Ankara ÖZETİ| Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi ve Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Tanıl Kendirli, ilk olarak 16 Temmuz'da hastaneye sevk edilen çocuklarda kanlı ishal, akut böbrek yetmezliği, trombosit ve hemoglobin değerlerinde düşüklük gibi sıkıntıların görüldüğünü, bir hafta içerisinde 6 çocuk hastada çok ciddi Hemolotik Üremik Sendromu (HÜS) saptandığını söyledi.
Hastaların kreatinin değerleri açısından akut böbrek yetmezliği tablosundan farklılık gösterdiğini vurgulayan Kendirli, acil diyaliz ihtiyacı bulunan 6 hastadan 5'inin çocuk diyaliz ünitesinde düzenli ve programlı şekilde tedaviye alındığı bilgisini verdi.
BEYİN VE KALP TUTULUMU GÖRÜLEN HASTALAR OLDU
Prof. Dr. Kendirli, "Şu anda 26 gündür hastanede izlediğimiz hastalarımız var. Hastaların yoğun bakım süreçleri 5-7 gün arasında sürdü. Sonrasında Çocuk Nefroloji Servisinde izlemleri devam etti. Genel durumları iyi olduğu için aralıklı diyalizle tedaviye devam ediyoruz" diye konuştu.
Hastalardan birinde beyni etkileyen santral sinir sistemi tutulumunun görüldüğünü ve ona ayrı bir tedavi uygulandığını aktaran Kendirli, "Ayrıca hastalarımızın bir kısmında Hemolotik Üremik Sendrom'da çok sık görülmeyen ama olduğunu bildiğimiz kalp tutulumu söz konusuydu. Şu anda hastalarımızda hiçbir sorun olmadığını söyleyebiliriz" ifadesini kullandı.
Bu süreçte çocuk nefroloji, çocuk yoğun bakım ve diyaliz servislerindeki doktor ve sağlık çalışanlarının büyük bir özveriyle bu süreci yönettiğinin altını çizen Kendirli, "Çocuklarımızın şu an genel durumları iyi, hastalarımızın tamamı diyalizden kurtuldu. 2'si taburcu olmak üzere, diğerlerinin de iyileşme süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz. Yaşları 3-15 arasındaydı, çok şükür sekel kalmadan iyileşiyorlar" dedi.
"HASTALARIMIZI UZUN SÜRE TAKİP ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Çocuk Nefrolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Songül Yılmaz da hastaların durumunun oldukça iyi olduğunu, kan tablolarının normale döndüğünü vurguladı.
Yılmaz, diğer hastaların da gelecek hafta taburcu edilmesinin planlandığını belirterek, şunları kaydetti:
"Hemolotik Üremik Sendrom, nefrolojide en acil müdahale edilmesi gereken hastalıklardan birisi. Erken ve etkin müdahale çok önemli. Hastalarımız çok erken tanı almışlardı, çok hızlı destek tedavileri yapıldı. Şu an için böbrek fonksiyonları normale döndü.
Uzun vadede bir hasar bulgusu oluşup oluşmayacağını şu aşamada net olarak söylemek çok mümkün değil fakat hastalarımızın uzun vadede diyaliz ihtiyacı olmasını öngörmüyoruz. Bu açıdan onları uzun süre takip etmeye devam edeceğiz."
Doç. Dr. Yılmaz, HÜS'ün çiğ, iyi pişmemiş etler, kontamine olmuş sularla bulaşan bir hastalık olduğuna işaret ederek, daha çok çocuklarda görülen bu hastalığın yetişkinlerde de ortaya çıkabileceğini anlattı.
Yılmaz, meyve sebzelerin iyi yıkanarak yenilmesi, çiğ ve iyi pişmemiş etlerin tüketilmemesi, kaynağı bilinen, temiz içme sularının tüketilmesinin önem taşıdığını vurgulayarak, kanlı ishal, halsizlik, idrar çıkışında azalma gibi belirtilerde mutlaka doktora başvurulması gerektiğini dile getirdi.
ELİFNAZ TABURCU OLUYOR
İçme suyundan etkilendiği için hastanede tedavi edilen ve bugün taburcu edilmesi planlanan 9 yaşındaki Elifnaz Arslan'ın annesi Huri ise "Zor bir süreçti, 26 gündür buradayız. Allah'a şükür taburcu olacağız. Bu duygunun tarifi yok. Buraya çok umutsuz, kötü bir durumda gelmiştik. 'Taburcu olacaksınız' dediklerinde sanki hayat durduğu yerden yeniden başladı. Doktorlara ve sağlık çalışanlarına çok teşekkür ederiz. Bize resmen çocuğumuzu geri verdiler. Çok umutsuzduk ama şimdi sağlıklı bir şekilde geri dönecek kızım" diye konuştu.
Arslan, 17 yaşındaki diğer kızının da geçen pazar günü rahatsızlandığını ama Bolu'da hastanede iki gün kaldıktan sonra iyileştiğini belirtti.
Taburcu edilecek olmanın mutluluğunu yaşayan Elifnaz da duygularını, "Bu yıl 4. sınıfa geçtim. Evime döneceğim için çok mutluyum. Oyun oynamayı, köpeğimi çok özledim. Eve ilk gittiğimde köpeğim Çakıl'la oynayacağım, onu çok özledim" sözleriyle dile getirdi.
"SORUMLULARIN BULUNMASINI İSTİYORUZ"
Hastanede 15 ve 13 yaşındaki iki evladının tedavisi devam eden anne Fatma Aydoğan ise "Oğlumun değerleri düzelme aşamasına geçti. Kızım da artık diyalize girmeyecek, ilaç tedavisiyle devam edecek. Allah'a şükür durumları gayet iyi. Burada doktorlarımız, hemşirelerimiz bizimle çok ilgilendi, kendi öz çocukları gibi baktılar sağ olsunlar. Benim yetkililerden tek istediğim bu işin açığa çıkarılması, sorumluların bulunması. Çok zor, ağır bir süreçten geçti evlatlarım" sözlerine yer verdi.
Editor : Şerif SENCER