![Bakanlıktan kırmızı et arzını yükseltecek adım](https://www.idrak34.com/files/uploads/news/default/bakanliktan-kirmizi-et-arzini-yukseltecek-adim.webp)
AA ÖZETİ| muhabirinin edindiği bilgiye göre, Bakanlık, ülkede kırmızı et arzını artırmak ve bu alanda ithalatın önüne geçmek için çalışmalarını kesintisiz sürdürüyor.
Bu kapsamda, Bakanlığın yürüttüğü "Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi"yle, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) işletmelerindeki gebe büyükbaş hayvanlar, uygun maliyetlerle, küçük işletmelere verilecek. Bu sayede etçi anaç hayvan sürüleri oluşturularak kırmızı et üretiminin artırılması hedefleniyor.
Proje kapsamında, Ziraat Bankasından 2 yıla kadar ödemesiz, 3 veya 5 yıl geri ödemeli olarak sübvansiyonlu kredi kullanabilecek üreticilere bir yıl boyunca bakım ve besleme desteği de verilecek. Satın alınan hayvanlar bir yıl sigortalı olacak ve sigorta bedeli Bakanlıkça karşılanacak.
Etçi anaç büyükbaş hayvan üretimi özel sektörde ve çiftçiler arasında tanınmaya başlarken, bu kapsamdaki girişimlerden bir tanesi de Adana'da bulunuyor.
Etçi anaç hayvan yetiştirilen çiftlikte, angus cinsi buzağılar satışa sunuluyor, işletmede mezat yoluyla gebe angus satışı da gerçekleştiriliyor.
Anaç varlığının artmasıyla sürekli yurt dışından getirilen kaliteli besilik yerli dana olarak üreticilere sunuluyor.
BESİLİK ANGUS ÇİFTLİĞİNDE ÜRETİLEN HAYVANLARLA ÜRETİMİN ARTIRILMASI HEDEFLENİYOR
Dost Ziraat İşletmeleri Direktörü Ali Oğuz, Bakanlık tarafından başlatılan politikaların yerli üretime ve gıda güvenliğine katkı sağlayacağını ifade etti.
Etçi anaç büyükbaş hayvan üretimiyle Türkiye'de et arzının artmasına katkı sağlamayı amaçladıklarını dile getiren Oğuz, etçi anaç hayvan alan yetiştiricilerin yerli üretim seferberliğinin bir parçası olduklarını anlattı.
Oğuz, üretilen söz konusu büyükbaş hayvanların aracısız olarak mezat yöntemiyle satışa sunulduğuna işaret ederek, mezatlara katılımın çok yoğun olduğunu, özellikle angus ırkı anaç hayvanların ilgi gördüğünü söyledi.
Angusların Türkiye'de ucuz maliyetlerle yetiştirilebilen bir hayvan olduğunu gören ve dışa bağımlılıktan kurtulmak isteyen üreticilerin alım yaptıklarına dikkati çeken Oğuz, şunları kaydetti:
"Buradaki ana husus, damızlık etçi anaç yetiştiriciliği ile Türkiye'deki besilik dana yetersizliğini kapatan bir model olmak. İnsanlar bunu şu an beğendiler ve bunu yaymak için elimizden gelen çabayı göstermeye çalışıyoruz. Yıldan yıla değişmekle beraber ülkede ortalama 600 bin adet besilik dana giriyor. 6-8 ay sonra kesiliyor. Bir yıl sonra bir daha getirmek zorunda kalınıyor. Bunun ikamesi ise anaç varlığını artırmaktan geçiyor. Fakat ülkemizde sütçü hayvanların yavrularından besi yapılıyor. Bu da verimsizliğe neden oluyor. Çünkü et ırkı hayvanlar yüzde 30 daha iyi besi performansı gösteriyor. Bu nedenle son yıllarda besiciler özellikle angus, limuzin, hereford gibi et ırkı hayvanlarla besicilik yapmak istiyor. Ülkemizde bu cins hayvanların anaç varlığı olmadığı için de her yıl artan bir angus, hereford besi danası talebi oluyor ve yurt dışından karşılanmaya çalışılıyor. Bu döngünün kırılması ise ancak danasını değil anasını getirip üretimi yurt içinde sürekli hale getirmekle mümkün."
Oğuz, Bakanlığın genç ve kadın yetiştiricilere öncelik vermesini önemsediklerini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Öncelikle aile tipi işletmeler bu işe girsin, kendi kapasitelerini pansiyon işletmeciliği değil de üretim işletmesine çevirsin. Türkiye'deki besilik dana üretimini genç ve kadın yetiştiricilerden başlayarak artırmaya çalışalım. Biz de gelen yetiştiricilere her mezatta özel destekler veriyoruz. Özellikle anaç hayvanları cazip kılacak alternatifler üretiyoruz ve bu sayede onların bu işe girmesini tetikliyoruz. Öngörümüz şu, eğer ki Türkiye'de 600 bin civarında etçi damızlık üretimi gerçekleşirse çok kısa vadede bunlardan elde edilecek besilik danalar Türkiye'ye et olarak geri döneceği için et açığımız ya da ülkedeki besilik dana problemimiz bu şekilde üreterek çözülecek. İnşallah yakın zamanda besilik dana gemisi bekleyen üreticiler değil de kendi işletmesinde damızlık etçi materyal üreten işletmecilerin ürettikleri besilik danaları alan ve onları besleyip ülkeye katan işletmeler olacak."
"DANASINI ALACAĞINIZA ANASINI ALIN"
Angusların et kazancının maliyet olarak diğer ırklara göre daha avantajlı olduğuna işaret eden Oğuz, "Büyük besi işletmelerimiz kendi açığını kapatmak için mecbur kalıyor her seferinde besi danası ithalatına başvuruyorlar ve gemi sırası bekliyorlar. Biz o işletmelere şunu söylüyoruz, gemi sırası bekleyeceğinize danasını alacağınıza anasını alın. Elde edeceğiniz yavrularla geleceğinizi planlayın ve bu açık, ancak bu şekilde kapatılabilir. Yoksa standart al, besle, kes, sat modeliyle maalesef sonuca ulaşamayız." dedi.
Oğuz, Türkiye'nin her yerinden hayvan almaya gelenlerin olduğuna dikkati çekerek, satılan hayvanlara teknik destek verdiklerini kaydetti.
"HEM ÜRETİCİLERİMİZ KAZANACAK HEM DE GIDA GÜVENLİĞİNE KATKI SAĞLAYACAK"
Verimsiz sütçülük yapmak yerine kaliteli et ırkı hayvan yetiştirmenin hem daha az maliyetli hem daha az zahmetli hem de kazançlı olduğunu belirten Oğuz, "Ülkemizde süt açığımız yok ama besilik danada kaliteli hayvan ihtiyacımız var. Özellikle küçük üreticilerimiz bu boşluğu çok hızlı dolduracaktır. Hele hele meralardan istifade edilen illerdeki üreticilerimiz için et ırkı anaç yetiştiriciliği çok anlamlı. Hem üreticilerimiz kazanacak hem de gıda güvenliğine katkı sağlayacaklar." ifadelerini kullandı.
Oğuz, Anadolu'da özellikle yerli hayvanları et ırkı melezleme yaparak üretim seferberliğinin işaret fişeğini atan çok kıymetli işletmelerin olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"Uşak'ta Rahmi Konkur, bu alanda çok başarılı bir aile işletmesi. Tek başına yıllardır çabaladı ve ithalata bağımlı olmadan besicilik nasıl yapılabilir tüm üreticilerimize gösterdi. Bakanlık da bu başarılı örnekleri inceleyerek bu üretim seferberliğini tüm yurda yayıyor. Daha çok çalışarak daha çok üreteceğiz. Et ırkı anaç büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinin tek kaybedeni ithalat lobileri olacak. Üreticimiz kazanacak, verimliliğimiz artacak, gıdada tam bağımsızlığa bir adım daha yaklaşacağız."
Editor : Şerif SENCER