2001 ÖZETİ| yılında başlanan Palm Jumeirah projesi, mimarlık ve mühendislik dünyasının dönüm noktalarından biri olarak öne çıkıyor.
Öyle ki bugün bile adalar büyük ilgi görüyor ve mimari ile mühendisliğin müthiş bir birleşimi olarak anılıyor.
Peki bu adalar nasıl yapıldı?
Bir ada yaratmak için doğal deniz tabanını şekillendirmek gerekiyor ve Palmiye Adaları için geleneksel yöntemlerin yeterli olmadığı söyleniyor.
Bu sebeple, proje kapsamında kumun deniz tabanından çıkarılıp GPS teknolojisiyle hassas bir şekilde yerleştirilmesini sağlayan kara ıslahı sürecinin başlatıldığı biliniyor.
Bu süreçteyse milyonlarca ton kum ve kayanın kullanıldığı, bu sayede hem yapının sabitliğinin sağlandığı hem de doğa şartlarına karşı koruma oluşturulduğu ifade ediliyor.
Palmiye şeklini ortaya çıkaran mühendislik sürecininse adanın görsel çekiciliğinin ötesine geçtiği belirtiliyor.
Adanın, Dubai’nin sahil şeridini genişletmek ve lüks yaşam alanları sunmak için yaratıldığı ve bugün bir cazibe merkezi olarak ilgi gördüğü söyleniyor.
Günümüzde bu adada Atlantis The Palm gibi dünyanın en lüks otelleri ve ünlülerin tercih ettiği villalar yer alıyor.
Ancak bu proje yalnızca turizm değil, çevresel sürdürülebilirlik açısından da bir dönüm noktası olarak görülüyor.
Bu ve benzeri yapılar, sadece mühendislik ve teknolojinin değil aynı zamanda vizyonerliğin ve hayal gücünün bir ürünü olarak tanımlanıyor.
Özetle Palmiye Adaları, birer ada değil, tarihin en cesur mühendislik projelerinden biri olarak dikkatleri üzerine çekiyor.
Kaynak: Travel+ Leisureİlginç yapılarla ilgili ilginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
Editor : Şerif SENCER