BM'den Kuzey Kore açıklaması: Temel hak ve özgürlüklere yönelik baskı arttı

BM ÖZETİ| Genel Kurulu’na sunulan raporda, Kuzey Kore’de insanlığa karşı suçların arttığı ve hak ihlallerine karşı hesap verilebilirliğin sağlanmasında ilerleme katedilmediği aktarıldı.

Kuzey Kore’deki hak ihlallerinin, BM öncülüğünde Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) taşınmasının değerlendirileceği belirtilen raporda, ülkedeki insan haklarına yönelik baskının covid-19 kısıtlamalarıyla arttığına işaret edildi.

Raporda, Kuzey Kore’de 2020 yılında yürürlüğe giren; Güney Kore menşeli medya araçlarına sahip olmayı ve söz konusu malzemeleri dağıtmayı ömür boyu hapis, bazen de idamla cezalandıran Sağcı Düşünce ve Kültür İhbar Yasası da ele alındı.

Yasa kapsamında, 2021 yılının nisan ayında, Güney Kore film ve müziklerini içeren USB ve CD satışı yapan bir Kuzey Korelinin halka açık alanda idam edildiği belirtilen raporda, Kuzey Kore’de muhalif görüşe sahip kişilerin gönderildiği 5 farklı esir kampı “ifade özgürlüğü hakkının ağır şekilde ihlal edildiğine en iyi sembolik örnek” olarak değerlendirildi.

Söz konusu raporda Antonio Guterres, uluslararası toplumun Kuzey Kore'deki hak ihlallerinin soruşturulması ve hesap verebilirliğin sağlanması için harekete geçme “zorunluluğu” olduğunu kaydetti.

KUZEY KORE'DEN BM ÖZEL RAPORTÖRÜNE TEPKİ

İnsan hakları konusunda yapılan eleştirileri tepkiyle karşılayan Kuzey Kore, geçen ay BM tarafından Kuzey Kore İnsan Hakları Özel Raportörü olarak atanan Elizabeth Salmon’u, ABD’nin “kuklası” olarak niteledi.

Kuzey Kore Dışişleri Bakanlığı'ndan kimliği belirsiz bir sözcü, Salmon’un Kuzey Kore’nin insan hakları durumuna ilişkin değerlendirmelerine karşı bugün yayınladığı bildiride, “ABD’nin insan hakları konusunu ülkenin siyasi sistemini yıkmak için kullanmasına izin vermeyeceklerini” söyledi.

Salmon, söz konusu değerlendirmelerinden dolayı “cahil ve önyargılı bir vizyona sahip olmak" ve “pervasız açıklamalar yapmak"la suçlandı.

Geçen hafta temaslarda bulunmak üzere Güney Kore’ye giden Salmon, Kuzey Kore’nin insan hakları konusunda “yeni ve daha ciddi zorluklarla” karşı karşıya olduğunu söylemişti.