Regragui, "Bir noktada inanmalıyız. Zor olsa da neden bir Afrika takımı Dünya Kupası'nı kazanmasın?" dedi.
En verimli yıllarını Fas'ta teknik direktörlük yaparak geçiren ve Afrika'nın en yüksek düzeyde teknik direktörlük diplomasını veren kurumda görev yapan Regragui, Afrika futbolu için doğru olan her şeyi temsil ediyor: Genç, korkusuz, yetenekli ve kozmopolit.
Getty ImagesBaşarısızlığın sömürgeleşmeyle ilişkisi var
Senegal Teknik Direktörü Aliou Cissé, Cezayir Teknik Direktörü Djamel Belmadi, Tunus Teknik Direktörü Radhi Jaidi ve Güney Afrika Teknik Direktörü Benni McCarthy, Afrika'nın önde gelen diğer teknik adamları.
Katar'daki Dünya Kupası'nda ilk kez 5 Afrika ülkesinin Afrikalı teknik direktörlerle yoluna devam etmesi tesadüf değil.
Fakat Regragui haklı mı? Afrika kendisine "Dünya Kupası'nı kazanabilir miyim?" diye sormalı mı?
Afrikalı bir spor muhabiri olarak geçmişte bana, Pele'nin 1970'lerde yaptığı, 2000 yılından önce bir Afrika takımının Dünya Kupası'nı kazanacağı yönündeki tahmini sorulduğunda, onun çok iddialı olduğunu söylerdim. "Pele bunu muhtelemelen hissederek öngörmedi" derdim.
Bu yıl, cevabımı gözden geçirdim. Kendime sordum: Geçmişte Afrika ülkelerini Dünya Kupası'nı kazanmaktan alıkoyan neydi?
Bu, kıtanın sömürge haline gelmesiyle başlıyor.
1930-1962 yılları arasındaki 7 Dünya Kupası'nda Afrika'dan yalnızca Mısır, 1934'te turnuvada yer aldı. FIFA, bağımsızlığını kazanmış olsa dahi Afrika ülkelerinin turnuvaya doğrudan katılmasını reddediyordu.
Getty Images2010 Dünya Kupası Güney Afrika'da düzenlendiSonunda Afrika ülkelerine eşit yer ayrılacak
1966 yılında Afrika ülkeleri İngiltere'deki Dünya Kupası'nı boykot etti. FIFA'dan turnuvaya garanti katılım hakkı istediler. 1970'de istediklerini aldılar.
40 yıldan uzun süredir Afrika takımları turnuvada başarılar elde etti. 1982'de Cezayir'in Batı Almanya'yı, 1986'da Fas'ın Portekiz'i, 1990'da Kamerun'un Arjantin'i yenmesi gibi.
FIFA 1982 Dünya Kupası'nda Afrika ülkelerine yalnızca iki kontenjan ayırdı. Bu sayı 1994'te üçe, 1998'de beşe yükseldi.
Bazıları son 12 yılda Afrika ülkelerinin aldığı zayıf sonuçlara işaret edebilir. Ancak daha fazla Afrika ülkesinin Dünya Kupası'nda mücadele etmesinin, kıtada futbolun gelişimine katkı sağlanmadığını kim söyleyebilir?
Sadece Dünya Kupası'na katılım için alınan para bile Afrika'da temel futbol altyapısının gelişmesini sağladı. Bu da oynanan oyunun kalitesine yansıdı.
Dünya Kupası'nın başlamasından neredeyse 100 yıl sonra, 2026'da Afrika sonunda diğerleriyle eşit yere sahip olacak.
Ev sahibi olmanın da turnuvada başarılı olmaya katkısı büyük.
Güney Kore 2002'de turnuvayı düzenleyen ülkelerden biriydi ve yarı finale yükseldi. 2010 yılında Güney Afrika'da da Gana yarı finale çok yaklaşmıştı.
Bu gerçekten sadece tesadüf mü? Bu yıl Asya ve Afrika'nın başarısı ortada.
Kamerun, Dünya Kupası'nda Brezilya'yı yenen ilk Afrika takımı oldu. Tunus, Fransa'yı yendi. Fas önce grup birincisi olarak son 16 turuna çıktı, İspanya'yı eleyerek çeyrek finalde Portekiz'le eşleşti.
Milli takımları Arjantin'i yenen Suudiler, Faslılar, Tunuslular takımlarının tarihi başarılarıyla coştular.
Fas'ın teknik direktör Walid Regragu'nin dediğini doğrulayıp turnuvayı kazanması, bu sürecin taçlandırılması olur.
Fas turnuvayı kazanmaktan, sadece normal süreleri hesaba katarsak, yalnızca 270 dakika uzakta, belki de artık inanmaya başlama vakti gelmiştir.
Editor : Şerif SENCER