AK ÖZETİ| Parti'nin seçim stratejisi ne olacak? Sahada hangi çalışmalar yürütülüyor? Başkan adayları nasıl belirlenecek? Gündeme dair merak edilenleri AK Parti Genel Başkan Vekili ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım A Haber'de cevapladı.
AK Parti'nin kurulma hikayesinin anlatan Binali Yıldırım vesayetle mücadele konusunda da, "Biz 27 Nisan'ı önce hatırlıyoruz ama ondan önce bize 2 sefer ayar vermeye kalktılar. Muhtıralara, darbelere 22 yılda hiç boyun eğmedik. Yetkiyi millet verir, millet alır." ifadelerini kullandı.
Binali Yıldırım'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
"AK Parti'nin kuruluşunun 22. yıl dönümündeyiz. Perşembe günü Ankara'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde 22 kuruluş yıl dönümümü ihya edeceğiz. Açıkçası AK Parti Türk siyasi hayatında kuruluşunda 14 ay sonra tek başına iktidara gelmiş yegane bir partidir. 14 Mayıs 2001'de partimizin 74 kurucusu başta Cumhurbaşkanı Erdoğan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere dilekçesini verdik. Yurt genelinde teşkilatlanmaya başlamıştık ki seçim tarihi ilan edildi. Devlet Bahçeli o zaman çıkıp seçime gitmek gerektiğini söyledi. Yeni kurulmuş bir parti için bu önemli bir gelişmedir. Hem teşkilatları kuracaksınız hem kendinizi halka anlatmaya çalışacaksınız ve 1 sene içerisinde de seçime girip sonuç alacaksınız.
Biz o zaman Türkiye'nin 39. partisi olarak kurulduk. Bugün bunun üzerine 100 tane daha parti geldi. Her kurulan parti iktidar olsaydı herhalde bu kadar zamanda 1 gün bile iktidar görevini ikimse yapamazdı. AK Parti'yi iktidara getiren dinamiklere iyi bakmak lazım.
VESAYET ODAKLARI İLE MÜCADELE
Vesayetin asıl karışımıza çıkışı e-Muhtıra ile oldu. Vesayet ile mücadelede biz 27 Nisan'ı önce hatırlıyoruz ama ondan önce bize 2 sefer ayar vermeye kalktılar. Muhtıralara, darbelere 22 yılda hiç boyun eğmedik. Yetkiyi millet verir, millet alır. 19 Kasım 2002'de iktidara geldik ve 58. Hükümet kuruldu. 8 Ocak'ta gazetelerin başlıklarını açın bakın. Denizli'de yaşanan bir olay üzerine; Laiklik tehdit altındadır bu hükümet şöyle böyle diye bize bir giydirdiler. 8 Ocak 2003 tarihinde biz bunu yaşadık. Fakat bu o zaman gündeme çok gelmedi. O gün Diyarbakır'da bir uçak kazası yaşandı ve 5 7 vatandaşımız hayatını kaybetti. O gün verilen muhtıra güme gitti. Ondan sonra bu vesayet alışkanlığı bitmedi. Cumhuriyet mitinglerini hatırlayın daha sonra ortaya çıkan Balyoz, Ergenekon gibi yapılaşmaları hatırlayın. Ve Yine 2003 mayıs ayında Cumhuriyet gazetesi 'Genç subaylar tedirgin' diye başlık attılar. Bunlar neyi gösteriyor? Halk bir kara veriyor ama Ankara'daki kendilerini ülkenin rejimin de iktidarın sahibi gibi göre vesayet odakları bir türlü bunu kabullenemiyor. Biz bunu yaşadık. Bunun su yüzüne çıkması resmen 27 Nisan 2007'de karşılaştık."
15 TEMMUZ'DA NELER YAŞANDI?
Biz o gün çalışmalarımızı yaptık ve akşam saatlerinde 9 bini köprüden geçtik ve o zaman bir şey yoktu. Aslında köprüden geçtiğimizde Avrupa yakasına gidişte faaliyet başlamış. Biz köprüden geçtikten sonra arkadaşlarımıza serbestsiniz dedik ve onlarda Kuzguncuk tarafında doğru evlerine gittiler. Onları durdurmuşlar ve arabada Başbakanlığın amblemini görüp harekete geçmişler. Bizim arabayı tekmeleyip arkadaşlarımızı darp etmişler. O çocuklar bizim koruma müdürüne telefon etti. Ben de orada Kozyatağı'nda otoyol gişelerindeyim. Bana köprünün tutulduğunu ve darbe olduğunu söylediler. Ben de şakanın zamanı mı dedim? Saat kaç ne darbesi? Benimle kafa mı buluyorsun diye söylendim. Arkadaşlarımızın dövüldüğünü biz böyle öğrendik.
Orada ben geri dönülmesi emrini verdim; Kim bu densizler? Ben geri dönmek için uğraşırken koruma müdürü oraya götürmeyeceğini oradaki şartları bilmediğini ve bizim açık hedef olduğumuzu söyledi. Oradaki durumu anlamandan beni götüremeyeceğini söyledi. Oradan Tuzla'ya eve gittik. Oradan İstanbul Valisini, 1. Ordu Komutanı'nı, Ankara Valisi ve İstanbul Emniyet Müdürünü tek tek aradım. O arada tabi saat 10'unu geçiyor. O zaman Paralel Yapı diyoruz ve onların bir işi olduğunu söyledik ve biz de bu kanaat oluştu. Bunun emir-komuta sisteminde yapılan bir iş olmadığını anladık.
O zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı aradım kendisi o zaman Marmaris'teydi. Elde ettiğim bilgileri onunla paylaştım onun da yaptığı çalışmalar var. O da aynı kanaati benimle paylaştı. Biz o zaman bir karar da verdik; belki bunu daha önce söylememiş olabilirim bunlar bu arada saat 10.20'de yaşanıyor. Orada bir Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ortak bir karar aldık. Burada pabuç bırakmak yok. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Ucunda ölüm bile olsa milletin emanetini bunlara teslim etmeyeceğimizi söyledik. Biz Cumhurbaşkanı Erdoğan o zaman bu kararı aldık. O da Marmaris'ten gelmeye karar verdi. Gelmesi için gerekli tedbirler adına konuştuk ve kendisine Ankara'ya doğru gideceğimi söyledim. Bu alçaklara karşı yapılacakları konuştuk ve bu şekilde o gece anlaştık.
O zaman bir karar daha aldık; Paralel Yapı'nın işi olduğuna karar verdik ama bunu açıklamayalım dedik. Başlangıçta böyle bir yol izleme kararı verdik. Hatırlanırsanız 'bir grubun kalkışması üzerinde duruyoruz' dedik. Paralel Yapı olduğunu söylememe teklifini ben yaptım. Çünkü bunu biliyordunuz gibi dedikodular çıkaracaklardı. Benim ne kadar haklı olduğumda ortaya çıktı. Kontrollü darbe gibi saçma sapan laflarla muhatap olduk. Biz milletimize ve Allah'a güveniyoruz.
ENFLASYON NE ZAMAN TEK HANE OLACAK?
Kovid salgını bütün ayarları bozdu. Enflasyonu bilmeyen ülkeler enflasyon ile yüzleştiler. Bizde de enflasyon hızla artmaya başladı. Çünkü dünyanın ihtiyacı olan miktarda üretim yapılamadı. İhtiyaçlarda bir azalma yok ama üretimde ciddi bir azalma yaşandı. Bir şeyin miktarı az olunca fiyatı arttı. Fiyat artışları enflasyonu enflasyon da fiyat artışlarını körükleyerek geldi. Bunun üzerine terörle mücadele ve Rusya-Ukrayna savaşı sorunları var. Bu 2 ülkeden 45 milyar dolarlık bizim alışverişimiz var. İşte tüm bunlar işleri kötü hale getirdi. Krizleri yönetebilirsiniz ama belirsizliği yönetemezsiniz. Aslında işin özeti budur. Bunun arkasına 6 Şubat depremini koyunca tablo daha da ağırlaştı. 110 milyar dolar bir maliyet ortaya çıktı. Bu ölçekte bir depremle başka bir ülke yüzleşti altında kalırdı. Biz millet ve devlet olarak burada yine farkımızı ortaya koyduk.
Türkiye'nin bütçe büyüklüğü yani milli geliri 1 trilyon 58 milyar dolar. 2023 yılı için gerçekleşecek durum bu. Önümüzdeki sene bu 1 trilyon 200 milyar dolar olabilir. Öyle öngörülüyor. Bu ölçülere göre şu anda 12 bin 310 dolar kişi başına düşüyor. 2024'te de 13 bin dolar kişi başı gelir olacak. Türkiye'nin kuruluşu olan 1923 ile 2002 arası büyüme ortalaması 4,7 iken AK Parti döneminde 2002 ila 2020 arasında büyüme ortalaması 5,4 olarak gerçekleşmiştir. Eğer Türkiye yüzyıl boyunca 4.7 yerine 5.4 büyüseydi milli gelirimiz 2 trilyon doların üzerine çıkıyor. Kişi başına düşen gelirde 25-26 bin dolar olacaktı. Güven ve istikrar tılsımlı 2 kelimedir. Büyümenin anahtarı budur, AK Parti'nin yaptığı da budur. Bu AK Parti'nin kerameti değil milletin AK Parti'ye yüklediği bir misyondur. Enflasyon hükümetimizin 1. önceliğidir. 2024'ün 2. yarısından itibaren kalıcı olarak inecek. enflasyonda düşüşü göreceğiz. Ekonomideki zorlukların farkındayız alım gücü düştü. Orta vadede enflasyon kontrol altına alınacak. Emeklilerimize iyileştirme yapılacağını düşünüyorum.
Ekonomide sıkıntılarımız var. Başkalarında da var diyerek yükü üstümüzden atamayız. Bu zorlukları dünya 2008 ve 2009'da yaşadı bizde teğet geçti. Biz o zaman yaşanan krizi milletimize hissettirmedik. Yüksek enflasyon dengeleri alt üst ediyor. Üreten ürettiğinin üstüne koyup satıyor. Yüksek enflasyonda sabit gelirliler zararlar görüyor. Burada yüksek alanda düşük alanda zarar görüyor. Enflasyon hükümetimizin 1. önceliğidir. Hedefimiz enflasyonun tekrar kontrol edilebilir tek haneli oranlara düşürmektir. Ekonomi yönetimi bunun için çalışıyor ve işinin ehli insanlar. Orta Vadeli Plan var ve şekillendirdiler. Çalışma bitti ve eylülde açıklanacak. Enflasyon ortada vadede kontrol altına alınacak ve tek haneye inecek.
EMEKLİ MAAŞINDA CİDDİ ARTIŞ OLACAK
Emekli maaşlarını 2 bin 500'den 7 bin 500'e kadar çıkarmış olsak da yüksek enflasyon karşısında yetersi kaldı. En düşük memur maaşı 2 katına çıktı, asgari ücret 11 bin 400 TL oldu. Burada en düşük emekli maaşı alan vatandaşlarımız zayıf kaldı.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan da ipuçlarını verdi. Benim edindiğim bilgilere göre de Meclis açılır açılmaz özellikle emekliler için 7 bin 500 TL alanlar başta olmak üzere bütün emeklilerle ilgili ciddi bir iyileştirme yapılacak.
"İSTANBUL-ANKARA AK PARTİ'YE GEÇECEK"
Millet İstanbul 4.5 yılda ne kaybetti ne kazandı soracak.
ADAY OLACAK MI?
Binali Yıldırım, aday olacak mı sorularına da yanıtladı. Yıldırım, "Şu anlık öyle bir düşüncem yok."
Editor : Şerif SENCER