Gündem

Bir arkadaşlığın sonu ya da bir savaşın başlangıcı: The Banshees of Inisherin

Martin McDonagh’ın Oscar adayı filmi bağımsızlık sürecindeki İrlanda’ya sinematografik değeri yüksek ve eleştirel bir bakış atıyor.

Bir arkadaşlığın sonu ya da bir savaşın başlangıcı: The Banshees of Inisherin
05-02-2023 13:18

“Artık ÖZETİ| senden hoşlanmıyorum”

Düşleyin...Sıradan bir sabaha uyanıyorsunuz. Her şey yolunda. Her güngittiğiniz bara davet etmek üzere en yakın arkadaşınızın evinedoğru yola çıkıyorsunuz. Vardığınızda ise bir şeylerin tersgittiğini fark ediyorsunuz. Arkadaşınız o sabah size kapıyıaçmıyor. Bir süre sonra barda karşılaştığınızda size bucümleyi kuruyor. Ve hatta, eğer onunla konuşmaya kalkarsanızparmaklarını keseceğini söylüyor.

İlkbakışta, iki yakın arkadaşın arasındaki bir kriz gibi görünenbu öyküleme, The Banshees of Inisherin’de bir dönemin pastoralresmine, bir ülkenin geçmişine yönelik ağıta, savaşın ikiyeböldüğü bir milletin acılarla dolu lirik şiirine dönüşüyor.

Martin McDonagh, 1920’lerin başında İrlanda’da geçenöyküsünün vitrinine iki arkadaşın ayrılığınıyerleştirirken, belli belirsiz bir fonda eklemlediği iç savaş“bombalarıyla” İrlanda’nın çetrefilli sorunlarınımutfağına taşıyor.

1923, içsavaş yılları... İrlanda Bağımsızlık Savaşı’nı bitirenanlaşmanın ardından kurulan devlete karşı çıkan IRA ve milliordu arasında yaşanan çatışmaların ayyuka çıktığı dönem...İrlandalı’nın İrlandalı’yı öldürdüğü, kimin kimle, neiçin savaştığının belirsizleştiği, bazen de filmde sözedildiği gibi “unutulduğu” bir süreç... Anakarada yaşanan bukıyımın karşı yakasında ise sessiz sedasız hayatlarınısürdüren Inisherin ahalisi...

Sislerinarasından perdenin açıldığı, masmavi gökyüzünün, yosuntutmuş falezlerle birleştiği yemyeşil bir arazide gördüğümüzfilmimizin talihsiz karakteri Padraic, işte o sabah uyandığında,her gün aynı saatte barda buluştuğu yakın arkadaşı Colmtarafından terk ediliyor. Bu terk edilmişlik, iç savaşıngölgesinde yaşayan bir halkın üzerine sinmiş kasvetin getirdiğibir duygu değil yalnızca, aynı zamanda kırsal yalnızlığın vevaroluşsal krizlerin bir simgesi...

Tam da bu yüzden Keltmitolojisinde ölüm perisi (banshee) anlamına gelen filmin adıylamüsemma bir ölüm “cadısı”nın kol gezdiği köyde, hemen herayrıntıda kırmızı renk gizli. Padraic’in soluk renkligömleğinde, kız kardeşi Siobhan’ın hırkasında, astığıçamaşırlarda, Colm’ün evinin kapısında henüz ilk sahnedensinematografik imgenin vücut buluşuna tanık oluyoruz.

SAVAŞINAYIRDIKLARI

Padraic,bombaların gürültüsüyle çevrelenmiş bir adada “sessiz”kalmak isteyen müzisyen arkadaşının sancılarınıanlamlandırmaya çalışırken Mozart gibi hatırlanmayacağınıbile bile, nezaketle karşılık veriyor dostuna. Ancak içindebulunduğu savaşın İrlanda’ya faydasının olmaması gibi,Colm’ün inadı ne bestelerine ve ne de müziğine katkı sağlıyor.Bu noktada iki arkadaşın ayrılığının bir simgesine dönüşenmakas, sırf biten arkadaşlığın değil; iki ülkenin hatta aynıülkenin fertlerinin ayrı düşme sürecinin bir alegorisinedönüşüyor.

TomMcDonagh, kavga sertleştikçe keskinleşen, iç savaşındinmesiyle ise “sakinleşen” ana karakterlerinin yanınakonumlandırdığı Siobhan ve Dominic ile bir yandan bu kavganınmasum yanlarını dengelerken; öte yandan Kerry Condon ve BarryKeoghan’ın yer yer Colin Farrell-Brendan Gleeson ikilisinden rolçalmalarına da izin veriyor.

Inisherin, geleceği için kaygılanangenç kadınların, “savunmasız” gençlerin, “kötü” devletadamlarının, kafası karışık rahiplerin, ölüm perilerinin vetaşra sıkıntısıyla kavrulan somurtkan adamların hüküm sürdüğübir yer. Tam da görünen ve görünmeyen dünyanın birbirinekarıştığı, Kelt kültürünün eski çağlarındaki gibi.

PUANIM:9/10


Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER