Yüzlerce ÖZETİ| turnuva düzenlenen, herkesin en az 1 kere oynadığı veya duyduğu, dünyanın en büyük FPS oyunlarından biri olan Counter Strike, dün itibarıyla yeni oyunu olan Counter Strike 2’yi oynamaya hazır hale getirdi.
Yıllardır düzenlediği turnuvalarla oyun camiasında bir marka haline gelen Counter Strike’ın tarihini ve kilometre taşlarını tekrardan hatırlayalım.
Counter Strike’ın aslında başta sadece Black Mesa gibi bir mod olarak çıktığını biliyor muydunuz?
1998 yılında Half-Life, oyun dünyasının altını üstüne getirdi. O sıralar iki üniversite öğrencisi olan Minh Le ve Jess Cliffe, Half-Life’ın içinde teröristlerin olduğu bir mod geliştirdi ve buna Counter-Strike adını verdi.
Valve’ın topluluk yapımlarına ne kadar önem verdiğini biliyoruz. Minh Lee ve Jess Cliffe, mod’un beta sürümlerini yayınladıktan sonra, günümüzde bir dünya markası haline gelen Counter-Strike, VALVE tarafından satın alındı.
Hâlâ sadece bir mod olan Counter Strike 1.0
Half Life’ın bir mod’u olan Counter-Strike 1.0’a giriş yapmak için öncelikle Half Life’a girip ‘’Change game’’ kısmından Counter-Strike 1.0’ı seçmeniz gerekmekteydi.
Kısa zamanda bu mod öyle popüler bir hale geldi ki oyuncu topluluğu mail ve forumlar üzerinden ‘’bu oyunu çıkartıcaksınız ulan!’’ gibisinden Valve’a bir sürü gönderme mesaj göndermeye başladı.
Bir efsanenin doğuşu! Tarihler 9 Kasım 2000’i gösterdiğinde Counter-Strike 1.0 tam olarak çıkışını gerçekleştirdi.
Oyunun, beta sürümünden yayınlanmasına kadar birçok silah sesi, çeşit çeşit harita ve birçok telsiz kaydı eklendi. Hatta bazılarımız hatırlar ki bu telsiz kayıtları Türkçeydi.
Dönüm noktalarından biri olan Counter-Strike 1.5
Counter-Strike’ın her geçen gün oyuncu sayısı artıyordu. 1.1, 1.2, 1.3 ve 1.4 sürümlerinde oyun geliştirilmeye devam edildi ve oyun içerisindeki hataların neredeyse tamamı giderilmişti. Fakat sürümler arası en gözle görülen artış CS’nin kilometre taşlarından biri olan Counter-Strike 1.5 sürümü ile gerçekleşti.
2002 yılında çıkan bu sürüm sayesinde; internet kafeler arası yapılan 5vs5 turnuvalar, ‘’kafenin en iyisi kim?’’ sorunun cevabını belirlemek için yapılan minik turnuvalar ve kendi aramızda kurduğumuz takımlar vs. oyun camiasına rekabetçi bir kültür getirmişti. Bunlar günümüzde Espor olarak adlandırdığımız sektörün aslında temelini atmıştı.
Evet. İşte o sürüm. Bir neslin hayatını adadığı… Nakitlerini, vakitlerini gömdüğü o efsane oyun. Counter-Strike 1.6, tarihler 2003 yılını gösterdiğinde efsane bir çıkış yapmıştı.
Gerek yeni jenerasyon grafikler, silahlar, haritalar vs. oyunun büyük bir yankı uyandırmasını sağlamıştı fakat bu oyunu en önemli yapan unsur ise bulundurduğu topluluk sunucularıydı. İnsanlar internet kafe dışındaki farklı insanlarla kendi takımını kurup veya tek başına rekabet içerisinde olabiliyordu. Bu sayede turnuvalar ve insanların oyundan aldığı zevk apayrı bir boyuta taşınmıştı.
Okuldan kaçıp veya okul bitiminde bulduğumuz her fırsatta ‘’CS gel kanka’’ tabirinin çıkışı asıl olarak bu oyunla gerçekleşmişti. Bir nesil bayram harçlıklarını alıp oyuna saatlerini gömmeye can atıyordu.
Günümüzde hâlâ azımsanamayacak kadar çok kişi tarafından oynanan bu sürüm Counter-Strike tarihinin hatta oyun ve Espor tarihinin en önemli yapı taşlarından birisi olmuştur.
Büyük bir hayal kırıklığı Counter-Strike: Condition Zero
Bu oyun aslında Counter-Strike’ın rekabetçi mantığına fazlasıyla ters olan hikayeli bir oyun olarak çıktı. Yapım sürecinde 4 farklı şirketle çalışan Valve, hiçbiriyle istediği oyunu yapamamış olsa gerek ki oyun yapılmaya başladıktan 3 yıl sonra anca çıkış yapabildi.
2001 yılında yapılmaya başlanan Counter-Strike: Condition Zero, 2004 yılında çıkış yaptı ve bu oyun Counter-Strike kitlesi tarafından pek beğenilmedi. Condition Zero, hikâyeli oyun olduğu için bir yere kadar oynanabiliyordu ve Counter-Strike topluluğu eskiden olduğu gibi online olarak insanlarla rekabet etmeyi özlemişti.
Bu konuda eksik kalan Condition Zero’ya daha sonra multiplayer seçeneği eklendi ama artık iş işten geçmişti. Counter-Strike: Condition Zero, tam bir hayal kırıklığı olarak tarihin tozlu sayfalarına gömüldü.
Editor : Şerif SENCER