Gündem

Çocuk Hakları Platformu'ndan İsrail'in çocuklara yönelik olan katliamına tepki!

Yeryüzü Çocukları Derneği, İHH İnsani Yardım Vakfı, Hukukçular Derneği ve Yetim Vakfı ile oluşturulan Çocuk Hakları Platformu, Dünya Yetimler Günü basın açıklaması gerçekleştirdi.

Çocuk Hakları Platformu'ndan İsrail'in çocuklara yönelik olan katliamına tepki!
26-03-2024 20:47

Yeryüzü ÖZETİ| Çocukları Derneği, İHH İnsani Yardım Vakfı, Hukukçular Derneği ve Yetim Vakfı ile oluşturulan Çocuk Hakları Platformu, Dünya Yetimler Günü basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

Bugün siz değerli basın mensuplarını İHH, YETİM VAKFI, HUKUKÇULAR DERNEĞİ, YERYÜZÜ ÇOCUKLARI DERNEĞİ öncülüğünde kurulan Çocuk Hakları Platformunun basın açıklamasına davet ettik. Kıymetli bir ayda ve önemli bir gün olan 15 Ramazan Dünya Yetimler gününü seçtik.

Tüm dünyaya özellikle İslam Dünyasına Gazze’deki çocukları hatırlatıyoruz.  Çocuk haklarında yaşanan ihlaller çocuk haklarıyla ilgilenen kuruluşları harekete geçirdi. Çocuk hak ihlalleriyle uluslararası ve ulusal mücadelemizde bir platform öncülüğünde hareket etmemiz artık bir tercih değil zorunluluk halini almıştır.

 

Çocuk Hakları Platformu olarak dünyanın gözleri önünde yaşanan soykırıma karşı çocuk haklarını hatırlatıyoruz. Yeryüzünün tüm çocukları için hukuk mücadelesine herkesi davet ediyoruz.

Bugün Gazze’deki çocuklar yarın Doğu Türkistan bir diğer gün başka bir topyekün çocuk hak ihlallerinden, ölümlerinden bahsetmek istemiyorsak bugünden harekete geçmenin önemini vurguluyoruz.   İsrail BM Çocuk Hakları Sözleşmesine üye olmasına rağmen kendini bu sözleşmeye bağlı görmediği açıktır.  Uluslararası hukuk kapsamında çocuk hak ihlallerine ilişkin başvurular yapacağımızı da ilan ediyoruz.  Uluslararası hukuktaki bağlayıcılık sorunsalıyla değil çocukların ve dünyanın geleceği sorunuyla çocuklar için ilgileniyoruz. Savaş ve çatışma bölgelerinde çocuklara yönelik hak ihlallerinin uluslararası ceza adalet sistemine yapılacak başvurularda ayrıca ve dikkatle yer almasının önemini görüyoruz.

Çocuk topluluklarına yönelik toplu katliamlar, ayrım gözetmeyen toplu saldırı, kasıtlı olarak sivil alanlarda çocuk gruplarını hedef alma, sağlık kuruşlarının işlevsiz hale getirmek ve hamile kadınların sağlık kuruluşlarına erişimini engelleme sonucu ölü doğumlara sebep olma gibi eylemleri savaş bahanesi ile işleyen devletlerin, çocuk haklarına yönelik bu gibi ihlallerinde bu suçların, uluslararası ceza sistematiğinde yer alması gerekmektedir. Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne bakıldığında yetki alanına giren suçların soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçları olduğunu biliyoruz. Bu suç eylemlerinin bir kısmı çocuklara yönelik eylemleri içermektedir. 

SOYKIRIM SUÇUNUN ÖNLENMESI VE CEZALANDIRILMASI SÖZLEŞMESI’nin 2. maddesinde yer alan:

d- Grup içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak; 

e- Gruba mensup çocukları zorla bir başka gruba nakletmek; eylemlerinin çocuk hakları ihlalleriyle ilgili olduğu açıktır.  Savaş suçlarında ise sivil halka yönelik eylemlerin düzenlendiğini görüyoruz.

Bu kapsamda çocuk olarak yazmasa bu suç tipinde sivil halk bileşeni olan çocukları da içermektedir. Eylemlerin suç teşkil etmesi değil bu eylemlerin uluslararası hukukta bir yaptırımı sonucu olduğunda önem kazanacaktır.

Bu nedenle Uluslararası ceza yargılamasında BM Çocuk Hakları sözleşmesi ve ek protokollerinde yer alan hakların savaş ve çatışma esnasında bir devlet tarafında ihlalinde etkili başvuru yollarının önemi ortaya çıkmıştır. Özellikle bu sözleşmelere taraf olan ancak bireysel başvuru usullerine taraf olmayan devletlere yönelik toplu ve sistematik çocuk hak ihlallerinde uluslararası mekanizmaların işlevsel hale getirilmesi gerekmektedir.

Bm Çocuk Hakları Sözleşmesi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Medeni ve Siyasal Haklara Dair sözleşmeler başta olmak üzere Çocuk Hakları alanındaki tüm uluslararası Sözleşmelerin devletlere yüklediği ödevlerin yetersiz kaldığını görüyoruz. Yoksa İsrail’in de taraf olduğu BM Çocuk Hakları sözleşmesine hareket etmesi gerekirdir. Sözleşmedeki madde 2’ye göre Filistinli çocuklara ayrımcılık uygulanmıyor mu? 

Madde 6’ya göre yaşam hakları ellerinden alınmıyor mu? Yahut madde  16’daki özel yaşamları? Sözleşmedeki 37. Maddede “Hiçbir çocuk, işkence veya diğer zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ve cezaya tâbi tutulmayacaktır.” Derken Filistinli çocuklar hariç miydi örneğin? 6 yaşındaki Hind çocuk değil miydi?

Platform olarak bir insan hakkı olan çocuk hakkı özelinde ulusal uluslararası ehemmiyeti ve zaruriyeti nedeniyle çalışmalar yapacağız. Ülkemizde ve dünyada çocuk cinsel istismarının önlenmesi başta olmak üzere herhangi bir ayrım yapılmaksızın çocuğun her türlü istismar ve sömürüsünün engellenmesi için hukuk mücadelesinde bulunacak, önleyici ve koruyucu çalışmalara da öncülük edeceğiz.  

Çocuklar öldürülür, istismara maruz kalır, uzuv kaybına uğrarken ve daha nice zulmün mağduru olurken insan hakları doktrinini dünyaya ihraç ettiğini sayan güçlü devletlerin Çocuk Haklarının korunmasında zaafiyetini Gazze’de politik yanlı taraf tuttuğunda esefle müşahede ettik. Bu noktada sivil toplumun ve vicdanlı dünya halklarının değeri çok daha öne çıktı. Bu nedenle bugün burada başlattığımız hareket sadece ülkemizle sınırlı kalmayacak dünyadaki vicdanlı yüreklerle birleşecek ve büyüyecektir. 

Hülasa bu sene Ramazan neşemize Gazze’deki yakınlarını kaybetmiş çocukların hüznü karıştı. Hicri 15 Ramazan 1445 yılı olan bugün aynı zamanda Dünya Yetimler Gününde Yeryüzünün tüm çocuklarını, yetimlerini ve haklarını korumak için yola çıkıyoruz. 

 


Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER