Türkiye’nin ÖZETİ| önde gelen bilim insanlarından olan akademisyen, moleküler biyolog ve biyokimyager Aziz Sancar, 2015 yılında hücrelerin hasarlı DNA’ları nasıl onardığını ve genetik bilgiyi nasıl koruduğunu moleküler düzeyde haritalayan çalışmaları nedeniyle Nobel Kimya Ödülü’ne layık görülmüş ve Nobel Ödülü alan ikinci Türk olmayı başarmıştı.
Şimdi de 75 yaşındaki bilim insanının bir keşfe daha imza attığı ortaya çıktı. Cumhuriyet’ten Orhan Bursalı tarafından kaleme alınan bir yazıya göre Sancar ve ekibi, beyin kanseri tedavisine yönelik önemli bir buluş gerçekleştirdi.
Keşif şans eseri yapıldı
Habere göre Sancar ve ekibi, laboratuvarlarda gerçekleştirilen deneylerde kullanılan EdU molekülünün beyin kanserinde kullanılabileceğini keşfetti. Çalışmanın bulgularının PNAS dergisinde yayımlandığı belirtilirken Sancar’ın erken aşamalarda konuyla ilgili konuştuğu da aktarıldı. Ünlü bilim insanı, keşiflerini şans eseri gerçekleştirdiklerini ve bunun birçok insanı mutlu edeceğini belirtti: “Bu çok sürpriz bir buluş, büyük rastlantı. Başka bir deney yaparken birden bizi şok eden çok farklı bir olay karşımıza çıktı.”
Ayrıca Bursalı’nın haberinde Sancar’ın buluşunu kısaca anlattığı da belirtildi. Ünlü bilim insanı, DNA onarımı üzerinde merak ettikleri bir konuyu araştırdıklarını ifade etti. Sancar’a Nobel kazandıran İnsan Nükleotit Eksizyon Onarım Sistemi, DNA’da hasar gören 26 nükleotitli bölümü kesip çıkarıyor ve onarıyor. Sancar da bunu test tüpünde kanıtladıklarını; ancak insan hücresinde içinde de böyle olup olmadığını merak ettiklerini aktardı.
Hücreler adeta onarım döngüsüne girdi
26 nükleoititten fazlasının çıkarılıp çıkarılmadığını veya daha çok nükleotit eklenip eklenmediğini araştırdıklarını söyleyen bilim insanı, bunun için EdU isimli molekülü kullandıklarını ifade etti. Bu sırada ortaya çıkan sonuçların onları şok ettiğini belirten Sancar, molekülün sağlam DNA’da sanki hasara uğramış gibi etki yaptığını ve onarım mekanizmasını harekete geçirdiğini ifade etti.
Biraz daha açacak olursak molekül sağlam hücrelerin bulunduğu ortama koyuldu. Sonrasında ise hücrenin onarım mekanizmasını çalıştırarak molekülü kesip çıkarttığı görüldü. Çıkarılan molekül ise serbest kalınca tekrar genoma girdi ve yine aynı şeyler yaşandı. Bu döngünün böyle devam ettiğini belirten Sancar, en sonunda EdU ile başa çıkamayan hücrenin öldüğünü belirtti. Bilim insanı, bu şekilde molekülün kesin olarak nasıl hücreyi öldürdüğünün anlaşıldığını, bunun da kanser hücreleri için kullanılabileceğini vurguluyor.
www.idrak34.com
Editor : Şerif SENCER